Kissinger öldü, arkasında tartışması kaldı: Diplomasi gurusu mu, savaş suçlusu mu?

Henry Kissinger, 100 yıllık ömrüne çok fazla şey sığdırdı. Sadece 4 yıl ABD Dışişleri Bakanlığı yaptı ama ardında bitmez bir tartışma bıraktı. Kimilerine göre Kissinger bir 'Diplomasi dehası'ydı, kimilerine göre ise 'Savaş suçlusu.'

Dünya 30 Kasım 2023
Bu haber 6 ay önce yayınlandı

Henry Kissinger, Amerikan diplomasisinin adı en çok bilinen şahsiyetlerinden biriydi. Önceki gün 100 yaşında öldü. Kissinger’ın adının ve görüşlerinin dünyanın dört bir yanında bu kadar bilinmesinin sebebi neydi? 1969 ile 1977 arasında, önce 4 yıl ABD Başkanı Richard Nixon’un Ulusal Güvenlik Danışmanı, sonra da 1973-77 arasında ABD’nin Dışişleri Bakanlığını yaptı. Yani resmi sahnede sadece 8 yıl kaldı. Ama sonrasında yazdığı kitaplar, üniversitede verdiği dersler ve konferanslar nedeniyle sürekli görüşlerine başvurulan, sürekli görüşleri tartışılan bir isim oldu.

Nazi Almanyası’ndan kaçan Yahudi bir ailenin çocuğu

Henry Kissinger

Nazi Almanya’sından kaçan Yahudi bir ailenin çocuğu olan Kissinger, 1923 Almanya Bavyera doğumlu.

“Nazi döneminde Almanya’da büyüdüm ve 15 yaşındayken bu ülkeye (ABD) geldim. Sonra bir fabrikada çalışmak zorunda kaldım. Ve gece okuluna gittim. Dolayısıyla dünya çapında bir devlet adamı olmak benim için mantıklı bir hedef değildi.”

Asıl adı, Alfred Heinz Kissinger idi. Ailesi eğitimine önem verse de, ancak o zamanki adıyla genç Heinz, futbolu okumaya tercih etti. Almanya’da olduğu dönemde zamanının ülke içindeki en iyi takımlarından biri olan Greuther Fürth’ün genç takımında oynamıştı. Belki de Nazilerin zulmü olmasaydı, bugün başka bir Kissinger’dan bahsediyor olacaktık.

Fürth’teki pek çok Yahudi aile gibi Kissinger ailesi de Adolf Hitler ve Nazi Partisi’nin yükselişine kadar toplum içinde güvendeydi. Ancak sonrasında babası Louis Kissinger işinden kovuldu ve aile, Alman vatandaşlığının getirdiği tüm haklarını kaybetti. 1938 yılında, Kristal Gece’den sadece bir hafta önce, Kissinger ailesi – anne, baba ve iki oğul – Londra üzerinden, Amerika Birleşik Devletleri’ne geçiş izni aldı. Geniş ailenin diğer üyeleri Almanya’da kaldı ve çoğu orada öldü. Kissinger ailesi, Manhattan’ın Washington Heights bölgesine, diğer Alman Yahudi mültecilerin arasına yerleşti.

15 yaşındaki Heinz, ismini değiştirdi ve Henry oldu. Futbol hayatı bitince kendisini derslerine verdi, ancak George Washington Lisesi’ndeki ilk yılından sonra, ailesinin istikrarsız mali durumu onu bir tıraş fırçası fabrikasında tam zamanlı bir işe girmeye zorladı. Diploması için geceleri çalışmaya devam etti ve liseyi tamamladıktan sonra muhasebe eğitimi aldığı City College of New York’a girdi. Akademik olarak başarılı olduğu sırada 1943 yılında ABD Ordusu’na alındı.

Kaderin ‘cilvesi’

ABD askeri Henry Kissinger, İkinci Dünya Savaşı sırasında bir grup Alman çocukla – Sağda

20 yaşında ABD vatandaşlığı alan Kissinger, 1943 yılında askeri hizmetine başladı. Almancayı çok iyi bilmesi sebebiyle istihbarat birimine transfer edildi. Daha sonra Merkezi İstihbarat Teşkilatı’na (CIA) geçti. CIA tarafından 1946 yılında Avrupa Komutanlığı İstihbarat Okulu’na öğretmen olarak atadı. Öğretmenlik dönemi Kissinger için “ordudan ayrıldıktan sonra sivil bir memur olarak sürdürdüğü bir iş” olsa da kendisine ABD’deki aktif güvenlik kurumuyla bir ilişki hattı açtı. Bu arada Harvard’ı bitirmiş ve bu köklü üniversitede ders verir olmuştu.

