İlklere sahne olan Cop28 bize ne anlatıyor?
Dünyada iklim değişikliği ve savaşlar nedeniyle "enerji arz güvenliği" kritik önem arz ederken, Türkiye’de Hidrojen Vadisi Projesi’ni kurmak için çalışmalara başladı. Proje ile sanayiden tarıma pek çok sektöre alternatif kaynak sağlanacak.
Türkiye yenilenebilir enerjide atılıma odaklanırken uygulama dönemi devam eden Hidrojen Vadisi Projesi ile sanayiden tarıma, otomotivden uzaya kadar pek çok sektöre kapsamlı bir alternatif kaynak sağlamayı hedefliyor. Yeşil teknoloji dönüşümünü de kapsayan projeyle Türkiye rüzgar, güneş, jeotermal ve hidroelektrik gibi enerji kaynaklarıyla hidrojen yatırımlarını da ön plana aldı. Bu kapsamda Balıkesir’in Bandırma ilçesi merkez olmak üzere Güney Marmara Bölgesi’nde kurulum aşaması süren Hidrojen Vadisi Projesi’nin Türkiye’yi bu alanda dünyanın önde gelen oyuncularından biri haline getirmesi hedefleniyor.
Projenin paydaşlarından TÜBİTAK hidrojen ve karbon yakalama, kullanma ve depolama gibi teknolojilerin de aralarında bulunduğu AR-GE ve yenilik faaliyetlerine destek vermeyi planlarken konu dün Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın Brüksel ziyaretinde de gündeme geldi. Kacır “Türkiye’nin ilk hidrojen vadisini kurmak için Avrupalı araştırmacılarla birlikte çalışıyoruz. Türkiye’yi batarya teknolojileri, çip üretimi, uzay teknolojileri, biyoteknoloji, hiper ölçekli veri merkezleri, güneş, rüzgar ve hidrojen enerji sistemleri gibi yenilikçi ve çığır açıcı teknolojilerin merkezi olarak konumlandıracağız” dedi.
Hidrojen Vadisi Proje Koordinatörü Mehmet Volkan Duman projeyle oluşturulan modelin tüm Akdeniz ülkeleri için örnek teşkil edeceğini söyledi. Bunun Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda diğer hidrojen vadilerinin de önünü açacağını belirten Duman “2030’da yıllık 10 milyon ton hidrojen ithalatını amaçlayan AB’ye hidrojen ve türevlerinin ihracatında Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapılarından Güney Marmara Bölgesi’nin yenilenebilir enerji potansiyeliyle öne çıkmasını da hedefliyoruz. Hidrojen hem Türk sanayisinin yüzde 100 temiz dönüşümünü sağlamakta, hem de enerji ihracatçısı konuma gelmemizde önümüzdeki dönemde önemli bir araç olabilir” diye konuştu.
TÜBİTAK’ın iklim değişikliğine karşı çözüm arayışı çok yönlü olarak devam ederken bu çalışmalar kapsamında “Güney Marmara Hidrojen Kıyısı -HYSouth Marmara Vadi Projesi” ile “Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu Güdümlü Projesi” için konsorsiyum anlaşmalarına imzalar 27 Nisan’da atılmıştı. Beş yılda tamamlanması hedeflenen “Hidrojen Vadisi Projesi”, Türkiye Ufuk Avrupa Programları tarihinde 8 milyon euro ile en büyük hibeyi kazanarak 1 Temmuz’da uygulama dönemine girdi ve Güney Marmara Kalkınma Ajansı koordinatörlüğünde Bandırma merkezli olarak hayata geçiriliyor.
Hidrojen ekonomisinin gelişimini destekleyecek 38 milyon euroluk 15 paydaşlı proje tamamlandığında endüstride fosil yakıt kullanımının azaltılmasında önemli bir adım atılmış olacak. Sanayinin bir bölümü küçük ölçekli de olsa karbondan arındırılmış olacak.
Enerjisa Üretim’in sahasında üretilecek yıllık minimum 500 ton yeşil hidrojen Linde Gaz tarafından taşınacak. Hidrojen peroksit Kale Seramik, Şişecam ve Eti Maden’in tesislerinde kullanılacak. Projeyle sadece yeşil hidrojen üretimine değil türevlerinin üretimine de odaklanılacak. Ülkenin yurt dışına bağımlı olduğu metanol ve amonyak da yeşil yöntemlerle bu proje sayesinde yurt içinde üretilecek. Türkiye “Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu” projesiyle ise hidrojen üretiminde kullanılan elektrolizör teknolojisini de yerli ve milli imkanlarla ileri götürmek istiyor. Proje ile Türkiye’nin en büyük kapasiteli ilk yerli yeşil hidrojen tesisi hayata geçirilecek.
24 ay sürecek projeyle planlı ve temiz üretim odaklı büyümesi hedeflenen sanayi için gerekli teknolojilerde yerli kapasite geliştirilerek önemli bir adım atılması hedefleniyor.
Güney Marmara’da Türkiye’nin ilk yeşil endüstri bölgesini sıfırdan kurmak için çalışmalar başlayacak ve yeşil dönüşüm sürecinde önemi daha da artacak olan bor mineralinden katma değeri daha yüksek ürün elde etmek için yeni endüstri bölgelerinin oluşmasının bu alandaki sinerjiyi daha da tetiklemesi bekleniyor.
Hidrojen Vadisi hidrojenin üretilip depolandığı, tüketildiği, firmaların hidrojeni hem üretip hem kullandığı bir kümelenme olarak tanımlanıyor. Birçok endüstriyel uygulama için alternatif enerji kaynağı olan hidrojen kimya endüstrisinde ve diğer birçok üretim sürecinde kullanılıyor. Örneğin gübre ve ilacın ham maddesi olan amonyak üretiminde hidrojene ihtiyaç duyuluyor. Hidrojen petrol rafinerilerinde yakıt kalitesini artırmak ve kirleticileri azaltmak için de kullanılıyor.
Bilinen tüm yakıtlar arasında en yüksek enerji içeriğine sahip olan hidrojen enerjisi en çok da petrol türevi yakıtlara oranla daha verimli olmasıyla öne çıkıyor. Hidrojen Vadisi gübreden tekstile, ısınmadan elektroniğe hatta otomotivden uzaya kadar pek çok sektöre alternatif kaynak sağlayacak.