‘Yapay zekâ trenine binmek isteyenler’ ABD’de start-up’lara üç ayda 27 milyar dolar yatırdı
Dünya Ekonomik Forumu'nun raporuna göre dünya yetişkin nüfusunun yaklaşık yarısı bu yıl seçime gitmeye hazırlanırken yapay zekanın sonuçları bozmadaki rolüne ilişkin endişeler 2024 yılı için en büyük riskler listesinin başında yer alıyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) dün yayınlanan “Küresel Riskler 2024 Raporu” yapay zeka kaynaklı yanlış bilgi ve dezenformasyonu ve bunun toplumsal kutuplaşma üzerindeki etkilerini önümüzdeki iki yıl içinde ilk 10 risk arasında iklim değişikliği, savaş ve ekonomik zayıflığın önüne koydu. Böylece yapay zeka ilk kez WEF raporuna risk olarak girmiş oldu.
Rapora göre süregelen hayat pahalılığı krizi, yapay zeka ile ilişkili olarak yayılan yanlış bilgi ve dezenformasyon riski ile toplumsal kutuplaşma riski 2024 yılı risk görünümünü domine ediyor. Yanlış bilgi ile toplumsal huzursuzluk arasındaki bağlantı önümüzdeki iki yıl içinde birçok büyük ekonomide yapılması planlanan seçimler sırasında merkezi rol oynayacak. Devletlerarası silahlı çatışmalar da iki yılın en önemli beş riski arasında yer alıyor. Birçok çatışmanın sürdüğü bir dönemde önde gelen jeopolitik gerilimler ve zayıflayan toplumsal dayanıklılık riski çatışmaların yayılmasına neden oluyor.
Raporu hazırlayan danışmanlık şirketi Marsh McLennan’ın Avrupa Ticari Direktörü Carolina Klint CNBC’den Silvia Amaro’ya “Yapay zeka daha önce görmediğimiz bir şekilde geniş seçmen kitlelerini etkilemek için modeller oluşturabilir. Bunun nasıl sonuçlanacağını izlemek bizim için oldukça önemli olacak” dedi. Yapay zeka alanındaki atılımların yanlış bilgilendirme ve stratejik yanlış hesaplamalardan kaynaklanan tehditlere tepki vermekte zorlanan kuruluşlar için risk görünümünü kökten değiştireceğini vurgulayan Klint “Aynı zamanda şirketler, jeopolitik ve iklim değişikliği nedeniyle daha karmaşık hale gelen tedarik zincirleri ve giderek artan sayıda kötü niyetli aktörden gelen siber tehditler konusunda pazarlık yapmak zorunda kalıyor. Hızla değişen bu risk ortamını yönetmek için kurumsal, ülke ve uluslararası düzeylerde dayanıklılık oluşturmaya ve kamu ve özel sektörler arasında daha fazla işbirliğine odaklanmak gerekecek” diye ekledi.
Eurasia Group Başkanı ve kurucusu Ian Bremmer da seçim sonuçlarının daha geniş kapsamlı sonuçları göz önüne alındığında danışmanlık şirketinin bu riski Rusya ile Ukrayna ve İsrail ile Hamas arasındaki savaşların önüne koymaktan başka “seçeneği olmadığını” söyledi.
Rapor küresel liderlerin önümüzdeki hafta İsviçre’nin Davos kasabasında WEF’in yıllık zirvesi için bir araya gelecekleri ve Avrupa ve Orta Doğu’da devam eden çatışmalar ekonomi ve teknoloji gibi küresel konuları “güveni yeniden inşa etmek” sloganı altında tartışacakları sırada yayınlandı. WEF zirvesi dünyanın tarihi bir seçim yılına girdiği ve neredeyse dünya nüfusunun yarısını oluşturan Tayvan, ABD, Hindistan, Rusya, Güney Afrika ve Meksika’da da yapılacak seçimlerin startının verileceği bir döneme denk geliyor.
Zurich Insurance Group işbirliğiyle hazırlanan WEF raporu Eylül 2023’te 1.400’den fazla küresel risk uzmanı, politika yapıcı ve sektör lideriyle en büyük küresel endişeleri hakkında anket yaptı. Raporun yazarları birleşik risklerin “dünyanın uyum kapasitesini sınırlarına kadar zorladığını” belirterek liderleri küresel işbirliğine odaklanmaya ve ortaya çıkan en yıkıcı riskler için korkuluklar inşa etmeye çağırdı.
WEF Genel Direktörü Saadia Zahidi “Kutuplaştırıcı söylemler ve güvensizlikle karakterize edilen istikrarsız bir küresel düzen, aşırı hava koşullarının kötüleşen etkileri ve ekonomik belirsizlik, yanlış bilgi ve dezenformasyon da dahil olmak üzere risklerin hızlanarak yayılmasına neden oluyor. Dünya liderleri kısa vadeli krizleri ele almanın yanı sıra daha dayanıklı, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir gelecek için zemin hazırlamak üzere bir araya gelmelidir” dedi.