Kissinger, 1969 yılında Başkan Richard Nixon döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı ve başkanın yardımcısı olarak atandı. Bu tuhaf bir seçimdi, çünkü Nixon aslında Yahudi karşıtı görüşlerini söylemekten çekinmeyen bir siyasetçiydi. Bu atama, belki de onun Amerikan Yahudi toplumunun gönlünü kazanma çabasıydı.

Nixon iktidara kendisinden önceki iki başkan, Kennedy ve Johnson dönemlerinde iyice tırmanan ve Amerika içinde artık huzursuzluk sebebi olan Vietnam savaşını bitirme vaadiyle seçilmişti. Kissinger’ın ilk işi bu savaşı ABD açısından ‘onurlu’ biçimde bitirmeye çalışmak olacaktı. Ama bu imkansıza yakın bir durumdu, ABD Vietnam’da yeniliyordu.

Danışmanlık kariyerindeki ilk adımlarını Vietnam Savaşı’na doğru attı. Bu savaş, ABD için en önemli zorluklardan birini oluşturuyordu. Kissinger’ın başını çektiği Amerikan ulusal güvenlik ekibi, savaşı daha da tırmandırarak Vietnam’ı barışa zorlama yolunu seçti. Bu yüzden savaş Vietnam’ın komşu ülkelerine de sıçratıldı. Ama Vietnam yönetimiyle barış görüşmeleri de başladı. Bu da Kissinger sayesinde oldu. Belki Vietnam savaşı yüzünden, Kissinger ve Richard Nixon’ın dünya barışına en büyük katkısı, Çin ile yumuşama diplomasisini başlatmak oldu. Ping-pong diplomasisi sonuç verdi, Çin bugün dünya sisteminin bir parçası.

Kissinger, bundan 50 yıl önce Mısır ve Suriye’nin aynı anda İsrail’e saldırmasıyla başlayan ünlü 1973 Yom Kippur savaşı sırasında hızlı temaslarıyla diplomasi diline ‘Mekik diplomasisi’ kavramını soktu.

Kissinger, uluslararası alanda hem müzakereci hem de savaş mimarı olarak (Kissinger buna reelpolitik diyordu) nam salmasıyla hayatının son gününe değin eleştirilerin hedefinde yer aldı.

Tartışmalı Nobel Barış ödülü

Henry Kissinger, Nobel Barış Ödülü’nü ABD’nin Norveç Büyükelçisi Thomas Byrne’den alırken

Vietnam Savaşı’nı Johnson’dan “devralan” Nixon, seçim kampanyası sırasında Amerikan askerlerini Güney Doğu Asya’dan çekme ve “barış” için müzakere etme sözü vermişti. Ancak, özellikle komünist Kuzey Vietnam’ın Güney Vietnamlı Vietkong ile birlikte ABD Başkanı’nın talep ettiği gibi Saygon’daki Thieu rejimini kabul etmeyi reddetmesi nedeniyle Nixon bu vaadini gerçekleştiremedi. Ancak savaşın yükünün 500 bin askerlik ABD kuvvetlerinden Güney Vietnamlılara kaydırılması uzun ve kanlı oldu. O dönemde Kuzey Vietnam, ABD tarafından yoğun bir şekilde bombalandı. 20 yıl süren savaşta Kuzey ve Güney Vietnam taraflarından yaklaşık 4 milyon sivil hayatını öldü. Savaşı kaybeden ABD, 58 binden fazla askerini kaybetmiş; geriye dönen askerlerin bir kısmıysa intihar etmişti.

