Temiz enerji kaynakları 1 milyon madenciyi işsiz bırakacak
Yeni bir araştırmaya göre birçok tüketici iklim krizi nedeniyle yaşama şeklini ve satın alma alışkanlıklarını değiştirdi, çok daha fazlası da bu konuyu düşündüğünü söylüyor. Daha sağlıklı bir dünya için çabalayanlar yalnızca gençler de değil.
Uluslararası danışmanlık, denetim ve vergi şirketi EY (Ernst & Young), 19 ülkede yaşları 18 ile 40 arasında değişen 22.000 kişi ile gerçekleştirdiği “Geleceğin Tüketici Endeksi” araştırmalarının yeni versiyonunu yayınladı. Yeni tüketici tercihleri ile değişen tutum ve alışkanlıkları mercek altına alan araştırmaya göre, iklim değişikliğinin etkisi nedeniyle pek çok tüketici halihazırda yaşama şekillerini ve satın aldıklarını değiştiriyor. Tüketici, sürdürülebilir ürünleri seçmeye ve bunun için daha fazla ödemeye geçmişe göre daha fazla istekli. Tüketiciler gezegenin sağlığı konusunda endişe duyarken, şirketlerin olumsuz etkiyi azaltmak ve olumlu etkiyi artırmak için daha fazla liderlik göstermesini bekliyor.
EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi, tüketicilerin değişen iklimin etkisini günlük yaşamlarında ne ölçüde hissettiklerini de gösteriyor. Yüksek sıcaklık, yangın, kuraklık, sel ve kuvvetli rüzgarların artması; evlerini ve geçim kaynaklarını, suya erişimlerini, normalde satın aldıkları yiyecekleri ve geleceğe yönelik planlarını etkiliyor. Birçok insan aktif olarak yaşama ve tüketme şekillerini değiştirmeyi düşünüyor.
Araştırmaya katılan tüketicilerin yüzde 42’si iklim değişikliğinin fiyatları artırması veya ürünlerin sınırlı bulunabilirliği nedeniyle yedikleri gıdayı değiştirmeyi düşünüyor ve yüzde 29’u şimdiden yeni seçimler yapmak zorunda kalıyor. Değişen iklime uygun ürünleri satın almaya başlayanların oranı ise yüzde 25 ile oldukça yüksek.
Tüketiciler değişen alışkanlıklar konusunda maddi durumlarının ve genel ekonominin ön planda olduğunu belirtiyor. Maddi kaygılar nedeniyle evde daha fazla vakit geçiriyorlar ve yüzde 74’ü gelecekte daha az satın almayı planladıklarını söylüyor. Yüzde 73’ü için bu bir tasarruf çabasıyken, yüzde 49’u alınan çoğu eşyaya ihtiyaç duymadığını düşünüyor. Yüzde 39’u ise çevreye yardımcı olmak için daha az satın almaya çalışıyor.
EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi, genç nesillerin iklim değişikliğine yanıt olarak dramatik değişiklikler yapmayı düşündüklerini gösteriyor. Örneğin, 18-42 yaşlarındaki tüketicilerin (Z Kuşağı ve Y kuşağı) yüzde 44’ü daha ılıman iklime sahip bir bölgeye taşındı veya taşınmayı düşünüyor. Yüzde 58’i enerji tasarrufu için evlerini uyarladı veya uyarlamayı düşünüyor.
Bunun yanı sıra endeks, her kuşaktan insanın bu konuda bir şeyler yapmak istediğini de ortaya koyuyor. Daha az plastik kullanmak, daha fazla geri dönüşüm veya su tasarrufu yapmak gibi davranışlar söz konusu olduğunda, yaşlı tüketiciler buna öncülük ediyor. Genç tüketiciler daha kaliteli satın almaya, markaların sürdürülebilirliğini kontrol etmeye ve arkadaşlarına ne satın alacakları konusunda öneri sunmaya daha fazla odaklanıyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 67’si iklim değişikliğinin gezegene etkilerinden endişe duyduğunu söylerken, yüzde 34’ü hükümetlerinin yeterli önlem aldığını söylüyor. Yüzde 56’lık bir kesim ise tüketicilerin şirketleri daha iyi sosyal ve çevresel sonuçlar elde etmeye zorlaması gerektiğine inanıyor, yüzde 73’ü şirketlerin değişime öncülük etmesi gerektiğini, yüzde 77’si ise bunun hükümete bağlı olduğunu düşünüyor. Tüketiciler şirketlerin yenilenebilir enerji ve daha verimli ya da daha az su kullandığını görmek istiyor.
EY, araştırma sonucunda çıkan ve dikkate alınması gereken temel eylem konularını şu şekilde sıralıyor:
İş yapış şeklinizi değiştirin: İklim değişikliğini azaltmayı planlayan şirketler bunu gelecekteki bir felaketi önlemek için yapıyor, ancak değişim şu anda gerçekleşiyor ve bu iş yapış şeklinizi de etkileyecek. Tedarik zincirinin bozulmasından işçi güvenliğine kadar, işinizi iklim değişikliği gerçeğine uyarlamak için gerekli önlemleri alıp, şimdi yatırım yapmazsanız daha maliyetli olacaktır. Basitçe söylemek gerekirse, şimdi yatırım yapın veya daha sonra daha fazla yatırım yapın.
Sattığınız ürünleri değiştirin: Tüketiciler, güneş kremi gibi küçük önlemlerden sel ve fırtına koruma önlemleri gibi daha büyük harcamalara kadar, yaşanan değişikliklere uyum sağlamalarına yardımcı olabilecek ürün ve hizmetlere giderek daha fazla odaklanıyor. Şirketlerin, çevre şartları değiştikçe hangi ürünlerin daha fazla veya daha az alakalı hale geleceğini düşünmesi gerekecek.
Azaltırken uyum sağlayın: Uyum ve azaltma arasında seçim yapamazsınız ancak ikisini aynı anda yönetmelisiniz. İklim değişikliğini hafifletmeye çalışmadan ona uyum sağlamak, uyum ihtiyacını daha da artıracak ve değişimin hızını artıracaktır.
Cesur olun, yarının ötesine bakın: Güvenli davranmak, uzun vadede sürdürülebilir değer yaratmayacaktır. Uzun vadeli planlar yapmayan şirketler, harekete geçme zamanı yaklaştığında çok geç ve çok az şey yapmış olacaklar. İklim değişikliğine uyum sağlamak, liderlerin tüketicilere, paydaşlara ve yatırımcılara değer sağlayacak ürün ve hizmetler yaratmanın yeni yollarını aramasını gerektirecektir.