Önceki gece Türkiye’nin ve dünyanın yaşadığı o futbol şokundan sonraki saatler…
Futbol Federasyonu toplantı halinde…
Türkiye ayakta ve herkes o kuruldan çıkacak kararı bekliyor…
İşte tam o saatlerde Türkiye futbol tarihinin en ilginç iki olayı yaşandı.
İlk olay “FYS” denen sistemde yaşandı.
FYS, açık adıyla ‘Futbol Yönetim Sistemi…”
Süper ligde görev alan hakemlerin yönetimle haberleşmesini sağlayan bir sistem bu…
O hafta hastalık veya başka mazereti olan hakemler sisteme mesaj yazıyor ve o hafta ona görev verilmiyor.
İşte o sistemde bugüne kadar hiç görülmemiş bir olay yaşanıyor.
Türkiye Süper Liginde görev alan hakemlerin tamamı bu sisteme mesaj göndererek 18-20 Aralık haftası oynanacak maçlar için mazeret bildiriyor.
Yani bu hafta yapılacak maçlarda görev alamayacakların bildiriyorlar.
Hakemlik tarihimizdeki ilk toplu olay bu.
Anlamı da şu.
O hafta maça çıkacak hakem bulunamayacaktı.
Bu mesajlar Merkez Hakem Komitesi Başkanı Ahmet İbanoğlu’na bildirilmiş oluyor.
İbanoğlu işte bu bilgilerle Türkiye Futbol Federasyonun ligleri erteleme kararı alacağı toplantıya giriyor.
Hakemler TFF ve MHK’ye güvenmediklerini en etkili platformda açıkça belirtiyordu.
Demek ki TFF o toplantılarda ligleri erteleme kararı almasaydı zaten maçlara çıkacak hakem bulamayacaktı.
Daha toplantı sürerken ligler fiilen ertelenmişti.
Olay orada da kalmadı. O gece ile ilgili çok ilginç bir iddia daha var.
Türk futbolunun hakem arka odasında çok etkili bir platform daha var.
Hakemler Merkez Hakem Kurulu üyeleri ve Hakem İşleri Müdürünün dahil olduğu bir WhatsApp grubunda haberleşiyor.
Hakem topluluğu en mahrem konuşmalarını bu grup içinde yapıyor.
İşte o grupta o gece ilginç bir gelişme olmuş.
Hakemler Merkez Hakem Kurulu üyeleri ve Hakem İşleri Müdürünü gruptan çıkarıp direkt kendi aralarında mesajlaşmaya başlamış.
Bu bilgilere göre hakemler o gece Federasyon ve MHK’yi devre dışı bırakmış.
Federasyon üyeleri o akşam yumruk ve tekme olayını görüşürken hakem “chat odası”nda bunlar oluyormuş.
O gece olanları bu sabah Hürriyet’in Spor Servisi Müdürü Mehmet Aslan’ın Hürriyet’teki köşesinde okudum.
Mehmet kaynakları iyi bir spor gazetecisidir. Bütün bunları köşesinde yazmış.
Meğer biz heyecanla TFF Başkanını açıklamasını beklerken hakemler kararlarını çoktan vermiş durumdaymış.
Tekrar ediyorum, demek ki o gece TFF’nin aldığı ligi erteleme kararı aslında fiili bir durumun kabulünden ibaretmiş.
O gecenin merak ettiğim ikinci olayı ise şuydu.
Hakemler bu iki önemli adımı atarken gecenin kötü adamı Ankaragücü Başkanı Faruk Koca karakol yerine hastaneye götürülüyordu…
Neden?
Yumruğu atan o, tekmeleri atan o ve adamları, hastaneye niye onlar götürülüyordu.
Çok basit…
Çünkü polisler ve savcılar ne yapmaları gerektiğini bilmiyordu.
Böylesine pervasız ve gaddar saldırıyı yapan adamı koruyan biri mi vardı…
Öyle ya burası Ankara, adam AKP kurucusu ve eski milletvekili…
Varsa, o “Bir koruyan” ne yapacaktı…
Yapılacak en akıllıca iş adamı hastaneye götürüp zaman kazanmaktı.
Sonunda beklenen cevap en yukardan geldi.
“Gereğini yapın…”
Ve o andan itibaren gereği yapıldı…
Adam gözaltına alındı…
Ama gereği yapıldı mı…
Gelin şimdi TFF Başkanının konuşmasına bakalım.
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin o gece yaptığı konuşma beğenildi.
Ben beğenmeyenlerdenim.
Çünkü o gecenin tek meselesi vardı.
O kramponsuz saldırgana yapılması gerekeni yapmak.
Ama başkan işi daha ilk gece sulandırdı.
Olayı kulüp başkanlarına, spor yazarlarına, eski hakemlere yaydı.
Bilelim ki, önümüzdeki günlerde o cümlelerin her biri o gecenin asli faili için “hafifletici” bir neden haline dönüşecek ve bu olay bir tür faili meçhule dönecek.
Oysa o gecenin tek işi o çetebaşı ile yanındaki tekmeci şürekasını bir çete gibi adalete teslim etmekti.
Bence o gece Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarı da tuzağa düştü.
TFF Başkanının olayın sorumluluğunu yayma tuzağına düşenler onlar oldu.
Galatasaraylılar Ali Koç’un, Fenerbahçeliler de Erdem Timur’un geçmişte hakemlerle ilgili sözlerini birbiri ardına sosyal medyaya yaymaya başladı.
Oysa o gece yapılacak tek şey o saldırganı kendi saldırısı ve sorumluluğu ile baş başa bırakmaktı.
Ne yazık ki iki tarafın gözü dönmüş fanatiğinin de bunu düşünecek ne vakti ne aklı vardı.
O nedenle dün sabahtan itibaren içeride “büyük kulüplerin başkanlarının tahriklerine kapılmış zavallı bir Anadolu çocuğu” yatıyor.
TFF Başkanı ve üç büyük kulübün fanatik şuursuzları sayesinde yakında onu Anadolu bozkırının mağdur bir başkanı olarak yeniden Ankaragücü kulübünün başında görürsek hiç şaşırmayalım.
Önceki gece saldırıyı izlerken nedense aklıma Pasolig geldi.
Hep süresi geçtiği için yenilemek zorunda kaldığım kart yani…
Stadları şiddetten korumak, kötü tezahüratı önlemek için getirilen bir sistemdi değil mi…
Ama saldırı kombine veya günlük bilet tribününden değil VIP’den gelmiş.
Karagömlekli VİP’çiler…
Acaba Pasoligin gücü onlara yetmiyor mu…
Sadece merak ettim.