Adli para cezaları artırıldı
Anayasa Mahkemesi (AYM), internet ortamında yayımlanan haberlere "kişilik haklarını ihlal ettiği" gerekçesiyle yasak getiren yasa maddesini Anayasa'ya aykırı buldu. Kararda, basın özgürlüğüne işaret edildi.
Anayasa Mahkemesi (AYM) “kişilik haklarını ihlal ettiği” iddiasıyla internet ortamında yapılan yayın içeriğinin çıkarılması veya erişimin engellenmesini düzenleyen 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesinin iptaline karar verdi. Bu düzenlemeyle internet ortamındaki bir içeriğin “süresiz olarak” engellendiğine işaret edilen kararda “Bu yönüyle kurallar ifade ve basın özgürlüklerine ağır bir müdahale teşkil etmektedir” dendi.
DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre Mahkeme Türk Ceza Kanunu’nda yer alan bazı suçların işlendiği şüphesi halinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) resen içeriğin çıkarılmasına ve erişimin engellenmesi yetkisi verilmesini de Anayasa’ya aykırı buldu.
TBMM’de 2014 ve 2020 yıllarında kabul edilen düzenlemeyle 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da bazı değişiklikler yapılmıştı. Bu değişikliklerden biri de “içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi” başlıklı 9. maddesiydi.
Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Tavşanlı Sulh Ceza Hakimliğinin başvurularını birleştiren AYM internet ortamında yapılan yayın içeriğinin kişilik haklarını ihlal ettiği iddiasıyla içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesini düzenleyen 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesini Anayasa’ya aykırı buldu. Maddenin iptal kararı dokuz ay sonra yürürlüğe girecek. Mahkeme bu maddenin diğer fıkralarındaki “içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi” ile “içerik, yer ve erişim sağlayıcıların sorumluları” ibarelerini de iptal etti.
Kanunun 1. ve 3. Fıkrası şu düzenlemeyi getiriyordu:
“İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğin çıkarılmasını ve/veya erişimin engellenmesini de isteyebilir. İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hâkim bu maddede belirtilen kapsamda içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine karar verebilir.”
Kararda dava konusu kuralların internet ortamında yapılan yayınların içeriğinin yayından çıkarılabilmesine ve/veya bu yayınlara erişimin engellenmesine imkân tanımak suretiyle ifade özgürlüğünü ve bu yayının internet haberciliği kapsamındaki bir yayın da olabileceği gözetildiğinde basın özgürlüğünü sınırladığına işaret edildi.
Anayasa’nın 13. maddesi gereğince böyle bir sınırlamanın kanunla yapılması, Anayasa’da öngörülen sınırlama sebeplerine, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olması gerektiği ifade edilen kararda AYM’nin bu maddeye ilişkin daha önce verdiği “Keskin Kalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve Diğerleri” kararına atıf yapıldı. Bu kararda Evrensel, Sözcü, Cumhuriyet ve BirGün gazetelerinin bazı haberlerine erişimin engellenmesi nedeniyle hak ihlali kararı verilmiş ve “yapısal sorun” tespiti yapılmıştı. AYM, ihlalin söz konusu 9. maddeden kaynaklandığını belirterek TBMM’den yapısal sorunun çözümünü istemişti.
AYM’nin Resmi Gazete’de yayınlanan 9. maddeye ilişkin iptal kararının gerekçesinde 9. maddenin uygulanması bağlamında sulh ceza hâkimliklerinin çelişmeli bir yargılama yerine getirmeden, gecikilmeksizin ve hızlıca bertaraf edilme ihtiyacını ortaya koyamadan sonuca vardığının anlaşıldığı ve çatışan haklar arasında adil denge gözetimi sağlanmasına ilişkin bir yaklaşımın tespit edilemediği vurgulandı.