20 yıllık kan gölünün ardından 1973 yılında gözlerin çevrildiği Paris’te o dönem ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Henry Kissinger sahnedeydi. Paris Barış Anlaşması ya da resmi adıyla Vietnam’da Savaşı Sona Erdirme ve Barışı Sağlama Anlaşması, Vietnam Savaşı’na son vererek bölgede barışı sağlamak amacıyla imzalandı. Anlaşmanın iki ana arabulucusu Kissinger ve Vietnam politbüro Üyesi Lê Ðức Thọ, çabalarından ötürü 1973 Nobel Barış Ödülüne layık görüldü. Ve bu sayede yeni bir tartışma başladı: Savaş ödülü

Kamboçya’da gizli bombardımanlar ve Güney Amerika’daki ölüm saçan askeri rejimlere destek vermek gibi ABD dış politikasının en eleştirilen hamlelerinin mimarı olan Kissinger’a ödül verilmesi, epey eleştiri topladı.

Henry Kissinger ile Le Duc Tho

Ödüle, Kissinger ile birlikte layık görülen Kuzey Vietnamlı lider Le Duc Tho da tepkisini ödülü reddederek göstermişti. Nobel Ödül Komitesi’nden iki kişi de Kissinger’a ödül verilmesini protesto etmek için istifa etmişti.

New York Times ise ödüle “Nobel Savaş Ödülü” adını vermişti.

Kissinger bir yandan Kuzey Vietnam’la müzakerelere girdi, diğer yandan Nixon’la anlaşıp komünistleri asker ve malzemeden mahrum bırakmak amacıyla tarafsız Kamboçya’ya gizli bombardıman baskınları düzenletti. Bu politika en az 50 bin sivilin ölümüne, Kamboçya’da istikrarsızlaşma ve iç savaşa ve Pol Pot’un acımasız rejimine yol açtı. Kamboçya’ya atılanların çoğunun savaş sona erdikten onlarca yıl sonra dahi sivilleri öldürmeye ve sakat bırakmaya devam eden misket bombaları olması da Kissinger’ı hayatı boyunca eleştirilerin hedefinde tutmaya devam etti.

Kissinger, 1971 yılında, ilişkilerin normalleşmesine hazırlık yapmak üzere gizlice Çin’e gitti. Ertesi yıl Nixon, Çin’in lideri Mao Zedong tarafından kabul edildi. Bu görkemli ziyaret ABD-Çin ilişkilerinde yeni bir sayfa açtı. Kissinger aynı zamanda Nixon’ın Sovyet parti lideri Leonid Brejnev ile yapacağı zirveyi hazırladı. 1972’de Moskova’da stratejik silahların sınırlandırılmasına ilişkin Salt I Antlaşması ve stratejik füzelerin sınırlandırılmasına ilişkin Anti-Balistik Füze (ABM) Antlaşması imzalandı. Kissinger’ın gizli diplomasisi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve Çin’i birbirlerine düşürmeyi amaçlıyordu. Bunun da Kissinger’ın sıklıkla değindiği reelpolitikte bir karşılığı var: “Her durumdan en iyi şekilde yararlanmak, ahlakın reelpolitikte yeri yoktur.”

Kissinger’ın Nixon ve halefi Ford döneminde Dışişleri Bakanı olarak kurduğu oyun da bu yöndeydi. Hatta 1973 yılında Şili’de sosyalist Salvador Allende hükümetine karşı gerçekleştirilen askeri darbedeki rolü de satranç tahtasında devam ettirdiği aynı stratejinin ürünüydü.  1970’te CIA ile birlikte demokratik yollarla seçilmiş Şili Başkanı Salvador Allende’yi istikrarsızlaştırmak ve devirmek için plan yaptı. 1976’da Arjantin’deki kanlı darbenin ardından bir notta askeri diktatörlerin cesaretlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Çok fazla eleştiri aldı ancak Kissinger bunları görmezden geldi.

Mekik diplomasisi

Yoğunlaşan Arap-İsrail çatışmalarının olduğun dönemde Kissinger’ı “mekik diplomasisini’ başlattı. Yom Kippur Savaşı’nın sona ermesi için müzakerelerde bulundu. Cenevre Ortadoğu Konferansı ile Kissinger taraflar arasında ilk doğrudan görüşmeyi başlattı. Bu, çatışmanın tarafları arasında yoğun bir seyahati içeriyordu. Bu Kissinger’ın “mekik diplomasisi” olarak bilinir.

