Depremde ‘öldü’ denilen kişi, yaşadığını ispatlamaya çalışıyor

Osmaniye’nin Toprakkale ilçesinde seyyar satıcılık yaparak geçimini sağlayan 4 çocuk babası Halil Yılmaz, Kahramanmaraş merkezli depremden sonra resmi kayıtlara ölü olarak geçti. Yılmaz, gerçeği e-Devlet hesabına girmeye çalışınca öğrendi. Hesabına giremeyen Yılmaz, İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne gittiğinde kayıtlarda ölü göründüğünü öğrendi. Yapılan araştırmada, aynı isimde 10 kişinin, Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde, depremde öldüğünü öğrenen Yılmaz, yanlışlığın düzeltilmesi için 12 Nisan’da Nüfus Müdürlüğü’ne ve Osmaniye Cumhuriyet Savcılığı’na dilekçe verdi. Bu süreçte Yılmaz’ın eşinin banka hesabına, AFAD tarafından 100 bin lira nakdi ‘ölüm’ yardımı yapıldı. Yaşadığı mağduriyetten dolayı seçimlerde oy kullanamayan, ilaç alamayan, sigortasını ödeyemeyen Yılmaz, şimdi yaşadığını ispatlamaya çalışıyor.
Bugüne kadar bir sonuç alamadığını belirten Halil Yılmaz, “e-Devlet’e girmeye çalıştım, giremedim. Şifreyi yanlış girdiğimi düşündüm, denedim yine olmadı. Nüfus Müdürlüğü’ne gidince gerçek ortaya çıktı. Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde de benimle aynı isimde 10 kişi, depremde ölmüş. Yanlışlığın muhtemel buradan kaynakladığı üzerinde duruluyorum” dedi.
AFAD tarafından depremde hayatını kaybeden vatandaşların ailelerine ödenen 100 bin lirayı da iade ettiğini belirten Yılmaz, “Ben seyyar olarak şalgam suyu satıyorum. Havuç ve başka malzemeler almak için il dışına çıkmak zorundayım. Yolda çevirme oluyor. Derdimi anlatmaya çalışıyorum. Ölen adam araba kullanabilir mi, kullanamaz. Nüfus Müdürlüğü, savcılık soruşturması tamamlanıncaya geçici bir belge verdi. Derdimi bu belge ile anlatmaya çalışıyorum. AFAD’dan gönderilen parada tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı var, hemen parayı o zaman iade ettim. Ben depremde Toprakkale’deki evimdeydim. Biz böyle şeyleri filmlerde olur zannederdik. Maalesef bizim başımıza geldi. Gerçekten trajikomik bir olay yaşadıklarım. Mağduriyetimin bir an önce düzeltilmesini istiyorum” diye konuştu.
Halil Yılmaz, eski günlerine döneceği günleri sabırsızlıkla beklediğini söyledi.

Yaşam zorluğu ve deprem korkusu İstanbul’da çalışan göçünü tetikledi