İstanbul’a yağış geri dönüyor
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayının Buğra Kavuncu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayının Cengiz Topel Yıldırım olduğunu duyurdu.
31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere kendi adaylarıyla girme kararı alan İYİ Parti’nin İstanbul, Ankara ve Balıkesir büyükşehir belediye başkanlıkları için göstereceği adaylar belli oldu.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin Meclis grup toplantısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için İYİ Parti İstanbul milletvekili Buğra Kavuncu’yu aday göstereceklerini açıkladı.
Meral Akşener grup toplantısının ardından yaptığı basın açıklamasında ise partisinin Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı adayının Cengiz Topel Yıldırım olduğunu duyurdu.
Meral Akşener, grup toplantısında “Buğra Kavuncu ‘Ben adayım. Ben İstanbul’a aday olmak istiyorum’ dedi. Ben de kabul ettim” diye konuştu.
Kürsüye çıkan Buğra Kavuncu ise “Ben orada il başkanlığı yaptım, ben İstanbul’u istiyorum, almak için istiyorum, yönetmek için istiyorum” dedi.
5 Nisan 2018 tarihinde İYİ Parti’deki siyasi hayatına başlayan Buğra Kavuncu milletvekili seçilmeden önce İstanbul İl Başkanlığı yapmış ve 2022’de İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı’ndan ayrılıp 2023’te Seçim Kampanyasından Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanlığı görevine getirilmişti.
İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ise yerel seçimde Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yarışacak.
İYİ Parti lideri Meral Akşener’in gündeme ilişkin konuşmasından satırbaşları ise şöyle:
Belediye başkan adaylarımız önemli bir yolculuğa çıkıyor. Allah hizmetlerini hayırlı kılsın. Çorlu’daki acı tren kazasıyla ilgili bir karar verilecek. Umarım vicdanları karatmayan bir karar çıkar. Sözlerimin başında dün Gazi Meclisimizde gerçekleşen çok önemli bir oylamaya değinmek istiyorum. Biliyorsunuz İsveç’in NATO’ya katılım protokolu İYİ Partimizin “hayır” oyuna rağmen Cumhur İttifakı ve CHP oylarıyla maalesef kabul edildi. Ve böylece Milli güvenliğimiz için talep ettiğimiz hususlar henüz yerine getirilmemiş, muhataplarımız tarafından kabul edilebilir adımlar henüz atılmamış olduğu halde ülkemizin elindeki çok önemli bir koz adeta bir muammayla elimizden uçup gitmiş oldu.
Ancak öyle bir oylama yaşadık ki adeta turnusol kağıdı niteliğindeydi… Bir tarafta madde madde şartlar açıklayıp bol keseden atanların, içeride efelenip dışarda sus pus olanların daha önce nicesine şahit olduğumuz tornistanlarını izledik. Diğer taraftaysa “iktidar ile hizalanmayacağız” diyenlerin, “Ak Parti’yle aynı bildiriye imza atmayız” diyenlerin iktidarla birlikte aynı vahim yanlışa şaşırtıcı bir uyum içinde el kaldırışlarına şahit olduk.
Gerçeklerin bir gün mutlaka ortaya çıkmak gibi çok güzel bir huyu vardır… Nitekim bunun yeni bir örneğine de birkaç gün önce milletimize yıllardır utanmadan yalan söyleyen TÜİK’in basına yansıyan itiraf niteliğindeki fevkalade çarpıcı bir tespitiyle şahit olduk. Neymiş? Vatandaş açıklanan enflasyonun iki katını “hissediyormuş”… Yani TÜİK’in yüzde 64,7 olarak açıkladığı 2023 yılı tüketici enflasyonu yine TÜİK’in yaptığı hesaplamalara göre vatandaşlarımızca yüzde 129,4 olarak “hissediliyormuş…” Güler misin, ağlar mısın?… İstatistik kurumu değil; meteoroloji enstitüsü mübarek… Üstelik aradaki farkın sebebi de böyle ciddiyetsiz bir tespitten beklenenin aksine balkanlardan gelen yüksek enflasyon dalgası veya döviz kurlarındaki yüksek nem oranı değil tüketim alışkanlıkları ve harcama kalıplarıymış… Yani sorun TÜİK’te değil 85 milyon olarak bizzat bizlerdeymiş… Sorun TÜİK’in uydurma rakamlarında değil bizim tüketim alışkanlıklarımızdaymış… Sorun iktidarın yanlış ekonomi politikalarında değil bizim, harcama kalıplarımızdaymış…
Allah aşkına siz bu milletle dalga mı geçiyorsunuz? Kardeşim, insanlarımız demir mi yiyor? Çimento, tuğla mı yiyor? Et, süt, yumurta yiyor. Ekmek yiyor, peynir yiyor, sebze yiyor. Tutup da “Milletin tüketim alışkanlıkları yanlış” demek millete “Ekmek bulamazsan git tuğla ye” demekle aynı şeydir. Bir büyük ciddiyetsizliktir, bir büyük saygısızlıktır.
Tam üç yıldır iktidara bu soruyu soruyoruz! Tam üç yıldır bu garabete bir an önce son verilmesini istiyoruz! Tam üç yıldır “Emekli maaşlarını asgari ücretle eşitleyin” çağrısı yapıyoruz. Ama bu üç yılın sonunda bırakın iktidar tarafından bir adım atılmasını, emeklilerimiz için her geçen gün daha da kötüleşen bir tabloyla karşı karşıyayız.