Kissinger, Pakistan, Çin konusunda gizli bir arabulucu olarak görev yaptığında, Bangladeş olarak bağımsızlığını kazanan Doğu Pakistan’da cinayet ve toplu tecavüz kampanyası yürüten İslamabad’a diplomatik koruma sağladı.

Soğuk Savaş müttefiki Endonezya’nın Doğu Timor’u ele geçirerek 24 yıllık acımasız bir işgal başlatmasına destek verdi.

Kıbrıs Harekatı esnasında da iki NATO müttefikinin geriliminde Yunanistan’a karşı Türkiye’ye daha yakın durdu.

ABD’nin Angola’daki iç savaşa gizli bir şekilde müdahil olmasına öncülük etti ve Jonas Savimbi’yi destekledi.

Kissinger ve Ecevit

Kissinger’ın ABD Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığı yıllar uluslararası ilişkiler tarihinde kritik bir yer tutar. Bunlardan biri de 1974 yılında “Ayşe’nin tatile çıktığı” Kıbrıs Barış Harekatı dönemine denk düşer. ABD’nin bu savaş sırasındaki Türkiye politikası, Kissinger’ın dış politika anlayışının karmaşıklığını ve stratejik hesaplarını yansıtır.

Kıbrıs Savaşı, 15 Temmuz 1974’te Yunan cuntasının adada gerçekleştirdiği darbe ile başladı. Bu darbe, adanın Yunanistan ile birleşmesini, yani Enosis’i amaçlıyordu. Ancak bu hamle, Türkiye’nin sert tepkisini neden oldu. Türkiye, 20 Temmuz 1974’te, adadaki Türk topluluğuna karşı girişilen katliamları sonlandırmak için bir Barış Harekatı düzenledi. Kissinger bu harekatı örtülü olarak destekledi ve Türkiye’nin bu müdahalesi, Kissinger döneminde ABD dış politikasının temel taşlarından biri haline geldi.

Kissinger dönemindeki ABD, Türkiye ve Yunanistan arasında dengeli bir politika izlemeye çalışsa da, belirli noktalarda Türkiye’nin yanında yer aldığı görülür. Kissinger, NATO’nun güney kanadının korunmasını ve Sovyet tehdidine karşı stratejik bir denge kurulmasını önemsiyordu. Bu çerçevede, Türkiye’nin jeopolitik konumu, Kissinger’ın politik hesapları içinde ağır basıyordu.

Kissinger, Kocatepe muhribinin batışından hemen önce Ecevit ile yaptığı çok önemli bir telefon konuşmasını hatıratlarında yazarak gündeme gelmişti.

ECEVİT: Bir sorunumuz var. Yunanistan’ın inanılırlığından şüpheliyiz. Yuannides’in (Yunan cuntasının lideri) şeref sözü bir oyundan ibaret. Sözlerinin gerisindeki oyunu şimdi anladık. Yunan bayrağı taşıyan her gemiye ateş açabileceğimizi söylüyor ve gemileri Türk bayrağı çekiyor!

KISSINGER: Kendi gemilerinizi batırırsanız sizi hiç kimse suçlayamaz.

ECEVİT: Hayır Dr. Kissinger, onlar bizim gemilerimiz değil. Onlar Yunan gemileri. Türk bayrağı çekmiş Yunan gemileri.

KISSINGER: Evet bay başbakan, eğer bunlar hakikaten Türk bayrağı çekmiş Yunan gemileri ise batırabilirsiniz.

ECEVİT: İki çeşit hile yapıyorlar. Biz NATO müttefikiyiz ve Türk pilotlar kodumuzu biliyorlar. Onlar, yani Türk bayrağı çekilmiş Yunan gemileri Türkçe konuşuyorlar; pilotlarımızla Türkçe ve bizim kod kelimelerimizi kullanarak temas kuruyorlar. Yunanistan’ın sözlerine daha fazla itimad edemeyiz.

KISSINGER: Tam olarak istediğiniz nedir? Sizin zeki bir insan olduğunuzu Harvard günlerinden biliyorum. Size saygı duyuyorum ama bunu kabul edemem. Bu iş böyle giderse altı hafta boyunca devam edebilir.

ECEVİT: Mütareke istediklerini söylüyorlar. Ateşkesi adaya asker yığmak için istismar etmek istedikleri açıkça ortaya çıktı. Yunanlılar bu metodlara son vermeliler.

