Bundan 17 yıl önce Nazarbayev ve sevgilisinin fotoğrafı önüme geldi, iki ülke ilişkileri bozulmasın diye o gün haberi de fotoğrafı da Hürriyet'te kullanmadık. 2006'dan beri sakladığım sırrı artık Nazarbayev kendisi itiraf ettiğine göre anlatabilirim.
Türk Cumhuriyetleri dünyası 48 saattir bir itirafla çalkalanıyor.
Sovyetlerin yıkılışından sonra Türk dünyasının en güçlü lideri sayılan Nursultan Nazarbayev “Gizli bir eşi ve ondan iki çocuğu olduğunu” açıkladı.
Daha doğrusu hatıra kitabında bunu kendisi itiraf etti.
Herkes için büyük bir sürpriz oldu ama benim için hiç değildi.
Çünkü bu benim 17 yıldır bildiğim ve sakladığım bir sırdı.
Üstelik delilini kendi gözlerimle görmüştüm.
İkisinin yan yana çırılçıplak çekildiği bir fotoğrafta…
Şimdi Nazarbayev bunu kendisi itiraf ettiğine göre ben de anlatabilirim.
Yıl 2006…
Hürriyet’in Bodrum Muhabiri Yaşar Anter aradı.
“Ertuğrul Bey yılın olayını yakaladık” dedi.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev yazları tatilini Bodrum’da geçiriyordu.
Torba civarında bir koyda bir yatta denize giriyormuş.
Yaşar Anter’in Bodrum bürosu bunu haber almış ve çevredeki ormanın içinden teknenin bulunduğu koya yaklaşıp fotoğraflarını çekmiş.
Fotoğrafı size anlatayım.
Nazarbayev ve yanında çok güzel bir kadın vardı.
40 metrelik bir motor yatın arka sahanlığından denize girmişlerdi ve çıktıktan sonra kurunurken çekilmişti fotoğraflar.
Etrafında korumalar vardı.
Her ikisi de mayosunu çıkarmıştı çekilen fotoğraflarda.
Yanındakinin sevgilisi olduğu çok açıktı.
O zamanlar bir sevgilisi olduğu ve kızın Kazakistan Güzellik Kraliçesi seçildiği fısıltıları vardı hafiften.
Fotoğraflar çok netti…
Yani Paris Match’ın falan üzerine atılacağı kalitedeydi.
Netflix’te yayınlanan Crown dizisinin son bölümünde Lady Di’nin paparazziler tarafından fotoğraflarının çekildiği sahneleri seyrederken Yaşar’ın o fotoğrafları aklıma geldi.
Dün sabah uyanıp Kazakistan’dan gelen haberleri okuduğumda da Yaşar Anter’in o fotoğrafları aklıma geldi.
O günü hiç unutamadım.
Aydın Doğan aramış ve aynen şunu söylemişti:
“Ertuğrul bu fotoğrafları yayınlamayalım. Türkiye ile Kazakistan’ın ilişkileri çok iyi, birçok Türk Cumhuriyeti başkanı tatillerini Türkiye’de geçiriyor. Bunu bozmayalım…”
Tabii gazeteci olarak bana kalsa bir saniye durmaz yayınlardım.
Fotoğrafı yayınlamadık.
Dün Yaşar’ı aradım ve “Hadi yayınlayalım artık o fotoğrafları” dedim.
“Söz verdim ve ayrıca artık Sözcü’de çalışıyorum. Onlara sormadan bir şey yapamam” dedi.
Yaşar’a dedim ki “Kendisi bu ilişkiyi açıkladı, artık yayınlayabilirsin…”
Ama ikna edemedim. Nazarbayev’le ikinci eşinin bugüne kadar birlikte çekilmiş tek fotoğrafı görülmedi.
Kazakistan’da kanunen mümkün mü bilmiyorum.
Ama Nazarbayev olunca herhalde mümkün oluyor.
Ama Nazarbayev’in tek adamlıktan gelen eski gücü artık yok. Kendisine hayat boyu verilen birçok hak ve imtiyaz geri alındı Parlamento tarafından.