2002 yılında en düşük emekli maaşı asgari ücretin 1.3 katıyken bugün yüzde 60’ına düştü… 10 yıl önce asgari ücret 850 lirayken en düşük emekli maaşı 1050 liraydı. Bugün ise asgari ücret 17 bin liraya çıktı ama en düşük emekli maaşı 10 bin lirada kaldı. Daha 10 yıl önce asgari ücretin yüzde 24 üzerinde maaş alan emeklilerimiz bugün asgari ücretlinin neredeyse yarısı kadar maaş alıyor. Memlekette açlık sınırı 14 bin 431 lirayı bulmuş, yoksulluk sınırı 47 bin 9 lira olmuş, iktidar ise en düşük emekli maaşını 10 bin lira yapmakla övünüyor… Gerçekten ibretlik… Sayın Erdoğan, emeklilerimizin üzerindeki ağır yükü derhal kaldırın. En düşük emekli maaşını bir an önce asgari ücret seviyesine çıkartın. En düşük emekli maaşında yapılan artışlardan tüm emeklilerimizin faydalanmasını sağlayın. Kök maaş işinden derhal vazgeçin. Yüksek ücret üzerinden ve yüksek günle prim ödeyenleri daha fazla cezalandırmayın.”
İYİ Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Buğra Kavuncu grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kavuncu şunları söyledi:
“Hayırlı uğurlu olsun. Ülkemiz için hayırlı olsun, İstanbul için hayırlı olsun, İstanbullular için hayırlı olsun. İstanbul’a geçeceğim, hazırlık çalışmalarımız olacak. Ondan sonra zaten İstanbul ile ilgili hayallerimizi, projelerimizi; nasıl bir İstanbul istediğimizi, beklediğimizi; İstanbul’u neden bizim çok daha iyi yöneteceğimizi seçmenlerimize anlatacağız.”
“Birilerine olan vefa rafa kalkar” yönündeki açıklamasının sorulması üzerine Kavuncu şöyle konuştu:
“Mesaj hiç kimseye değil. Burada sadece vurgulanan şu: Biz hür ve müstakil olarak seçime girme kararı aldık. Bu karar doğrultusunda, partimizin her ferdi üzerine düşeni yapacaktır. Bu tür anlarda, kurumlar için, partiniz için, ülkeniz için, devletiniz için sorumluluk size geldiğinde buna her Türk vatandaşı evet demekle mükelleftir.”
1973 yılında Ankara’da doğan Satuk Buğra Kavuncu 1997 yılında Ankara Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden mezun oldu. Kazakistan Almatı’da yapı kimyasalları alanında çalışan Kavuncu USTA LLP’yi kurdu. 2008 yılında şirketi satan Kavuncu BASF Yapı Kimyasalları Central Asia LLP’nin Genel Müdürlüğü ve 2010 yılına kadar BASF Orta Asya Genel Müdürlüğü yaptı. 2016 ve 2018 arasında BASF Türk Kimya’da CEO oldu.
5 Nisan 2018 tarihinde İYİ Parti’de siyasete giren Kavuncu İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı ve parti sözcülüğü yaptı, 2022’de İstanbul İl Başkanlığı görevinden ayrıldı. 2023’te Seçim Kampanyasından Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı olarak göreve getirildi.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili olduğu dönemde Ümit Özdağ 19 Ekim 2020’de CNN Türk’te katıldığı “Tarafsız Bölge” canlı yayınında o dönem İYİ Parti İstanbul İl Başkanı olan Buğra Kavuncu’nun “FETÖ’cü” olduğu iması yapmıştı. Özdağ’ın bu sözlerinin ardından yayına bağlanan Kavuncu Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusu yapacağını belirtmişti. Ümit Özdağ’ın Buğra Kavuncu hakkındaki iddiaları üzerine “FETÖ” soruşturması başlatılmış, takipsizlik kararı verilmişti.
Cengiz Topel Yıldırım 1964 Nevşehir Kozaklı doğumlu olmasına rağmen tüm yaşamını Ankara’da geçirdi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olan ve bir anlamda Mülkiyeli olan Yıldırım başkent gündemine Ankaragücü ile çıktı. Ankaragücü yönetiminde Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in ekibiyle mücadelesiyle tanındı. Gökçek’e karşı yönetimi kazandı.
Gökçek’in oğlu Osman Gökçek’in Ankara Ticaret Odası (ATO) seçimlerine katıldığı dönemde yine sahnedeydi. ATO’da daha sonra FETÖ’cü bilinen isimlere karşı da mücadele verdi. Şu anki ATO Başkanı Gürsel Baran’ın seçimleri kazanması için destek verdi.
Ardından yerel seçimleri öncesinde siyasete yöneldi ve CHP’den Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için ismi yoğun olarak geçmeye başladı. Bir dönem adaylığının kesinleştiği yönünde bilgiler gelmesine karşın aday olmadı, ilçeler için getirilen önerileri de kabul etmedi.
Uzun süre eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “başdanışmanlığını” da yapan Yıldırım özellikle İç Anadolu bölgesinde çalışma yaptı.
İşadamı Yıldırım her fırsatta genel değil yerel siyasete ilgi duyduğunu dile getirmişti.