Hatay’daki 515 metre uzunluğundaki duvar Guinness’e aday
Depremin yıktığı Hatay şimdi de su baskınlarıyla mücadele ediyor. Samandağ'daki bazı vatandaşlar yardımın nereden isteneceğini bile bilmediklerini anlatıyor. Gece boyu eşyalarını kurtarmaya çalışan vatandaşların ortak talebi su sızdırmayan konteyner.
Büyük depremlerin üstünden neredeyse bir yıl geçti ama adeta enkaz altında kalan Hatay’ın yaraları sarılmadı. İşsizliğin hüküm sürdüğü, çok sayıda insanın çadır ve konteynerde kaldığı kentte felaket üstüne felaket yaşanıyor. Geçen hafta bir ailenin konteynerinde yangın çıkmış, iki çocuk ölmüştü. Hataylı depremzede Çağla Demirel konteynerlerde elektrik kaynaklı sürekli yangın çıktığını ama bunların duyulmadığını anlatmıştı.
Şimdi de kentte dört gündür aralıksız yağış var ve konteynerler su içinde. Vatandaşlar soğuk havada depremden sonra zar zor edindiği eşyalarını kurtarmaya çalışsa da su sızıntıları yaşadıkları yerin kuru kalmasını engelliyor. Özellikle Samandağ’da dereler taştığı için sel de yaşanıyor ve Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz’ın anlattığına göre hasarlı evlerin yıkımının kontrolsüz yapılması nedeniyle hendek ve mazgalların bir kısmı tıkandı. Bu da su baskınlarını kaçınılmaz kıldı. Samandağ’da yaşanan su baskınlarının nedenlerine haberimizden ulaşabilirsiniz.
10Haber’e konuşan CHP Samandağ İlçe Başkanı Nadir Kimyon vatandaşların zor durumda olduğunu, kendisinin de konteynerde kaldığını ve isyan edecek durumda olduklarını anlattı. Kimyon’a göre Samandağ’da çok sayıda vatandaş nasıl yardım isteyeceğini dahi bilmiyor ve çadırda kalmaya devam ediyor. Üstelik çevre yolunda mazgal olmadığı için gölete dönen yoldan evlere, bahçelere su akıyor. 40 yıldır böyle bir yağış görmediğini söyleyen Kimyon su baskınlarıyla ilk kez depremden sonra karşılaştıklarını anlatıyor.
Samandağ’da konteynerde kalan ailelerden biri de su baskınlarına karşı ne yapacağını şaşırmış durumda. Kendi anlatımına göre konteyner su geçiriyor, üstüne branda çekse de sızıntıları engelleyemiyor ve her gün yataklarının çarşafını defalarca değiştirmek zorunda kalıyor. Depremzede vatandaş isminin yayımlanmasını istemiyor, çünkü depremden sonra üç çocuğunu başka illere göndermiş, onların üzülmesinden korkuyor. Bir oğlunu, gelinini ve torununu Antakya’da kaybeden depremzede diğer çocuklarını göndermek zorunda kaldığını anlatıyor: “Torunlarım yanımdaydı, pedagog istedim gelmedi. Ben de gelinlerimin ailelerinin yanına gönderdim.”
Eşiyle kaldığı çadırda bir de engelli ablası var depremzede vatandaşın. Ablasına AFAD’dan konteyner verilince ona artık sadece gündüzleri bakıyor ve eşinin emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyor. Eşi emekli olduğu için yardım kartı verilmediğini söyleyen depremzede hem eşinin, hem de kendisinin rahatsızlıkları olduğunu, zaten Samandağ’da iş bulma imkanı da olmadığını vurguluyor. Oğlu öldükten sonra eşinin gözlerinde kanama başladığını anlatan kadın kendisi de altı defa ameliyat olmuş. 15 yıl boyunca çalışıp yaptıkları evlerinde sadece bir yaz oturabildiklerini belirten depremzede psikolojik destek de istiyor. Su geçirmeyen sağlam konteyner en büyük ihtiyacı, çünkü artık su sızıntılarıyla baş edemiyor.
Samandağ’da çadırını su basan ailelerden biri de Yıldız Çelik. Dünkü sağanakta çadırı su altında kalınca “Akla karayı seçtik” diye anlatıyor gece boyunca yaşadıklarını. Kendisi konteynerde kalmıyor, çünkü yardımın nasıl istendiğini bilmiyor. Zaten Samandağ’daki birçok insan konteyner ve yardım paketi desteğine nasıl başvuracağından habersiz olduğunu anlatıyor.
Deprem sırasında evinin olduğu bina yıkılmadı Yıldız Çelik’in, ama orta hasarlı olduğu için orada da yaşayamıyor. Şimdi çadırda iki çocuğu ve eşiyle yaşayan 46 yaşındaki kadın acil olarak konteyner istiyor. Üstelik şu anda sadece eşinin emekli maaşıyla geçindiklerini söyleyen Yıldız Çelik borçlandıklarını, o paranın da hayatı idame ettirmek için yetmediğini söylüyor. İş başvurusu için gittikleri esnafın eleman aramadığını söylüyor. Çünkü esnaf da ‘açtığı gibi kapatıyor’ dükkanını.