KISSINGER: Hangi metodlara son vermeliler?

ECEVİT: Ateşkese hazır olduklarını söylüyorlar. Halihazırda bize ateşkesi ihlâl etmekte kullanacakları hileleri de göstermiş durumdalar.

KISSINGER: Bana ateşkesi kabul etmeyeceğinizi mi söylüyorsunuz?

ECEVİT: Ateşkesi kabul edeceğiz.

KISSINGER: Bugün mü?

ECEVİT: Şu anda sorunu görüşmekle meşgulüz”

Kissinger, görüşmeyi anlattığı hatıralarına şunu da ekliyor: “Sonuçta o gün öğleden sonra, Türk Hava Kuvvetleri Amerika’nın sözlerindeki ağırlığı doğrularcasına pilot hatası neticesinde bir Türk destroyerini batırdı.”

Soğuk Savaş döneminde Türkiye’nin NATO üyeliği, özellikle Sovyetler Birliği’ne yakınlığından dolayı stratejik olarak önemliydi. Kissinger, Türkiye’nin NATO içindeki rolünü güçlendirmeye çalışmış ve Türkiye’nin Batı ittifakı içindeki önemini sık sık vurgulamıştır.

Siyaseten geri plana düşüş ve nefret figürüne dönüşüm

Ford döneminde Henry Kissinger’ın işleri biraz kötüye gitmeye başladı. ABD diplomasisindeki baskın rolü etkisini kaybederek geri plana itilen bir siyasi figür haline geldi. 1977’den 1981’e kadar ABD düşünce kuruluşu Council on Foreign Relations’ın direktörlüğünü yaptı. Başkan Ronald Reagan ve George W. Bush’a danışmanlık yaptı ve New York’ta kendi danışmanlık şirketi “Kissinger Associates Inc.”i kurdu. Kissinger bu işten çok para kazandı.

Kissinger hayatını kaybettiği son güne kadar diplomasi için yaşadı. Hatta öyle ki bundan sadece birkaç ay önce 99 yaşındayken Çin’i ziyaret etti. Son ana kadar dünya düzeni için fikirlerini beyan etti ve birçok lidere “rehberlik” yaptı.

99 yaşında Çin seyahati

Kariyeri boyunca Çin’i yüzden fazla kez ziyaret eden Kissinger, en son Temmuz 2023 yılında Beijing’e gitmişti. Son ziyaretinde Kissinger, Çin Devlet Başkanı Şi ile görüşmüştü. Kissinger, Çin’in başkenti Beijing’e gerçekleştirdiği ziyarette ülkenin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya gelmişti. Görüşmede Çin halkının dostluğa önem verdiğini belirten Şi, “Ne eski dostlarımızı ne de Çin-ABD ilişkilerinin ve iki halk arasındaki dostluğun geliştirilmesine yaptığınız tarihi katkıları asla unutmayız” demişti.

Ölümü ardından Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan Kissinger için “Çin halkının eski ve iyi dostu” denildi. Kissinger’ın ölümü, 1970’lerde yakınlaşmayı savunduğu Çin’de de gündem oldu. Çin sosyal medyasında çok sayıda taziye mesajı paylaşılırken, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping de bizzat ABD Başkanı Joe Biden’a taziyelerini iletti. Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Şi, Kissinger’ı “Çin halkının eski ve iyi bir dostu” olarak niteledi; “Çin-ABD ilişkilerine samimi adanmışlığı sayesinde Çin’de unutulmayacağını” belirtti.

Zelenski ile ters düşmüştü

Kissinger, 24 Şubat 2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle de sık sık gündeme gelmişti. Ukrayna savaşının bitmesi için Rusya’ya toprak verilmesi gerektiğini önermişti. Bu öneri, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile tansiyonun yükselmesine sebep olmuştu. Kissinger, 2022 yılındaki Dünya Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşmada Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline son vermek için, Ukrayna’nın topraklarının bir kısmını Rusya’ya vermesini teklif etti, bunun iki ülke için de en doğrusu olduğunu savunmuştu.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ise Kissinger’ı Nazileri yatıştırmaya dönemin politikacılarına benzeterek, “Takvimi 2022’yi değil 1938’i gösteriyor. Binlerce milisin Ukrayna’yı hedef alması ve on binlerce kişinin öldürülmesine rağmen Kissinger gibi figürler ortaya çıkıp Rusya’nın çıkarlarını savunmaya devam ediyor” ifadeleriyle tepki göstermişti.

