Sağ gösterip sol vuran Fransa’da siyasi felç ihtimali
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile bir araya geldi. Özel “Kayyum siyasetini bir kez daha kesin ve net bir dille reddediyoruz” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’ı Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nde kabul etti.
DEM Parti heyetinde ayrıca Eş Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Rüştü Tiryaki ve Özlem Gündüz de yer aldı.
CHP Lideri Özgür Özel DEM Parti Eş Genel Başkanları Hatimoğulları ve Bakırhan ile yaptığı görüşmenin ardından basın toplantısı düzenledi.
“DEM Parti’nin çok değerli Eş Genel Başkanları heyetleri ile birlikte bizi ziyaret ettiler” diye Özgür Özel şunları söyledi:
“Geçtiğimiz günlerde biz kongrelerinin ardından kendilerini kutlamak ve başarılar dilemek üzere DEM Parti’nin Genel Merkezi’ndeydik. Onlar da bugün bize iadeyi ziyarette bulundular. Tabii ki bugünkü ziyaret bir nezaket ziyareti olmakla birlikte iki parti arasında partilerin genel merkezleri düzeyinde sürdürülen iletişimin ilk adımlarıdır. Bundan sonraki süreçte de Meclis’te temsil edilen, Meclis’te en çok sandalyesi bulunan üçüncü parti durumunda bulunan DEM Parti ile ilişkilerimizi bundan sonra da kamuoyunun önünde, açık ve şeffaf bir şekilde sürdürmeyi, karşılıklı ziyaretler yapmayı ve Türkiye’nin çok önemli meseleleri konusunda görüş alışverişinde bulunmayı sürdüreceğiz.”
Görüşmenin gündeminin “yerel seçim” olduğunun altını çizen CHP lideri Özel açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bu ziyarette ülke meselelerini konuşurken işin hem ekonomik boyutunu hem de siyasi boyutlarını konuştuk. Tabii ki bugünü toplantının gündemi yerel seçimler. Bu kadar yakınken yerel seçimlerden bağımsız değildi. Daha önce de ifade ettiğim bir konuyu burada da ifade etmek isterim ki Cumhuriyet’in 100’üncü yılında, Cumhuriyet’i kurmuş ve çok partili rejimi getirmiş, ülkeye çok partili demokrasiyi getirmekle haklı olarak övünen bir siyasi partinin genel başkanı olarak, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında bazı seçmenlerin kendilerine yerel yönetici seçebildiği, bazılarının yerel yöneticilerini seçemediği, seçseler dahi yönetmelerine izin verilmediği bir ülkeyi kabul etmemiz mümkün değildir. O yüzden bu kayyum siyasetini bir kez daha kesin ve net bir dille reddediyoruz. Bu ülkenin 81 ilinde, bu ülkenin bine aşkın ilçesinde, bu ülkede her seçmen kendisini kimin yöneteceğini seçebilmeli, seçtikleri kişiler kendilerini yönetmeye devam etmelidirler.”
CHP’nin bu hafta pazar günü saat 13.00’te Tandoğan Meydanı’nda yapacağı anayasa mitingini hatırlatan Özgür Özel yargı krizine ilişkin ise şu açıklamayı yaptı:
“Bunun yanı sıra elbette ülke, büyük bir anayasa krizi yaşamaktadır. Bugün ülkenin Cumhurbaşkanının da sahiplendiği, ülkenin seçilmiş milletvekillerinin adına yemine davet edilen Can Atalay’ın yemin edemediği, Hataylıların seçtikleri milletvekiline ‘Milletvekili sıfatını ona siz veremezsiniz Hataylılar olarak, biz talimat alırsak saraydan onu tutarız ve salmayız’ dedikleri bir noktada, Meclis Başkanının da üzerine düşeni yapmadığı bir sürecin içindeyiz. Biz bu meseleyi sadece Can Atalay meselesi olarak görmüyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının yasama, yürütme ve yargı açısından, gerçek ve tüzel kişiler açısından bağlayıcı olduğuna ilişkin Anayasa metninin kabul edilmemesinin bir Anayasayı ihlal girişiminden öte, bir tek adam anlayışının Anayasa ve Anayasal düzene karşı darbe girişimi olarak görüyoruz. Bugün Anayasa Mahkemesi’ni yok sayan yarın Meclis’i yok sayacak. Bir diğer gün diğer mahkemeleri yok sayacak. Bunun tüm toplum için mal ve can güvenliğinin de ihlal edildiği bir noktaya evrilmesi muhtemel olacaktır. Bu çağrıyı tüm demokratik kitle örgütleri, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri ve siyasi görüşü ne olursa olsun Anayasa’ya, özgürlüklere, demokrasiye, örgütlenme özgürlüğüne, gösteri ve yürüyüş hakkına, emeğine ve ekmeğine sahip çıkan herkesi mitingimize davet ettik. Bir kez daha tüm vatandaşlarımızı bu vesile ile mitingimize davet ediyoruz. Siyasi partiler, sendikalar, meslek örgütlerini davet ediyoruz. ‘Gelin ortak geleceğimize Tandoğan’da hep beraber sahip çıkalım’ diyoruz. ‘Sorunlarıma sahip çıkılsın’ diyen işsizleri, gençleri, emeklileri ve emekçileri, ‘Biz size sahip çıkıyoruz’ diyen ve bu ülkenin ortak geleceğine sahip çıkmak isteyen herkesi pazar günkü mitingimize bir kez daha davet ediyorum. Önümüzdeki yerel seçimlerin ülkenin ortak geleceğine sahip çıkma seçimleri olduğunun bir kez daha altını çiziyorum. Nazik ziyaretleri için kendilerine teşekkür ediyorum.”
DEM Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, yerel seçimlere ilişkin şunları söyledi:
“Bugün sadece bir iade-i ziyaret olmadığını eş genel başkanımız ve Özgür Başkan dile getirdiler. Türkiye hem bölgede hem de kendi içinde çok önemli sorunlar yaşıyor. Önemli krizler yaşıyor. Doğaldır ki hem ana muhalefet partisi hem muhalefette bulunan partimizin Türkiye’nin yaşamış olduğu bu sorunlar üzerinde fikir alışverişinde bulunması kadar doğal bir şey yok. Eş başkanımız ve CHP Genel Başkanı’nın dediği gibi. Birçok şey konuşuldu tartışıldı. Elbette ki Türkiye’nin temel gündemlerinden birisi olan yerel seçimleri de konuştuk. Tartıştık siz de takip ediyorsunuz. Türkiye’den çözülmemiş bir Kürt sorunu var hem de bölgede ikili bir hukuk uygulanıyor… Arkadaşlarımız kent uzlaşısının, yerel yönetimlerde iş birliği sağlanacak kentlerin hangileri olduğunu, hangi kentlerde bu çalışmanın yürütebileceği konusunda bir çalışma yürütecekler.”
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel seçim sürecinde, o dönem HDP ile olan temasları “kapalı kapılar ardında yürüttüğü” gerekçesiyle eleştiriler olmuştu. İktidar kanadından “6’lı masa değil 7’li masa” denilerek aslında HDP’nin de ittifak ortağı olduğu mesajı verilirken HDP’li siyasetçiler de seçim sonrası yaptıkları açıklamalarda “süreç şeffaf yürütülmeliydi” tepkisini göstermişti.