Esad’dan Erdoğan’a sert eleştiriler: Neden görüşeyim, meşrubat içmek için mi?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Suudi Arabistan ziyaretinde Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüşmesinden 5 konuda anlaşma çıktı. Türkiye ve Suudi Arabistan arasında kritik konular olan doğrudan yatırım, savunma sanayii, enerji, savunma ve iletişim anlaşmaları imzalandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyaretinde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman başkanlığındaki heyetle gerçekleştirilen görüşmelerin ardından kritik anlaşmalar imzalandı. Doğrudan yatırım, savunma sanayii, enerji, savunma ve iletişim alanlarındaki anlaşmalar Erdoğan’ın yatırım sözü almasının ardından geldi.
Anlaşmalar ve imza atanlar şu şekilde:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan’a düzenlediği resmi ziyarette Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından karşılanmıştı. Muhammed’in El Selam Sarayı’na gelen Erdoğan’ı makam aracından inerken karşıladığı belirtilirken, Türkiye’ye yatırım çekmek için Körfez turuna başlayan Erdoğan, turunun ilk ayağı Suudi Arabistan’da aldığı yatırım sözlerini de anlaşmaya dökmüş oldu.
Basına kapalı olarak gerçekleşen Erdoğan-Muhammed görüşmesinde ikili ilişkilerin tüm boyutlarıyla gözden geçirilmesi, ekonomi ve yatırım alanlarındaki projeler başta olmak üzere çeşitli sektörlerde mevcut işbirliğinin daha da ilerletilebilmesi için yapılacak çalışmaların ele alınması masaya yatırıldı.
Görüşmeye Türkiye tarafında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, AKP Genel Başkan Yardımcıları Ömer Çelik, Zafer Sırakaya, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç da katıldı.
Geçen hafta, Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek ile Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, Suudi Arabistan’a gelerek, Suudi yatırımcılarla görüşmüştü.
Erdoğan’ın Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar ve Suudi Arabistan’ı kapsayan Körfez turu kapsamında Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından hayata geçirilmesi planlanan iş forumlarının ilki Cidde’de Ritz-Carlton Otel’de düzenlendi.
Forumda konuşan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye’de faaliyet gösteren 1400’den fazla Suudi şirketi bulunduğu belirterek “Bu gerçek Suudi yatırımcıların ülkemizde olan güveninin açık bir göstergesidir. Biz daha fazla Suudi yatırımcıların ve şirketlerin ülkemizin sunduğu fırsatlardan yararlanmalarını önemsiyoruz ve onları Türkiye’ye bekliyoruz” dedi.
Bolat’ın çağrısı yanıtsız kalmadı. Etkinlikte konuşan Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Abdulaziz el-Falih ülkesinin Vizyon 2030 projelerinden bahsederek yatırımları çeşitlendireceklerini, çok fazla sektöre ağırlık vereceklerini söyledi.
Vizyon 2030 yaklaşımında özel sektörün bulunmasını çok önemsediklerini vurgulayan Falih, “Hem Suudi Arabistan hem de Türkiye özel sektörünün var olmasını çok önemsiyoruz. Burada yatırımların farklılaşmasını ve çeşitlenmesini istiyoruz” diye konuştu.
Türkiye’de faaliyet gösteren Suudi Arabistanlı şirketlerin sayısının artmasını istediklerini kaydeden Falih, “Her zaman iletişim halinde olmalı ve işbirliklerini nasıl daha fazla geliştireceğimizi konuşmalıyız. Hedeflerimize ulaşabilmemiz için istikrarlı bir şekilde ilerlemeliyiz” ifadelerini kullandı.
Körfez turuna başlamadan evvel Atatürk Havalimanı’nda konuşan Erdoğan Türkiye’nin çevresinde barış, istikrar ve refah kuşağı oluşturmak için çalıştıklarını söyleyerek, “Bunun en kritik adımını bölge ülkeleri ile ilişkileri güçlendirmek teşkil ediyor. 2023 yılını fırsat yılı olarak görüyoruz. Bu sene hem Katar hem Birleşik Arap Emirlikleri ile diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 50. yıldönümünü kutluyoruz. Suudi Arabistan ile diplomatik ilişkilerimiz 1929 yılında tesis edilmişti. İlişkilerimizin dayandığı sağlam temelleri geniş bir iş birliği alanına yaymayı arzu ediyoruz. Ziyaretlerimiz esnasında gündemimiz bu ülkelerle önümüzdeki dönemde yürüteceğimiz ortak yatırım ve ticari faaliyetler olacak. Kazan kazan anlayışı ile neler yapabileceğimizi değerlendireceğiz. Körfez ülkeleri ile ikili ticaret hacmimiz son 20 yılda 1.6 milyar dolardan yaklaşık 22 milyar dolara yükseldi. Düzenlenecek iş forumları ile bu rakamı çok daha ileri taşımanın yollarını arayacağız. İslam dünyasında yaşanan krizler Türkiye ve Körfez ülkeleri arasında yakın istişare ve iş birliğini gerekli kılıyor. Ziyaretlerimiz esnasında kardeş ülkelere nasıl yardımcı olacağımızı da konuşma fırsatı bulacağız” dedi.