Pazartesi günü yayınlanan ayrı bir 2024 küresel riskler raporunda da Eurasia Group yaklaşan ABD seçimlerini yılın en büyük riski olarak belirtti, “yönetilemeyen yapay zeka” da ilk beş arasında yer aldı.
Rapora göre önümüzdeki yıllara kalıcı ekonomik belirsizlik ile büyüyen ekonomik ve teknolojik bölünmeler damgasını vuracak. Ekonomide fırsat eşitsizliği önümüzdeki iki yıl içinde öne çıkan riskler arasında altıncı sırada. Uzun vadede ise ekonomik hareketliliğin önünde engeller oluşarak nüfusun büyük bir kesiminin ekonomik fırsatlardan mahrum kalmasına neden olabilir. Çatışma riski taşıyan veya iklim açısından savunmasız ülkeler yatırımlardan, teknolojilerden ve ilgili istihdam yaratma faaliyetlerinden giderek daha fazla izole edilebilir. Güvenli ve emniyetli geçim kaynaklarına giden yolların yokluğunda bireyler suça, askerileşmeye veya radikalleşmeye daha yatkın olabilir.
Çevresel riskler tüm zaman dilimlerinde risk ortamını domine etmeye devam ediyor. Uzmanların üçte ikisi 2024 yılında yaşanacak aşırı hava olaylarından endişeli. Aşırı hava olayları, dünya sistemlerinde kritik değişiklikler, biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü, doğal kaynak kıtlığı ve kirlilik önümüzdeki on yıl boyunca karşılaşılması beklenen en ciddi 10 riskten beşini temsil ediyor. Bununla birlikte rapora katkı sunan uzmanlar risklerin aciliyeti konusunda farklı düşüncedeler. Özel sektör katılımcıları çoğu çevresel riskin sivil toplum ve hükümetlere kıyasla daha uzun bir zaman çerçevesinde gerçekleşeceğine inanıyor. Bu çevresel risklerle mücadelede dönüşü olmayan noktaya gelme riskinin arttığının işareti.
Rapor liderleri küresel riskleri ele almak için aksiyonları yeniden düşünmeye çağırıyor. Rapor yapay zekanın anlaşmazlık karar alma süreçlerine entegrasyonunu ele alan anlaşmalar gibi ortaya çıkan en yıkıcı risklere karşı hızla koruma önlemleri inşa etmeye yönelik küresel iş birliğine odaklanmayı öneriyor. Bununla birlikte raporda yanlış bilgi ve dezenformasyona karşı dijital okuryazarlık kampanyalarıyla bireysel ve devletlerin dayanıklılığının güçlendirilmesi veya hem kamu hem de özel sektörün rol oynayacağı enerji dönüşümünü hızlandırma potansiyeline sahip iklim modellemesi ve teknolojileri konusunda daha fazla araştırma ve geliştirmenin teşvik edilmesi gibi yalnızca sınır ötesi iş birliğine bağlı olması gerekmeyen diğer eylem türleri de ele alınmaktadır.
İleriye bakıldığında ise önümüzdeki 10 yıl için risk dengesi aşırı hava koşullarına ve siyasi dünya düzeninde kritik değişikliklere doğru kayıyor; ankete katılanların üçte ikisi yeni bir çok kutuplu veya parçalanmış dünya şekillenmesi bekliyor. Aşırı hava olayları, dünya sistemlerinde kritik değişim, biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü, doğal kaynak kıtlığı ve yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon önümüzdeki 10 yıl içinde en olası riskler olarak adlandırıldı. Yapay zeka teknolojilerinden kaynaklanan olumsuz sonuçlar da daha uzun vadeli bir endişe kaynağı olarak belirtildi.
Zurich Sigorta Grubu Sürdürülebilirlik Riskler Lideri John Scott “Dünya yapay zeka, iklim değişikliği, jeopolitik değişimler ve demografik değişimlerle önemli yapısal dönüşümlerden geçiyor. Bilinen riskler yoğunlaşıyor ve yeni riskler ortaya çıkıyor ancak bunlar aynı zamanda fırsatlar da sunuyor. Kolektif ve koordine edilmiş sınır ötesi aksiyonlar önemli rol oynar ancak küresel risklerin etkisini azaltmak için yerelleştirilmiş stratejiler kritiktir. Vatandaşların, şirketlerin ve ülkelerin bireysel eylemleri, küresel risklerin azaltılmasında önemli bir rol oynayarak daha aydınlık ve güvenli bir dünyaya katkıda bulunabilir” dedi.