Cumhuriyetle yaşıt bir yazar: Yaşar Kemal 100 yaşında
Kibyra Antik Kenti'nde restorasyon sonucu ayağa kaldırılan yuvarlak planlı iki bin yıllık anıtsal çeşmeye, antik kaynağın suyu verildi. Gölhisar ilçesindeki antik çeşme dokuz aylık restorasyon çalışma sonrası ayağa kaldırıldı.
Kibyra anıtsal çeşmesinden yeniden su aklmaya başladı. 1300 yıl önce yıkılan çeşme, restorasyon sonrası yeniden ayakta. 2010’da Sagalassos Antik Kenti’ndeki ayağa kaldırılan 1800 yıllık Antoninler Çeşmesi’nin ardından Gölhisar ilçesindeki Kibyra’da 2016’da bulunan 2 bin yıllık anıtsal çeşme, Türk kazı ekibinin yaklaşık dokuz aylık restorasyon çalışmasının ardından kaynak suyla buluşturuldu. Kentin 3. terasında bulunan 168’i orijinal, 192 mimari bloktan oluşan iki havuzlu anıtsal çeşmenin restorasyonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Burdur Valiliğinin katkılarıyla tamamlandı.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ndeki Gladyatörler şehri olarak bilinen, medusa mozaikli odeonu, stadyumu ve devasa tiyatrosuyla öne çıkan Kibyra Antik Kenti, restorasyonu biten ve içilebilir su akan çeşmesiyle cazibesi daha da artacak.
Kibyra Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı ve Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru, Kibyra’daki kazıların 2006’da başladığını, öncelikle kentin anıtsal yapılarını ortaya çıkardıklarını söyledi. Yuvarlak planlı anıtsal çeşmenin üç sezonda kazısını tamamladıklarına, daha sonra çeşmeyi ayağa kaldırmak için Türk restorasyon ekipleriyle proje yürüttüklerine değinen Özüdoğru, hedefledikleri antik dönemde kullanılan kaynak suyu çeşmeden akıtmayı başardıklarını kaydetti.
Özüdoğru, Kibyra’daki anıtsal çeşmenin eşsiz bir plana sahip olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’de ayağa kaldırılan çeşmelere orijinal kaynağından su getirilen iki antik kentimiz var artık. Biri Ağlasun ilçesindeki Sagalassos Antik Kenti’nde restore edilip su getirilmişti, Kibyra da ülkemizde buna ikinci örnek oldu. İkisinin de Burdur’da olması turizm açısından artı bir değer.” dedi.
Milattan sonra 23 yılındaki büyük depremden sonra agoranın tam ortasına çeşme inşa edildiğine işaret eden Özüdoğru, şöyle konuştu: “Çeşme üç ana birimden oluşuyor diyebiliriz. Ortasındaki merkezde yuvarlak şekilde yükselen bir kule, bu kulenin etrafında 6 sütun var. Sütunların üstünde kabartmalarla süslü konik bir çatı buluyor. Bu merkezin etrafında da iki havuz var. Birinci depremden sonra yaklaşık 150 yıl hizmet veriyor. Suyun geldiği merkezde altı tane aslan ve panter heykelleri var. Bu heykellerden biz ikisini kazılarda ele geçirdik. Heykellerin orijinalleri Burdur Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Restorasyon projesi için de bir heykel tıraş arkadaşımız bunların imitasyonlarını yaptı. Bu heykellerden havuza su akıyor. Milattan sonra ikinci yüzyılın sonlarında da ikinci havuz ekleniyor. İkinci havuz da aslında orijinalinde çok görkemliymiş üzerinde 12 adet normal insan boyutunda bronz heykeller olması gerekiyor. Maalesef şu ana kadar kazılarımızda bu heykellere rastlamadık. Belki önümüzdeki süreçte bu heykellere de ulaşabiliriz.”
Özüdoğru, milattan sonra 700’e kadar çeşmenin kullanıldığını aktararak, “Yaklaşık 700 yıl boyunca kullanılan bir çeşme. Son kullanımını baz alırsak 1300 yıl sonra eski işlevine kavuşmuş oldu.” dedi. Kibyra’nın dört farklı dilin konuşulduğu kozmopolit bir kent olduğunu belirten Özüdoğru, kentte tarım, hayvancılık, tıp, demir ve seramik işçiliğinin yaygın olduğundan güçlü bir ekonomiye ve 30 bini piyade 2 bini atlı süvariden oluşan güçlü bir orduya sahip olduğunu aktardı.