Otomotivcilerin BYD endişesi: Umarız çoğu ihracata gider
Çin'in bir aydır nerede olduğu bilinmeyen Dışişleri Bakanı Qin Gang'ın görevden alındığı bildirildi. Yapılan resmi duyuruda, dışişleri bakanlığı görevine Qin Gang'ın ortalıkta görünmediği zamanlarda yabancı yetkililerle görüşen üst düzey diplomat Wang Yi getirildi.
Çin hükümeti salı günü yaptığı açıklamada, 25 Haziran’dan sonra bir daha ortalıkta görünmeyen Dışişleri Bakanı Qin Gang’ın görevden alındığı bildirildi. Siyaset alanında hızla yükselen Qing, Başkan Şi Cinping’in de en güvendiği isimler arasında yer alıyordu.
Qin’in yerine üst düzey diplomat Wang Yi’nin getirildiği duyuruldu ve böylelikle dışişleri bakanının nerede olduğuna yönelik haftalardır devam eden spekülasyonlara nokta koymak yerine Qin’in akıbeti konusundaki merakı iyice artırdı. Spekülasyonlardan biri Qin’in sağlık sorunları yaşadığı yönündeydi. Ne var ki Çin’de üst düzey yetkilileri atayan Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi’nin yapılan kısa duyuruda herhangi bir sağlık sorunu ya da başka bir neden belirtilmedi.
Qin’in halefi 69 yaşındaki Wang, Çin Komünist Partisi’nin Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi’nin direktörü ve aynı zamanda Şi’nin önde gelen politika danışmanlarından. 57 yaşındaki Qin ise Temmuz 2021’de Çin’in ABD büyüeklçisi olarak atanmış, 17 ay sonra da dışişleri bakanlığına terfi edilmişti. ABD’deki görevi öncesinde Londra’da diplomatlık ve protokol memurluğu yapan Qin, Şi ile de bu dönemde yakınlaşmıştı.
Qin’in görevden neden alındığına dair net bir açıklama yapılmamasının söz konusu bakanın neden ani bir düşüş yaşadığı yönündeki spekülasyonları daha da artıracak gibi görünüyor. Bir iddiaya göre Qin’in ani kayboluşu ABD’de büyükelçilik görevi yaptığı sırada ilişki yaşadığı iddia edilen Hong Konglu televizyon sunucusu Fu Xiaotian ile ilgili olabilir.
Fu’nun Qin ile ABD’de yaptığı röportajdan kısa bir süre sonra hamile kalması ve bebeğinin babasının bilinmemesi iddiaların körüklenmesine yol açmış, bazı internet kullanıcıları televizyon sunucusunun da son dönemlerde ortalıkta görünmemesini ikilinin birlikte kaçmasına bağlamıştı.
Şu anda ABD’de yaşayan eski bir Komünist Parti gazetesi editörü Deng Yuwen, CNN’e yaptığı değerlendirmede, “Üst düzey bir yetkilinin başına olağandışı bir şey gelirse, insanlar en üst düzey liderle ilişkilerinin bozulup bozulmadığını ya da bunun siyasi istikrarsızlığın bir işareti olup olmadığını merak edecektir” dedi.
Geçmişte de üst düzey Çinli yetkililer, ünlüler ve iş insanları ortalıktan kaybolmuş, aylar sonra Komünist Parti’nin disiplin kurulu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alındıkları ortaya çıkmıştı. Bu tür ani kayboluşlar, Şi’nin yolsuzlukla mücadele kampanyasının ortak özelliği haline geldi.
Son yıllarda Interpol’ün Çinli eski Başkanı Meng Hongwei’nin 2018 yılında Çin’de seyahat ederken kaybolmuştu. 2020 yılında Meng, 2 milyon dolardan fazla rüşvet aldığı gerekçesiyle Çin mahkemesi tarafından 13 buçuk yıl hapse mahkum edilmişti.
Bu yılın şubat ayında ülkenin yükselen teknoloji şirketleriyle iş yapan yatırım bankacısı Bao Fan da şirketi China Renaissance’ın kendisiyle iletişime geçemediğini açıklamasının ardından adını kayıplar listesine ekletmişti. Bir hafta sonra ise firma, Bao’nun bir soruşturmada hükümet ile işbirliği yaptığını ‘fark ettiklerini’ söylemişti.
İddiaların hangisi doğru çıkarsa çıksın Qin’in düşüşü, yaşı daha geçkin ve tecrübeli diplomatlara rağmen dışişleri bakanlığına onu getiren Şi için de tuhaf bir durum yaratıyor. Sidney’deki Lowy Enstitüsü’nde Çin dış politikası üzerine çalışan kıdemli araştırmacı Richard McGregor NYT’ye verdiği demeçte, “Eüer insanlar Çin sisteminin kalın duvarlarını ve bunun siyasetin işlemesini nasıl engelleyebileceğini geniş bir perdede görmek isterse Qin bu konudaki en iyi örnek” diyor.
Bununla birlikte Şi’nin Qin’in düşüşünden çok zarar görmeyecek kadar güçlü olduğunu da sözlerine ekleyen McGregor, “Bu Şi için bir ya hep ya hiç olayı değil. Ancak Şi’yi eleştirenler bu durumdan heyecan duyacak, yine de fikirlerini kamuoyu önünde söylemeye cesaret edemeyecekler. Eğer söylentilerde gerçeklik payı varsa bu, parti sisteminde özel hayatın da kamu görevleri kadar düzenlemeye tabi tutulabileceğini gösteriyor. Gerçi bu olayda bir büyükelçinin davranışlarının ulusal güvenlikle ilgili sonuçları söz konusu” diyor.