Dünyanın en güzel şehirleri her zaman cazibe merkezi olabilir ama alışılmışın dışında bir rota izlemenin de çekici ve şaşırtıcı bir yanı var. Bu hafa sonu, bunaltan yaz sıcaklarından kaçıp, dünyanın en güzel köylerine doğru serin, bol yeşillikli bir yolculuğa çıkıyoruz.
Popüler metropollerin karşı konulmazlığı tartışılmaz ama kalabalığın yarattığı kaosa her zaman ihtiyacınız olmadığı da kesin. Belki de size iyi gelecek olan şey Fransa’da Orta Çağ’dan uzanan bir köyde nefis şaraplar eşliğinde yerel lezzetleri tatmak, Slovenya’daki Alp köyünü keşfetmek ya da İngiltere kırsalındaki bir kasabada sessizliğin sesini dinlemektir, kim bilir? Hazırsanız başlayalım, pitoresk manzaralarıyla dünyanın en güzel köşelerinden bir seçki sizi bekliyor.
Bibury (İngiltere)
17’inci yüzyıldan kalma taş evler ve köyün içinden akan Coln Nehri bu küçük ve sakin köye inanılmaz bir güzellik katıyor. İngiltere kırsalındaki Cotswolds’ın en güzel köylerinden olan, yemyeşil ve huzur dolu Bibury, ikonik Arlington Row yoluyla fotoğraf tutkunlarının da göz bebeği. Londra’dan ya da Oxford’dan yapılan günlük turlara katılarak Bibury’yi görebilirsiniz.
Bled (Slovenya)
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren gölleriyle adından söz ettiren ve aynı adlı gölün kenarında yer alan Bled, turistlerin popüler uğrak yerleri arasında. Tekneyle ziyaret edebileceğiniz küçük bir adanın üzerinde bulunan St. Martin Kilisesi’nin ünü dünyayı sardı bile. Başkent Ljubljana’dan tren ya da otobüsle ulaşabilirsiniz.
Giethoorn (Hollanda)
De-Weerribben-Wieden Milli Parkı ile çevrili Giethoorn, sonsuzmuş gibi duran yeşilliği ve kanallarıyla ülkenin en güzel köşelerinden. “Hollanda’nın Venedik’i” olarak anılan Giethoorn, araç trafiğine kapalı ve 150 köprüyle birbirine bağlı. Giethoorn’a gitmek için Amstardam’dan trenle Steenwijk şehrine gelmeli, oradan da otobüse binmelisiniz.
Castle Comb (İngiltere)
Güzeller güzeli Cotswolds’ın harika köylerinden biri. Sapsarı taş binalar, yemyeşil düzlükler, şirin köy sokakları ve sakince akan nehirler sizi bir huzur evrenine ışınlıyor. Köyün sonundaki taş köprü ise fotoğraf tutkunlarının favorileri arasında. Londra’dan trenle 1,5 saat, otobüsle ise 3 saat sürüyor.
Saint Paul de Vence (Fransa)
Nice’in yukarısındaki tepelerde, muhteşem Cote d’Azur’da yer alan köy, sanatseverler için bir cennet. Labirenti andıran daracık taş sokaklar ve sarmaşıkların sardığı taş evler sanat galerileriyle dolu. Avrupa’nın en büyük 20’inci yüzyıl sanat koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapan Fondation Maeght ise olağanüstü.
Grindelwald (İsviçre)
Bern Aplerindeki bu harika dağ köyü, eşsiz manzarasıyla bir kartpostal görüntüsünün kanlı canlı kanıtı gibi. Dağların cazibesine karşı koymak mümkün değil. En fazla 1 saatlik bir yolculukla Mürren ve Lauterbrunnen gibi İsviçre’nin diğer muhteşem köşelerine de geçebileceğiniz Grindelwald’a trenle Bern veya Lucerne’den ulaşabilirsiniz.
Riquewihr (Fransa)
Doğu Fransa’da, Alsace Şarap Rotası üzerindeki bu şirin Orta Çağ kasabası, rengarenk boyanmış yarı ahşap evleri ve Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla bir film setinden fırlamış gibi. Strazburg’tan trenle kolayca ulaşabileceğiniz kasaba, özellikle Noel’de bir masal ülkesine dönüşüyor.
Hallstatt (Avusturya)
Hallstatt Gölü ile Dachstein dağları arasında kalan Hallstatt, nefes kesen bir Alp köyü. Göl kıyısında, trafik gürültüsünden uzakta, huzur saatleri için ideal. Giden herkesin “tıpkı fotoğraflardaki gibi, eksiği yok, fazlası var” dediğini de belirteyim. Avusturya’da Graz, Salzburg ya da Viyana’ya, Almanya’da ise Münih’e geldikten sonra, trenle ve otobüsle ulaşabilirsiniz.
Murten (İsviçre)
Muhteşem manzaraların peşindeyseniz İsviçre her zaman doğru adres. Murten Gölü’nün kıyısındaki bu şirin Orta Çağ kasabası, manzarasıyla insanı hayran bırakıyor. Yakındaki göller ise tek kelimeyle muhteşem. Murten’e en yakın havalimanı Bern ancak Zürih, Cenevre ve Basel’den de trenle de gidebilirsiniz.
Bohinj (Slovenya)
Şairlere ilham verecek kadar güzel olan köyün büyük bir bölümü Triglav Ulusal Parkı’ında yer alıyor. Bohinj Gölü’nün pitoresk manzarasına hayran kalacaksınız. Julian Alpleri’nin büyük bir kısmına ev sahipliği yapan Triglav Ulusal Parkı’ında doğa yürüyüşü için mutlaka zaman ayırın. Bohinj ve Bohinj Gölü’ne başkent Ljubljana’dan otobüs kalkıyor.
Dean (İskoçya)
Leith Nehri ile komşu olan bu İskoç köyü, Edinburgh şehir merkezine çok yakın. Arnavut kaldırımlı sokakları, 19’uncu yüzyıldan kalan binaları ve yemyeşil doğasıyla modern dünyanın el değmemiş bir köşesi. Muhteşem manzaralar sunan köyü keşfetmenin en keyifli yolu ise yürüyüş rotaları.
Rupit (İspanya)
Yürüyüş yolları ve nehir manzarasıyla Rupit, İspanya’nın Katalonya bölgesinde bulunuyor. Doğal güzelliği ve taş evlerin süslediği dar sokakların açıldığı küçük meydanlarıyla zamanın durduğu bu Orta Çağ köyüne Barselona’dan günlük geziler yapılıyor.
Manarola (İtalya)
İtalya denince güzel manzaralar, tarih ve leziz yemeklerden başka ne gelebilir ki insanın aklına? Tabii bir de Akdeniz sıcakkanlılığı… Cinque Terre bölgesindeki bu küçük kasaba, eski bir kale ve balıkçı limanının etrafında kurulmuş.
Zell am See (Avusturya)
Salzburg şehrinde küçük, muhteşem bir kasaba. Zell Gölü ile Schmittenhöhe Dağı arasında bulunan Zell am See, muhteşem manzarası, yemyeşil ormanları ve üzerinizde uzanan masmavi gökyüzüyle yaz-kış ilgi odağı. Salzburg’tan trenle gelebilirsiniz.
Alberobello (İtalya)
Güneydoğu İtalya’nın en ilginç köylerinden biri. Trullo adı verilen konik çatılı, eski yapı tekniklerinin en güzel örneklerini sunan kuru taş kulübeleriyle ünlü. İtalya’nın UNESCO Dünya Mirası alanlarından biri olan köye Brindisi Havalimanı’ndan trenle ulaşabilirsiniz.