Aynı yıl doğdular, ikisi de yetimdi, asker oldular ve Çanakkale’yi geçilmez kıldılar
Yakın zamanda 'Atatürk: Entelektüel Biyografi' kitabı çıkan tarihçi Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu Serbestiyet'ten Doç. Dr. Doğan Gürpınar’a verdiği söyleşide Enver Paşa ile Atatürk arasındaki rekabetin resmi tarih kurgusu olduğunu, gazetecilerin de bu kurgusal rekabeti popüler hale getirdiğini anlattı.
Tarihçi Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu’nun yakın zamanda Bağlam Yayınları’ndan ‘Atatürk: Entelektüel Biyografi’ çıktı. Bu kitap üzerinden Hanioğlu internet sitesi Serbestiyet‘ten Doç. Dr. Doğan Gürpınar’la bir söyleşi yaptı.
Söyleşide Hanioğlu Enver Paşa ile Mustafa Kemal Atatürk arasındaki çatışma ve rekabetin resmi tarihin bir kurgusu olduğu bu kurguyu kimi gazetecilerin de popüler hale getirdiğini söyledi ve “Enver ve Atatürk rekabeti milli tarihçiliğin bir kurgusu. İttihat ve Terakki içinde Mustafa Kemal sevilen bir insan değil. Bencil bulunuyor. O yüzden lider kadroların arasına giremiyor. Ama bu başarısızlığı 1918’den sonra önünü açıyor” diyor.
Hanioğlu: “Enver Paşa ve Atatürk arasındaki rekabet tamamen bizim resmi tarihçiliğin yarattığı bir kurgu. Daha sonra da Türkiye’de birtakım gazeteciler bunu popüler hale getirdiler. Böylece hayali bir Enver Paşa, Mustafa Kemal Paşa çatışması yaratıldı.
Şunu unutmayalım. Enver Paşa, İttihat Terakki’nin askeri kanadında son derece önemli bir insan. Hatta bu kanadın açık ara birincisi. Arkadan gelen Cemal Paşa’nın bile onu ciddi anlamda tehdit edebilecek bir gücü yok. İttihat ve Terakki yapılanmasına baktığımız zaman Mustafa Kemal, Cemal Paşa korumasındaki subaylar arasında. Cemal Paşa grubuna dahil, Fedai grubuyla yakın ilişkileri var. O grubun sevdiği bir insan. Ama o kendini Fedai grubundan da üstün görüyor. Yani Mustafa Kemal’in İttihat ve Terakki içerisinde rekabete girecek bir durumu yok.
Mustafa Kemal Paşa’nın bu süreçteki bütün faaliyeti, Cemal Paşa grubunun Enver Paşa’ya karşı yaptığı girişimlerde rol almak. Bunun ötesinde Enver Paşa’yı zorlamak, Enver Paşa’ya karşı çıkmak, Enver Paşa’ya açıktan muhalefet etmek… Böyle bir durum söz konusu değil. Enver Paşa’da Mustafa Kemal Paşa kompleksi yok. Mustafa Kemal benim can düşmanım, benim yerimi alacak, bir şekilde ben bunu engelleyeyim… Bu gibi şeyler bizim tarihçiliğin yarattığı anlamsız bir şey.
İttihat ve Terakki içindeki iktidar dengesi içerisinde Mustafa Kemal dışarda kalan bir insan. Çok dışarda değil ama karar verici grubun içerisinde değil. Çok istiyor bu grubun içerisine girmeyi ama girebilen bir insan değil. Çünkü İttihat ve Terakki içerisinde fazla sevilen bir insan değil Mustafa Kemal.
Örgüt liderleri Mustafa Kemal’i örgüt kültüne yeteri kadar saygı duymadığını düşünüyor. Bir anlamda Mustafa Kemal’i bencil buluyor Talat Paşa, Enver Paşa. Cemal Paşa’nın daha olumlu bir kanaati var Mustafa Kemal hakkında. Dolayısıyla o dengeler içerisinde Mustafa Kemal’in lider olması pek mümkün değil. Zaten de başaramıyor.
Aslında bu mütareke döneminde onun önünü açan bir şey. Lider kadrosu içerisinde girmiş olsaydı mütareke sonrası lider olarak ortaya çıkması pek mümkün olmazdı. Belki de o da yurt dışına kaçmak zorunda kalırdı. Bu anlamda İttihat ve Terakki’nin lider kadrosuna girememesi 1918 sonrası onun önünü açan bir gelişme oluyor” diyor…
Hanioğlu’nun anlattıkları ve tespitleri önemli. Ama öte yandan Mustafa Kemal Atatürk yaşarken yazılan ‘Bozkurt’ kitabında H. C. Armstrong Enver Paşa ile Mustafa Kemal Atatürk arasındaki rekabeti işliyor. Kitabı okuyup yayınlanmasına izin veren Atatürk’ün yazılanlara bir itirazı olmuyor.