Miçotakis hükümeti sözünü tuttu: O ünlü Lavrion kampı artık yok
Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, ressam yönüyle de bilinen bir siyasetçi. 2013 yılından bu yana kesintisiz bir biçimde başbakanlık görevini yürüten Rama, Atina’daki ilk sergisini açma heyecanı yaşıyor.
Kartallar ülkesi Arnavutluk, İkinci Dünya Savaşı sonrası geçen baskıcı ve çalkantılı yılları geride bırakmışa benziyor. Bunda ülkeyi on yıldır yöneten Edi Rama’nın da payı var kuşkusuz. 2000-2011 yılları arasında ülkenin başkenti Tiran’ın belediye başkanlığını yapan Edi Rama, burada yakaladığı popülarite sonrası Arnavutluk Sosyalist Partisi’nin genel başkanlığı görevine de seçildi.
2011’de ülkede yaşanan iç karışıklık sırasında muhalefet lideri olarak gösterilerde aktif rol alan Edi Rama, 2013’te Arnavutluk’un başbakanı seçildi. Gençliğinde Arnavutluk’un Gençliğinde Arnavutluk Basketbol Milli Takımı’nda yer alan Rama aynı zamanda Tiran Sanat Akademisi’nde eğitim görmüştü. Heykeltıraş bir babanın çocuğu olarak sanatla iç içe bir çocukluk yaşayan Rama’nın resme olan ilgisi de bu dönemde başlamıştı.
Bir Balkan ülkesinin başbakanı olması itibarıyla oldukça yoğun geçen iç ve dış politika gündeminden fırsat buldukça sanatsal üretimini sürdüren Rama, kişisel ya da karma sergilerde de yer almaya devam ediyor. Modern ve minimalist bir tarz benimseyen Edi Rama, 2015 yılında İstanbul’da da bir sergi açmıştı.
Edi Rama siyasetin yoğunluğu karşısında bir nefes alma fırsatı olarak gördüğü sanatsal faaliyetlerine bir yenisini ekledi. Rama, Yunan mevkidaşı Miçotakis’in de katıldığı resepsiyonla Yunanistan’daki ilk sergisini Atina’da açtı. Uzun yıllar boyunca sınır ve kültürel meseleler yüzünden gerilimli bir geçmişe sahip iki ülke, son dönemde yakaladıkları diplomatik yakınlaşma ivmesini resim sergisiyle de taçlandırmış oldu.
Atina’da dün gerçekleşen sergi açılışında konuşan Edi Rama kendisini bir siyasetçiden çok ressam olarak hissettiğini itiraf etti. Siyasi kariyeri hakkında da konuşan başbakanın konu hakkındaki ifadeleri ise şöyle: “Bir atölyede değil de bir ofiste çalışacağımı hiç düşünmezdim, ancak toplantılarım sırasında karalamalar yapmaya devam ederken sanat beni takip etti.”