Ölümüne ise Rusya’dan övgü geldi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kissinger’ın eşi Nancy Kissinger’a gönderdiği başsağlığı mesajında, eski ABD Dışişleri Bakanı’nın küresel güvenliğin güçlenmesine katkıda bulunan en önemli Sovyet-Amerikan anlaşmalarını mümkün kılmış pragmatik bir dış politika çizgisi izlediğini söyledi. Kissinger’ı “bilge ve ileri görüşlü bir devlet adamı” olarak niteleyen Putin, “Henry Kissinger’ın adı, bir zamanlar uluslararası gerilimlerde yumuşamayı ve küresel güvenliğin güçlendirilmesine katkıda bulunan en önemli Sovyet-Amerikan anlaşmalarına varılmasını mümkün kılan pragmatik bir dış politika çizgisiyle ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır” ifadelerini kullandı. Putin, Kissinger gibi “derin ve sıradışı” bir kişilikle birçok kez şahsen kurma fırsatını bulduğunu belirterek, “Şüphesiz onunla yaşadığım en güzel anıları her zaman hatırlayacağım” dedi.

Övgüler, yergiler…

Kissinger’ın ölümüne ölümüne dünya liderlerinden taziye mesajları geldi. Genel itibariyle Batı tarafından övgüyle anıldı, Latin Amerika ise şimdilik sessiz. Sosyal medyada da yüzbinlerce kullanıcı, Kissinger’ın ölümünün ardından özellikle Güney Asya ve Latin Amerika’da sorumlusu olduğu suçlarını hatırlattı.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, aslen Alman olan ve Nazilerden kaçıp ABD’ye yerleşen Kissinger için “Almanya’ya her zaman bağlıydı. Dünya çok önemli bir diplomatı kaybetti” diye yazdı.

Kissinger’ın 1972’de, Çin-ABD yakınlaşmasını istemediği için dönemin Başbakanı Kakuei Tanaka ve kabinesi için “hain orospu çocukları” (Treacherous sons of bitches) dediği Japonya’dan da övgü geldi. Ülkenin şimdiki Başbakanı Fumio Kişida’da da Kissinger’ın Asya’daki barış çabalarını övdü.

ABD’nin eski başkanlarından George Bush Kissinger’i “ABD, en güvenilir seslerinden birini kaybetti” sözleriyle andı.

İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron onun için “Büyük devlet adamı” dedi,

Fransa Cumhurbaşkanı Macron Kissinger’ı “Tarihin devlerinden biri” olarak nitelendirdi.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba Kissinger için “entellektüel mirası dünya diplomasini etkilemeye devam edecek” sözlerini kullandı.

Amerikan gazetesi Huffington Post, “Beltway Kasabı: Savaş suçlusu Kissinger 100 yaşında öldü” manşetiyle çıktı. Gazete, “ABD’nin en meşhum savaş suçlusu” olarak nitelediği Kissinger’ın milyonlarca ölümden sorumlu olduğunu ve kararları konusunda hiçbir zaman pişmanlık göstermediğini yazdı.

ABD’nin önde gelen yayınlarından Rolling Stone dergisi de, “Amerika’nın yönetici sınıfının sevgilisi olan savaş suçlusu Henry Kissinger nihayet öldü” başlığı ile okuyucularının karşısına çıktı.

Görev yaptığı dönemde ABD’nin askeri darbelere ve diktatörlüklere verdiği destek de Kissinger’ı bir nefret figürüne dönüştürdü. Siyasi muhaliflerinin gözünde o bir Nobel Barış Ödülü sahibi ve aynı zamanda bir suçluydu. Kissinger, “Gerçek politikacı değerlere inanır ama neyin uygulanabilir olduğunu da bilir” demişti.

Tüm eleştirilere karşı sessizlik içerisinde Connecticut eyaletindeki evinde 100 yaşında öldü.

Kissinger'dan sonra Meloni'yi de işlettiler: Ukrayna'dan usandıkKissinger’dan sonra Meloni’yi de işlettiler: Ukrayna’dan usandık

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.