BM’den İsrail kararı: İşgali bir yıl içinde sonlandır
Halil Falyalı cinayetinin karar duruşmasında sanık Mehmet Faysal Söylemez Süleyman Soylu'nun eski Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz aracılığıyla Hüsnü Falyalı'dan milyon dolar para aldığını iddia etti.
Halil Falyalı ve şoförü Murat Demirtaş’ın Kıbrıs’ta öldürülmesine ilişkin davanın onuncu duruşması İstanbul’da görüldü. Çağlayan Adliyesi 36’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden duruşmaya, tutuklu yargılanan sanıklar Mustafa Söylemez Antalya S Tipi Kapalı Cezaevi’nden, Cengiz Şener Bodrum S Tipi Kapalı Cezaevi’nden, Ender Yıldız İzmir 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya katıldı. İzmir 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden tutuklu olan Abdurrahim Çelik ve Mehmet Faysal Söylemez duruşma salonunda hazır bulundu.
Duruşmada savcı, Mehmet Faysal Söylemez ve Mustafa Söylemez’in ‘tasarlayarak kasten öldürme’ ve ‘suç işleme amacıyla örgüt kurma ve yönetme’ suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet ile 6’şar yıldan 12’şer yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istediğini yineledi. Ender Yıldız, Abdurrahim Çelik, Cengiz Şener, Metin Süs’ün ise ‘tasarlayarak kasten öldürmeye yardım’ ve ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma’ suçlarından 33’er yıldan 46’şar yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep ettikleri mütalaasını tekrar etti.
Mahkeme sanıklara son sözlerini sordu, ardından kararını açıkladı. Mahkeme Mustafa Söylemez’i 2 kez müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mehmet Faysal Söylemez’in ise tüm suçlardan beraatine hükmetti.
Evet ama bu karar öncesinde, az sonra hakkında beraat kararı açıklanacak olan sanıklardan Mehmet Faysal Söylemez’in yaptığı son savunma Türkiye’de uzun uzun tartışılmaya aday gözüküyor. Çünkü Söylemez savunmasında aslında savunma yapmadı, hücuma geçti. Bu hücumdaki açıklamaları ise bir zamanlar Sedat Peker’in YouTube üzerinden yaptığı ifşaatları aratmadı.
Mehmet Faysal Söylemez söz konusu son savunmasında konuşmasında eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve İstanbul Çağlayan Adliyesi’ndeki yöneticilerle ilgili ağır ithamlarda bulundu.
Mehmet Faysal Söylemez’in mahkemedeki sözlerinin bir bölümü şöyle:
“Kardeşim Mustafa Söylemez bu olayla ilgili gözaltına alınmıştı, polis bu olay ile ilgili soruşturmasını yürütürken ben de kendimce soruşturmaya başladım. Bu durum birilerini rahatsız etti, o dönemdeki polislerin en tepesindeki S.(hakaret ediyor) Süleyman (Soylu) bu durumdan rahatsız olduğu ve kendisinin saklamak istediği şeyler olduğu için emir ve talimat vererek beni gözaltına aldırdı. Savcının gözaltı kararı verme gerekçesi ‘Mehmet Faysal Söylemez’in Mustafa Söylemez ‘in kardeşi olduğu tespit edilmiştir’ şeklindedir. Sorun şu ki, kardeşimin suçlu olduğunu da henüz ispatlayamadılar. Dosyada suçu işlediğine dair hiçbir maddi somut delil yoktur. Beni gözaltına aldırma talimatını veren ‘soysuz’ daha sonra kokainci, kumarcı, kara paracı, şantajcı Hüsnü Falyalı’dan milyon dolar almıştır; parayı Hüsnü Falyalı’dan alıp ‘S. (Hakaret ediyor) Süleyman’a (Soylu) getiren kurye kişi eski Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’dır. Bunu ben dahil herkes bilmektedir” dedi.
Çağlayan Adliyesi’ndeki yetkililer için ‘çete’ gibi ağır bir suçlamada bulunan Mehmet Faysal Söylemez sözlerini şöyle sürdürdü:
“Savcı Serdal Sarıdağ efendi beni Google haberlerine dayanarak ‘çete reisi’ göstermiş, ben çete değilim, çete reisi değilim. Doğrudur ortada bir çete vardır, o çetenin adı da ‘İstanbul Adliyesi Çetesi’dir. Çete reisi Şaban Yılmaz’dır. Çete reisinin yardımcıları, Başsavcı Vekili İbrahim Bozkurt ve mahkeme başkanı Hakim Hakan Özer’dir. Çete üyeleri, Savcı Serdal Sarıdağ, savcı Ahmet Baba, Mahkeme heyeti üyeleri ve Münevver Nur Çelik Akçay ve Şaziye Burcu Koşan’dır. Erhan Kanioğlu, çete reisine parayı veren rüşvete aracılık eden kişidir. Ulvi Umutlu, rüşvete aracılık eden kişi-çete üyesidir. Yukarıda belirttiğim çete, Kıbrıs’taki uyuşturucu tüccarlarından, kumarcılardan, beni infaz etmeye çalışan kara paracılardan, şantajcılardan para alarak tetikçilik yapmakta, çalışmaktadırlar. Silah olarak da devletin adalet dağıtılması için giydirdiği cübbeleri kullanmaktadırlar. Kıbrıs’taki kumarcı, kara para aklayıcı, şantajcı uyuşturucu tüccarları kriminal camiadan bulamadıkları tetikçileri maalesef Çağlayan Adliyesi’nde hakim ve savcılardan elde etmişlerdir. Bunları çete olarak itham etmiş olmam birileri tarafından yadırganabilir. 1996 yılında bir mahkemede yaptığım açıklamada ‘çete arıyorsanız Mehmet Ağar-Sedat Bucak ikilisine bakın’ demiştim. Mehmet Ağar o dönemde içişleri bakanı idi, Sedat Bucak da hasmım olduğu için kimse açıklamalarımı ciddiye almamıştı. Bu açıklamadan 10 gün sonra Susurluk kazası oldu.”
Sanık avukatları bir cep telefonun ekranında başka bir telefonla çekilmiş bir videoyu mahkemeye sundular. Sanık avukatlarının iddiasına göre bu yazışma iş insanı Erkan Kanioğlu ve Halil Falyalı’nın ekibi içinde yer alan Ulvi Umutlu arasında geçiyor. Bu videoya göre Halil Falyalı öldürülmeden önce bu iki kişi ve Hüsnü Falyalı’nın bu işi organize ettiği belirtiliyor. Ancak bu videonun gerçekliği ise soru işareti. Sanık avukatı bu videonun kendilerine ulaştırıldığını ifade etti.
Mehmet Faysal Söylemez’in avukatı Coşkun Atılgan, mahkeme başkanını ‘görevi kötüye kullanmak’ iddiasıyla HSK’ye şikayet ettiğini söyledi. Atılgan, “Karar veremezsiniz. Katil dışarda. Katil, Ulvi Umutlu. Beni öldürecekler. İki çocuğum var. Eğer öldürülürsem sorumlusu sizsiniz” dedi.