Herkes bilsin ki bu Türk dünyasında günün paparazzilik olayının birlikte hem de çıplak çekilmiş tek fotoğrafı Sözcü gazetesinin muhabiri Yaşar Anter’in elinde…
Çektiğimiz fotoğrafın hikayesini de 17 yıl sonra öğrendik.
Kadının adı Asel İsabeyeva’mış.
Onu ilk defa Kazakistan’ın güneyindeki Taldikorgan şehrine yaptığı ziyarette görmüş.
Uçağın kapısında onu elinde çiçekle karşılayanlar arasındaymış.
Tabii ülkenin “Tek adamı” gelince karşılamak üzere şehrin en güzel kızlarını getirmişler kırmızı halının ucuna.
Kızı çok beğenmiş. Gerisini Nazarbayev şöyle anlatıyor:
“Bir gün gazetede onun Kazakistan güzellik yarışmasını kazandığını okudum. Öyle buldum kendisini…”
Arkasındaki cümle de ilginç:
“Yıllardır süren zihinsel yalnızlıktan onun sayesinde kurtuldum…”
Bunlar 2000’li yılların ilk yarısında olmuş.
Demek ki Yaşar Anter onları daha ilişkilerinin başında yakalamış.
İyi habermiş hakikatten…
Ne yazık ki 17 yıl “Elimizde kaldı…”
Kim demiş entellektüeller magazin sevmez diye…
Şu gazetecilik hayatımda öğrendiğim şeylerden biri, ülkenin en aydın en entelektüel diye bilinen insanlarının magazin olaylarına ne kadar düşkün olduğuydu.
İşte son örneği…
Dün internet haber sitelerinin okunmalarına baktım.
Bir numara, yani en çok okunan haber, hala Fatih Terim Fonu haberleri.
Ya iki numara?
Nuri Bilge Ceylan ile Zeki Demirkubuz arasındaki “Üç Maymun polemiği…”
Yani ne İsrail-Hamas savaşı, ne asgari ücret, ne CHP-İyi Parti görüşmeleri, ne İletişim Başkanlığının Amerikan Fox televizyonunun bizimle hiç ilgisi olmayan Filistin haberini yalanlama haberleri…
Bence bu çok iyi ve çok sağlıklı bir şey.
En azından insanı daha az hasta eden şeyler.
Seviyorum seni Upper Cihangir aydını…
Magazin sevdanı daha da çok seviyorum.
Bence Tuğrul Eryılmaz da bu işe dalmalı.
Çok ekmek var bunda seviyeli magazin gazetecileri için.
Teoman’ın Cihangir sokaklarındaki arayışı devam ediyor.
Laikçi aydınlarla meselesini hallettikten sonra şimdi beş yıldızlı otel lobilerine daldı.
Türkiye’nin önde gelen caz piyanisti ve bestecilerinden Genco Arı ile bir single çıkardı.
Özdemir Asaf’ın 100’ncü yılına atıfla bir parça yapmışlar.
Adı “İmiş, Bahçede…”
Fonda Genco Arı piyano çalıyor.
Teoman önde Özdemir Asaf’ın “İmiş” ve “Bahçede”şiirlerini okuyor.
Ben otel lobilerinin müziklerini severim.
Bana öyle beş yıldızlı bir otel lobisinde, elimde viskim ve hafif Ferdi Özbeğen havasında bir şiir dinletisi tadı verdi.
Tabii riskli bir iş yapmış.
Neticede ikinci sınıf bir İbrahim Sadri olma tehlikesi de vardı.
Allahtan sınırından dönmüş.
Son bir ay içinde ikinci defa yapıyor bunu, tavsiyem bu şiir okuma işinden vazgeçmeli…
Yine de Türkiye’nin beş yıldızlı otel lobisi dönemlerini hatırlamak isteyen “Retro’lara” güzel bir nostalji olabilir…
Sadece şunu söyleyeceğim.
Bu şiir okuma işinde ya daha popüler İbrahim Sadri olacaksın, ya daha entelektüel Selçuk Yöntem…
Arası yok…
O nedenle, ben Teoman’ın yerine olsam, Feridun Düzağaç hazinesinden çıkmazdım.
Geçen yıl söylediği Alev Alev hala en çok dinlediğim şarkılar arasında…
Bak işte o işi çok çok iyi yapmıştı Teoman.