Suudi Arabistan’ın ticari yatırımlar ve müteahhitlik hizmetleri alanında özel bir konuma sahip olduğunu belirten Erdoğan, “Müteahhitlerimiz Suudi Arabistan’da son 20 yılda üstlendiği projelerin toplam rakamı yaklaşık 25 milyar dolardır. Suudi Arabistan büyük çaplı projelerinde Türk firmalarının daha fazla rol oynamasını arzu ediyoruz. Bu sene Covid 19 salgınından sonra hac ibadeti yeniden yapılabildi. Son olarak 88 bin hacımız bu yıl hacca gidebildi. Suudi Arabistan makamları depremzede vatandaşlarımızın hac farizasını yerine getirebilmesi için ülkemize ilave kota sağladığı gibi organizasyon başarısı sebebiyle de Diyanet İşleri Başkanlığımız ödül almaya hak kazandı” diye konuştu.
Ziyaretinin bir sonraki durağı olan Katar’da ikili ilişkiler ve bölgesel meseleler konusunda fikir alışverişinde bulunacaklarını söyleyen Erdoğan, “Körfez turumuzun son durağı Birleşik Arap Emirlikleri olacak. Birleşik Arap Emirlikleri, Körfez bölgesinde ticaretimizin son dönemde en yüksek seyrettiği ülkedir. Bu rakamı iki ülkenin gerçek potansiyeline yaraşır bir seviyeye çıkarmak istiyoruz. Bu ziyaretlerimizde ayrıca Türkiye’nin gurur kaynağı olan Togg’un muhataplarımıza hediye olarak verilmesi teşkil edilecek. Temaslarımız ardından Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıldönümü münasebetiyle düzenlenecek törenlere katılmak üzere Lefkoşa’ya geçeceğiz. Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar ile bir araya gelerek Ercan Havalimanı’nın yeni terminal ve pistinin açılışını gerçekleştireceğiz.” dedi.
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Körfez ülkelerindeki temaslarına ilişkin olarak, “Bu konu ile ilgili olarak ziyaretin iki ana başlığı var. Bir yatırımlar boyutu var, bir diğeri de finans boyutu var. Her ikisinden de tabii umudumuz çok çok var. Oralarda yatırım söz konusu. Aynı zamanda ülkemizde yatırımlar söz konusu. Bu konuda gerek Cevdet beyin, gerek Mehmet beyin yaptıkları ziyaretlerde bunun sinyallerini aldık. İnşallah bu yaptığımız ziyaret bu sinyallerin devamı olacaktır. Şu anda Mehmet bey Hindistan’da maliye hazine bakanları toplantısına katıldılar. Oradan Suudi Arabistan’a ve Katar’a kendisi de yetişecek, beraber devam edeceğiz. Bu konularla ilgili olarak şu anda savunma sanayiinden bunun yanında altyapı, üstyapı yatırımlarında bu üç ülkeye Türkiye’nin inşallah ciddi bir yatırım imkanı olacak. Bu ziyaretlerimizde bunu görüyorum. Bunun yanında da bu ülkelerin Türkiye’den belli ‘asset’leri satın alma durumları da olacak. Bazı cambazların söylediği gibi ‘Botaş’ı satıyorlar’ falan böyle bir şey yok. Biz neyin satılacağını neyin satılmayacağını iyi biliyoruz. 21 yıldır bu tecrübe ile bugünlere geldik, bundan sonra da aynı tecrübe ile yolumuza devam edeceğiz.” diye konuştu.
Arap Baharı’nın yaşandığı dönemde Türkiye ve Suudi Arabistan farklı kutuplarda yer almıştı. 2018 yılında gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda öldürülmesinin ardından ilişkiler kopma noktasına gelmişti.
Erdoğan, daha önce Cemal Kaşıkçı cinayeti üzerinden Suudi Arabistan yönetimini ağır sözlerle hedef almıştı. Cinayetin ardından Riyad yönetimine “Veliaht Prens dedi ki, ‘Cemal Kaşıkçı başkonsolosluktan çıktı’ Ya Cemal Kaşıkçı çocuk mu? Dışarıda nişanlısı var. Onu alıp ayrılmaz mıydı? Bunlar dünyayı enayi zannediyor. Bu millet enayi değil hesabı sormasını bilir. Daha birçok şeyler çıkacak. Buradan çok şeyler çıkar. Artık insanlık bunlara tahammül edemez” diye seslenen Erdoğan, “İnsanları enayi, ahmak zannediyorlar. Kamuoyunu kandıracaklarını zannettiler. Ne oldu? Aradan bir iki gün geçti farklı açıklamalar yapmaya başladılar” ifadelerini kullanmıştı.
Gerilim dört sene boyunca yüksek kalırken, geçen yıl nisan ayında Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyaretiyle normalleşme süreci başlatılmıştı. Kaşıkçı dosyasının Suudi Arabistan’a devredilmesi de ikili ilişkilerin olumlu yönde ilerlediğini gösteren önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.