Protestolar Columbia Üniversitesi’nin mezuniyet törenini iptal ettirdi
ABD'de üniversiteler, okullardaki antisemitizm tehlikesi sebebiyle savaşın başından beri mercek altında. Geçen hafta MIT, Harvard ve UPenn rektörleri Temsilciler Meclisi'nin karşısına çıktı, ancak açıklamaları beğenilmedi. UPenn rektörü istifa etti.
ABD’nin önde gelen üniversitelerinden olan MIT, Harvard ve Pensilvanya (UPenn) üniversitelerinin rektörleri 5 Aralık’ta Temsilciler Meclisi komisyonu karşısında ifade verdi. Üç büyük üniversitenin rektörlerini kongre karşısına çıkaran konu, İsrail-Filistin savaşı nedeniyle üniversite kampüslerinde yaşanan kimi İsrail karşıtı gösterilerdi. Rektörlerden, bu gösteriler sırasında yapıldığı öne sürülen ‘İsrail’e karşı soykırım’ çağrılarını ‘birer disiplin suçu’ olarak değerlendirip değerlendirmedikleri soruldu. Rektörler soruya kaçamak yanıt verdi, ‘Bağlamına göre değişir’ dedi. Amerika günlerdir bu cevapları tartışıyor. O cevapları veren rektörlerden biri üniversitesine yüksek miktarda bağış veren kimi İsrail yanlısı iş insanlarının gösterdiği tepki sonrası istifasını vermek zorunda bırakıldı.
Gazze savaşı patlak verdiğinden beri tüm dünyada İslamofobi ve antisemitizmde gözle görünür artış yaşandı. ABD’deki üniversiteler ise öğrencilerin Filistin yanlısı protestolar sebebiyle soğuk terler döküyor, çünkü okul bağışçılarının büyük kısmı bu protestoları antisemitizm olarak görüyor ve okulları protestoları önlemeye, protestolara katılanlara ise disiplin cezaları verilmesine zorluyor.
Salı günü düzenlenen oturumda rektörler Gazze savaşının başından bu yana kampüslerde antisemitizmle mücadele için attıkları adımları anlatmaya çalıştı. Ne var ki verdikleri cevaplar kongreyi memnun etmeye yetmedi. Özellikle Cumhuriyetçi New York Temsilcisi Elise Stefanik’in sorduğu soruya temkinli ve dolaylı yanıt verdikleri için eleştiri oklarını üstlerine çektiler.
Stefanik ülkedeki üniversite öğrencilerinin düzenledikleri protestolarda “intifada” diye bağırmasını “Yahudi soykırımına davetiye” olarak yorumlayarak rektörlere “İsrail-Arap çatışması bağlamında ‘intifada’ ifadesinin kullanılmasının sivilleri hedef alan şiddet ve Yahudi soykırımı gibi silahlı direniş çağrısı anlamına geldiğini anlıyor musunuz?” diye sordu ve yalnızca “evet ya da hayır” cevabı duymak istediğini söyledi.
Ne var ki rektörler net yorum yapmaktan kaçındı. Stefanik UPenn rektörü Elizabeth Magill’e “Yahudi soykırımı çağrısı yapan” öğrencilerin üniversite kurallarına göre disipline verilip verilmeyeceğini sordu. Magill buna “Konuşma davranışa dönüşürse taciz olur. Bu bağlama göre verebileceğimiz bir karar” diye cevap verdi.
Beyaz Saray sözcüsü Andrew Bates de “Bunu söylemem gerekmesi inanılmaz: Soykırım çağrıları korkunç ve ülke olarak temsil ettiğimiz her şeye aykırı. Yahudilerin sistematik olarak öldürülmesini savunan her türden açıklama tehlikeli ve tiksindiricidir. Hepimiz bunlara karşı insanlık onurunun ve ABD’liler olarak bizi birleştiren en temel değerlerin yanında sağlam şekilde durmalıyız” tepkisi gösterdi.
Liberal blog yazarı Josh Marshall “Hamas gibi gruplar ‘intifada’ kelimesini şiddetli bir yok etme anlamıyla kullansa da bunun her zaman soykırım anlamına geldiği söylenemez. Stefanik’in denklemi yanlıştı ve üniversite rektörlerini tuzağa düşürecek kadar kurnazcaydı” dedi.
Şimdiye kadar ABD’de bir antisemitik silahlı saldırı olayına rastlanırken Chicago ve Vermont’ta Filistinlilere iki ayrı saldırı düzenlendi. Cihcago’daki saldırıda ABD doğumlu Filistinli altı yaşında bir çocuk öldürüldü, Vermont’taki saldırıda kefiye takan Filistinli üç üniversite öğrencisi vuruldu. Öğrencilerden birinin felç kaldığı öğrenildi.
Ne var ki eylemlerden ziyade sözlere takılan Temsilciler Meclisi geçen hafta “Siyonizm karşıtlığı antisemitizmdir” ifadesinin yer aldığı bir kararı meclisten geçirdi. Siyonizm Yahudilerin atalarının yaşadıkları toprakları ele geçirerek büyük bir İsrail devleti kurmasını içeren bir ideolojiyken antisemitizm Yahudi düşmanlığı anlamına geliyor. Yahudiler arasında da siyonizm karşıtları ve Gazze’de devam eden saldırıları insanlık dışı bulanlar var. ABD’de faaliyet gösteren Jewish Voice for Peace grubu buna bir örnek.
Oturum sırasında Magill, Harvard rektörü Claudine Gay ve MIT’den Sally Kornbluth üniversite kampüslerinde antisemitizm ve İslamofobinin yükselişinden duydukları endişeyi dile getirdiler. Rektörler güvenlik önlemlerini ve uyarı mekanizmalarını genişlettiğini söyledi, ancak kampüslerin ifade ve düşünce özgürlüğünün yuvası olarak kalmasını sağlamanın da kendi sorumlulukları olduğunu belirtti.
Gay “İfade özgürlüğü hakkı ile Harvard’ın Yahudi öğrencilere şiddet çağrısı yapılmasına göz yumacağı fikrini karıştıranlar var. Açık olayım: Yahudi toplumuna ya da herhangi bir dini ve etnik grubu hedef alan tüm şiddet ve soykırım çağrıları alçaklıktır, Harvard’da bunların yeri yoktur, Yahudi öğrencilerimizi tehdit edenlerden de hesap sorulacaktır” dedi.
Ne var ki bu sözler yeterli gelmedi. Bir UPenn bağışçısı kongredeki oturumun ardından 100 milyon dolarlık bağışını geri çekti. Cuma günü 70’ten fazla kongre üyesi UPenn, Harvard ve MIT yönetim kurullarına mektup göndererek Magill, Gay ve Kornbluth’un görevden alınmasını talep etti. Axios’ta çıkan habere göre üniversitenin Wharton İşletme Fakültesi yönetim kurulu Magill’i istifaya çağırdı. Magill de istifasını verdi.
Eleştirilerin hedefindeki rektörlerden Harvard rektörü Gay özür diledi ancak üniversitenin İlahiyat Fakültesi’nde misafir akademisyen olan Haham David Wolpe okuldan ayrıldığını açıkladı.