Ayrıca gerekçeli kararların somut olayların şartlarından bağımsız ve genel ifadeler içerdiği belirtilen kararda bu gerekçelerde ilgili yayınların kişilik haklarını apaçık şekilde ihlal etmiş olduğu tespitinin nasıl yapıldığının anlaşılamadığı kaydedildi. Kararda “Benzer durumun sulh ceza hâkimliği kararlarına itiraz edilmesi üzerine verilen kararlarda da yer aldığı ifade edilmiştir. Bu çerçevede 9. maddenin kapsamı ve sınırlarının belirli olmamasının yargı makamlarına geniş bir takdir alanı yarattığı ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvurulara ilişkin somut olaylara bakıldığında 9. madde kapsamında verilen kararlara karşı itirazlardan sonuç almanın zor olduğunun görüldüğü değerlendirilmiştir” dendi.
Öte yandan dava konusu kuralların kişilik haklarına yapılan saldırılara karşı internet içeriğinin sınırlanmasına yönelik kademeli bir müdahale yöntemi sunmadığı da vurgulandı. Kararda erişim engelinin o içeriğin belirli bir ülke sınırları içinden ulaşılmasına “süresiz olarak engel olduğu” vurgulandı.
Kanunla BTK Başkanı’na Türk Ceza Kanunu’nda yer alan belli suçlarla ilgili “yeterli şüphe sebebi” bulunması halinde resen içeriğin çıkarılmasına veya erişimin engellenmesine karar verme yetkisi tanınmıştı. Bu suçlar intihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu, sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar, yasadışı bahis ve Atatürk aleyhine işlenen eylemlerdi.
İdarî tedbir olarak verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının yerine getirilmemesi halinde BTK Başkanı ilgili içerik, yer ve erişim sağlayıcısına para cezası veriyordu. 24 saat içinde erişim sağlayıcı tarafından kararın yerine getirilmemesi halinde Kurum tarafından yetkilendirmenin iptaline karar verilebiliyordu.
AYM işte BTK Başkanı’na bu suçlarda resen içerik çıkarma kararı verme ve kararı yerine getirmeyen “ilgili içerik, yer ve erişim sağlayıcısına” yaptırım uygulama düzenlemelerini Anayasa’ya aykırı bularak iptaline karar verdi.
Kararın gerekçesinde “Ceza kanunlarında suç olarak düzenlenen eylemlerin işlendiğinin henüz kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla tespit edilmeden, idari bir makamın yapacağı suç tespitine bağlı olarak nihai bir tedbir mahiyetinde olan içeriğin çıkarılması kararı verilmesinin ve bu kararın icra edilmemesi durumunda idari para cezası uygulanmasının masumiyet karinesini ihlal ettiği değerlendirilmiştir” dendi.
Türkiye’de internete sansür sorunu, İfade Özgürlüğü Derneği’nin raporlarına da yansımıştı. Prof. Dr. Yaman Akdeniz’in kurucusu olduğu İfade Özgürlüğü Derneği’nin EngelliWeb raporuna göre 2018 yılı sonu itibarıyla Türkiye’den toplam 347 bin 445 alan adı erişime engellendi. 2019 sonu itibarıyla ise bu rakam 408 bin 494’e yükseldi. 2020’de 467 bin 11 alan adı erişime engellenirken 2021 sonu itibarıyla bu sayının 574 bin 798’e çıktığı tespit edildi. Geçen yıl ise Türkiye’de toplam 712 bin 558 web sitesi ve alan adına 814 farklı kurum ve hâkimlikler tarafından verilen toplam 616 bin 239 farklı kararla erişim engeli getirildi.
Raporda “Dahası, tespit edildiği kadarıyla 2022 sonu itibariyle 150 bin URL adresine, 9 bin 800 Twitter hesabına, 55 bin 500 tweete, 16 bin 585 YouTube videosuna, 12 bin Facebook içeriğine ve 11 bin 150 Instagram içeriğine de 5651 sayılı Kanun ve diğer hükümlere istinaden erişim engellendiği tespit edilmiştir” bilgisi verildi.