Dünyada 828 milyon kişi her gece aç yatıyor
Dünyanın gelişmiş ekonomileri yedi yıl içinde kömürü kademeli olarak bırakmayı taahhüt ediyor. Ancak Japonya, kömürün gezegene daha az zarar vermesini sağlayabileceği konusunda ısrarcı.
Japonya’nın orta kesimindeki küçük bir şehir olan Hekinan’da ülkenin en büyük kömürlü termik santralinin sahibi olan Jera şirketi, kazanlarda yandığında karbondioksit salınımı yapmayan amonyağı kömürle karıştırabileceğini göstermeyi planlıyor. İlkbahardan itibaren uygulanması planlanan bu yeniliğin, kömürü kullanmanın daha temiz yollarını bulmanın mı yoksa kömürü bırakıp yenilenebilir enerji lehine adımlar atmanın mı daha iyi olacağı konusunda bir tartışma başlattı.
Şirket, amonyak yönteminin küresel ısınmayla mücadelede tehlikeli gaz salınımlarını azaltabileceğini söylüyor. Jera, Japonya hükümetinin tasarladığı ve sübvanse ettiği ‘temiz kömür’ planında amonyak kullanmayı planlayan birkaç enerji şirketinden biri. Şirketin Hekinan tesisinin genel müdürü olan Katsuya Tanigawa, NYT’ye verdiği demeçte amonyak ile şirketlerin ‘tamamen yeni santraller inşa etmek yerine ellerindeki santralleri kullanabileceğini’ söyledi.
Bu bahar Sapporo’da G7 ülkelerinin çevre bakanları düzeyinde gerçekleşen toplantıda Japonya, 2030 yılına kadar kömür kullanımını sıfıra indirmeyi taahhüt etmeyi reddeden tek ülke oldu. Japonya elektrik enerjisinin yaklaşık üçte birini, dünyanın en kirli enerji kaynaklarından biri olan kömürden elde ediyor. 2011 yılında deprem ve tsunamide elektriğin kesilmesiyle Fukushima Daichi nükleer santrali faciasına giden sürecin tetiklenmesinin ardından ülkenin enerji şirketleri, yaşananları telafi etmek için kömür santraller inşa etme telaşına düştü, üstelik dünya fosil yakıtlardan uzaklaşırken.
Enerji endüstrisi, son yıllarda yeni kömürlü termik santraller inşa etmek için çok fazla harcama yaptığından kömürü terk etme konusunda isteksiz. Şirketler, 2011’den bu yana 40 kömürlü termik santral inşa etmiş ki bu, Japonya’nın kömürlü termik santral ağının neredeyse dörtte birini oluşturuyor.
Ancak eleştirmenler amonyak kullanımının, ülkenin fosil yakıtlara bağımlılığını artıracağını ve amonyak üretilirken karbon salınımlarının da büyüyeceğini söylüyor. Ayrıca amonyağın yakılması, insanlar için zehirli olan ve kontrolünün sağlanmasının gerektiği azot oksit de üretebilir. Düşünce kuruluşu E3G’de üst düzey politika danışmanı olan Katrine Petersen, “Şu anda kömür santrallerinden kaynaklanan gaz salınımlarını azaltmamız gerekiyor, uygulanabilirliği şüpheli olan bir teknolojiyi araştırmamız değil” dedi.
Ne var ki hükümet ve enerji sektörü, ülkenin coğrafi konumuna, dağlık arazisine ve ülkede yaşanan fırtınalara dikkat çekerek, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik panel ve tesislerin hızlı bir şekilde inşa edilmesinin önünde çok fazla engel olduğunu söylüyor. Japon yetkililer, gaz salınımlarının azaltılmasında kendi zaman çizelgesine ve yöntemlerine uyacaklarını belirtiyor. Ticaret Bakanlığı Enerji Stratejisi Ofisi Direktörü Atsushi Kodaka konuyla ilgili olarak, “Aynı dağdan aynı zirveye çıkmak istiyoruz. Ama tırmanış rotamız herkesinkiyle aynı olmak zorunda değil” yorumunda bulundu.
Hükümet, ülkenin net sıfır karbon salınımı hedefine ulaşmasına yardımcı olmak için 10 yıl içinde yaklaşık 1.1 trilyon dolar harcama taahhüdünde bulunuyor. Ticaret Bakanlığı 2030 yılına kadar kömüre dayalı üretimin enerji arzının yüzde 19’una düşeceğini, amonyak teknolojisinin ise sektörün yaklaşık yüzde birini oluşturacağını ve bu oranın muhtemelen artacağını belirtiyor.
Şirketin yakın zamanda yaptığı testte 1500 dereceye kadar ısıtılan bir kazanda yüzde 0,02 amonyak karışımı yumruk büyüklüğünde kömür parçalarıyla karıştırıldı. Şirket gelecek mart ayına kadar yüzde 20’ye varan oranda amonyak içeren karışımları test etmeye başlayarak dünyada bunu yapan ilk şirket olmak istiyor. Hükümetin Yeşil Büyüme Stratejisi, Japonya’nın tüm kömürlü termik santrallerinin yüzde 20 amonyak kullanması durumunda ‘yılda yaklaşık 20 milyon ton amonyağa ihtiyaç duyacaklarını’ kabul ediyor. Bu miktar, şu anda dünya piyasasında işlem gören amonyak hacminin tamamına eşit.
Hükümetin finanse ettiği bağımsız araştırma grubu Küresel Çevre Stratejileri Enstitüsü’nde iklim ve enerji araştırmacısı olan Hajime Takizawa, bu türden bir arzın amonyak planının uygulanmasını ‘neredeyse imkansız’ hale getirdiğini söylüyor. Hükümet ise teknolojinin işe yaradığını kanıtladıktan sonra tedarikçilerin talebi karşılayabileceğini iddia ediyor. Bununla birlikte amonyak üretiminin kendisi için de elektrik gerekiyor ve mevcut yöntemlerde bu elektrik genellikle kömür ya da doğalgaz gibi fosil yakıtlardan elde ediliyor.