Erdoğan Altın Portakal krizi hakkında ilk kez konuştu, Kılıçdaroğlu ise hala sessiz
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan KKTC ziyareti "Müzakere masasına dönülecekse bunun yolu KKTC'nin tanınmasından geçmektedir" dedi. Daha önce iki devletli çözüm hedefini ilan eden Erdoğan bu kez KKTC'nin tanınmasını nihai hedef olmanın ötesine taşıyarak bir önkoşul haline getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ilk yurt dışı ziyareti kapsamında özel uçak “TUR” ile saat 13.00’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) başkenti Lefkoşa’ya gitti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Ercan Havalimanı’nda, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile eşi Sibel Tatar, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel ile Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu ve diğer yetkililer karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün eşlik etti.
Erdoğan, havalimanından ayrılırken makam aracından inerek kendisini bekleyen vatandaşları selamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki baş başa görüşmesi yaklaşık 1 saat sürdü. Görüşmeye daha sonra KKTC Başbakanı Ünal Üstel ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da katıldı.
İki lider görüşmenin ardından ortak basın toplantısında konuştu.
Yüzde 86 gibi bir katılımla gerçekleşen bu seçim dünyada istisna diyebileceğim bir demokrasi şöleniydi. Ve bu Türk milletine yakışır bir şekilde sonuçlanmış oldu. 5 sene daha ülkeme hizmet etme görevini üstlenmiş bulunuyorum.
Seçim sonrası da ilk yurt dışı ziyaretimi burada yaparak geleneğimizi sürdürmüş bulunuyorum. 3 Haziran’da göreve başlama törenime iştirak edenlere bir kez daha teşekkür ediyorum.
Sayın cumhurbaşkanı ile görüşmemizde tüm konuları ayrıntıları ile ele aldık. Bunların arasında şüphesiz ki elektrik kesintileri yer almıştır. Adanın kadim ve asli unsuru Kıbrıs Türklerinin talepleri açık ve nettir. Kıbrıs Türk’ü asla azınlık olmamıştır ve olmayacaktır. Kıbrıs’ta yarım asırdan fazla süre Rum tarafının uzlaşmaz, maksimalist yaklaşımları nedeniyle heba edildi. Kimsenin 50 sene daha kaybetmeye tahammülü yok.
Müzakere masasına geri dönülecekse, bunun yolu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin tanınmasından geçmektedir. Sayın Tatar’ın son gayriresmi toplantıdaki tutumu esasen bundan ibarettir.
Sayın Cumhurbaşkanı ile bugün Kıbrıs meselesinin Doğu Akdeniz mevzusunu da ele aldık. Doğu Akdeniz’i ilgilendiren konularda yaptığımız talep maalesef karşılık bulmadı. Buna rağmen garantör ülke olarak diyaloga her zaman öncelik verdik. Adadaki kardeşlerimizin huzur ve güvenliği, bizim hzuur ve güvenliğimiz demektir. Tüm imkan ve kabiliyetlerimizde KKTC’nin yanındayız. Kuzey Kıbrıs’a yönelik katkılarımıza da devam edeceğiz. Buradaki vatandaşlarımızın Türkiye’deki vatandaşlarımızla eşit şartlardan yararlanmasını sağlayacağız.
Ulaşım alanında 630 km yol yaptık, 62 km uzunluğunda 5 ayrı yol projemiz ise sürüyor. Türkiye’den getirdiğimiz suyu kısa süre içerisinde tarımsal alanda kullanmak için elimizden geleni yapacağız. Bu düşüncelerle sayın cumhurbaşkanı olmak üzere tüm KKTC’li kardeşlerime misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar bu yol haritası barış üzerine endekslenmiştir. Zira bu denizlerde barıştan başka çıkış yolu yoktur. Ve barışı eğer engellemek isteyenler olursa o zaman farklı proje uygulamasına geçmek zorunda kalırız. Biz istiyoruz ki bu tür engeller çıkarılmasın ve Ege Denizi bir barış denizi olarak dünyaya mesajını versin.
“Sizlerin öncülüğünde son 21 yılda anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti büyük bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirmiştir. 13. Cumhurbaşkanı olarak aramızda bulunmanız bize güç vermektedir. İlk ziyaretinizin KKTC’ye olmasının da anlamı bizim için çok büyük.
Sizlerin desteğiyle yeni siyaseti sonuna kadar sürdürmenin azim ve kararlılığı içindeyiz.
Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde yeni siyasetimizin bu temelde olacağını bütün dünyaya sizin sayenizde duyurmaya çalıştık.
Mavi Vatan emin ellerlerdir. Kıbrıs Türk halkı her zaman anavatan Türkiye Cumhuriyeti’yle uyum içerisindedir.
Biz Kıbrıs’ta yapıcı önerilerle karşı tarafı bir bakıma uyarıyoruz. İki halk vardır, mutlak egemenlikte işbirliği olabilir. Egemenlik temelinde yapısal ve işbirliği ile olan sürece varız. Bölgedeki birtakım küresel dengelerin de tesis edilmesine zemin oluşturacaktır. Maraş açılımını gerçekleştirdik, o günden bu güne inanılmaz gelişmeler olmuştur. Maraş açılımı ile tüm dünyaya egemenlik haklarımızı bir kez daha ifade ettik.
Sizlerin acısı bizim acımız, bizlerin acısı sizin acınız. Birlikte ağladık. Bir kez daha depremde hayatını kaybedenlere rahmet, ailelere de sabırlar diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ikinci yurtdışı ziyaretini ise bugün Azerbaycan’a yapacak.