EURO 2032 ortak adaylığını İtalyan basını beğenmedi: ‘Despot Erdoğan’la anlaşma utandırıyor’
Milletler Ligi şampiyonu Türkiye, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda Avrupa Şampiyonası'nda yarı finale yükselmek için Polonya ile oynayacak. Filenin Sultanları sadece bugün değil 1920'lerden beri ülkeye umut veriyor. Gelenek nesilden nesile aktarılıyor.
Filenin Sultanları ülkemizin tartışmasız en çok sevilen takımı. Sadece başarıları değil duruşları, pes etmeyen yapıları, sempatik tavırları ve kadınların var olma mücadelesine katkıları onları özel kılıyor. Zaman zaman kıyafetlerine, yaşam tarzlarına karşı çıkan çatlak sesler de genellikle onları sevenlerin yüksek bloğunda eriyor. Sayelerinde ‘valeybol’, ‘veleybol’ diyenler tükendi, voleybol Türkiye’de en sevilen spor dallarından biri haline geldi. Bugün ortalama bir sporsever futbol milli takımından daha kolay sayabiliyor Filenin Sultanları kadrosunu. Maçlarda meydanlara dev ekranlar kuruluyor. Kadın kulüplerimizin Avrupa’da ve dünyada kupa kazanması şaşırtmıyor kimseyi. Dünyanın en önemli yıldızları salonlarımızda boy gösteriyor. Biz artık voleybol ülkesiyiz ya da o yolda emin adımlarla ilerliyoruz.
Evet voleybolu seviyoruz ama geçmişine sahip çıkan, arşiv kültürü olan bir memleket değiliz yazık ki. Türkiye’de kadınların voleybol tarihini anlatan çok az kaynak var. Bu yazıda, eldeki avuçtaki kısıtlı bilgiyi toparlayarak kadınlarımızın voleybol serüvenini anlatmaya çalıştım. Umarım 10haber.net’in file üzerine havalandırdığı topa yükselenler olur ve hem federasyonumuz hem de tarihçilerimiz voleybolun geçmişini daha derinlemesine araştırır.
Kadınlar Türkiye’de voleybol oynamaya 1920’li yıllarda başladı. Kız liseleri bu sporun filizlendiği alanlar oldu. 1926’da İstanbul’da; İstanbul Kız Lisesi, Feyziati Kız Lisesi, Selçuk Hatun Kız Lisesi ile Çapa Kız Muallim Mektebi arasında düzenlenen ve İstanbul Kız Lisesi’nin şampiyonluğuyla noktalanan turnuva kadın voleybol tarihimizin önemli satırbaşlarından. 1920’lerin ikinci yarısından itibaren kulüpler de kadın voleybolu şubeleri oluşturmak için kolları sıvadı. İstanbul’da Fenerbahçe, İzmir’de ise Karşıyaka bu alanda öncüler arasında yer aldı. Ancak bu takımlar kendilerine rakip bulamayınca ömürleri uzun soluklu olmadı. Fakat bir isim vardı ki rakipsizliğe isyan etti ve erkeklerle birlikte sahaya çıkarak spor tarihimizin unutulmazları arasına girdi. Bu sporcu Sabiha Rıfat Gürayman’dı. 1929’da İstanbul şampiyonluğu sevinci yaşayan Fenerbahçe’de erkeklerle birlikte forma giymişti. 1910 Manastır doğumlu Sabiha Rıfat Gürayman’ın ilkleri voleybolla sınırlı değil. Sonradan İstanbul Teknik Üniversitesi’ne dönüşen Yüksek Mühendis Mektebi’ne 1927’de giren iki kadından biri. Anıtkabir’in inşasında kontrol şefi. Türkiye’nin ilk kadın inşaat mühendisi Sabiha Rıfat Gürayman’ın Ankara-Beypazarı kara yolunda Karaboğaz mevkiinde 1936 yılında inşa ettiği köprü, yöre halkının Gürayman’a ithafen verdiği ‘Kız Köprüsü’ ismi ile anılmakta.
1938-1939 öğretim yılından itibaren İstanbul’da kızların okullar arası turnuvaları düzenli olarak oynanmaya başladı. 1955-1956 sezonunda kadınlarda ilk Türkiye Şampiyonası yapıldı. Mutlu sona ulaşan Fenerbahçe oldu.
Peki, Kadın Milli Takımı ilk maçını hangi tarihte, hangi ülkeyle yaptı? Türkiye Voleybol Federasyonu resmi sitesinin tarihçe bölümünde bu sorulardan sadece biri yanıtlanmakta. TVF’ye göre kadınlarımızın ilk milli temasının tarihi 1957. Organizasyon İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Voleybol Turnuvası. Vâlâ Somalı ise Türk – Dünya Voleybol Tarihi adlı kitabında Kadın Milli Takımı’nın tarihteki ilk karşılaşmasını TVF’nin de belirttiği turnuvada 3 Mayıs 1957’de Romanya ile yaptığını belirtmekte. Arşivlere baktığımızda söylenen senede böyle bir voleybol organizasyonu gerçekleştiğini görüyoruz. Ancak dönemin gazeteleri kadınların karşılaşmalarını milli müsabaka olarak değil İstanbul – Sofya ve İstanbul – Bükreş maçları olarak vurgulamakta. Üstelik bu mücadelelerin tarihleri de farklı. Aynı zamanda Erkek Milli Takım antrenörlüğünü de yapan Jiri Koble’nin çalışmalarına destek verdiği İstanbullu kadın voleybolcular 4 Mayıs’ta Sofya, 6 Mayıs’ta ise Bükreş karmasına 3-0’lık skorlarla boyun eğmiş.
Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerine göre Kadın Milli Voleybol Takımı ilk sınavını 1961’de Bursa’da Almanya karşısında vermiş. Türkiye müsabakaya Gülçin Eroğlu, Güneş Çapa, Alev Ercins, Aysel Taneri, Meliha Berikan, Tülay Agun altısıyla çıkmış. Milliler, Atatürk Stadı’nda yaklaşık 1.500 seyircinin 6.000 lira ödeyerek izlediği müsabakadan 3-2 galip ayrılmış. Buraya kadar her şey güzel ama Cumhuriyet’in haberinde rakibin tam anlamıyla Almanya Milli Takımı olarak kabul edilemeyeceği daha ziyade Hannover Şehir Karması hüviyeti taşıdığı belirtilmiş. Varsın öyle desinler biz challenge hakkımızı saklı tutarak tarihte yolculuğu sürdürelim.
1961 aynı zamanda Türkiye’nin kadınlar voleybolda ilk kez Avrupa kupalarında boy gösterdiği tarih. Şampiyon Kulüpler Kupası’nda mücadele eden temsilcimiz ise Fenerbahçe.
Türkiye 1963 yılında kadınlarda ilk kez Avrupa Voleybol Şampiyonası’na katıldı. Antrenörlüğünü Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi eski başkanlarından milli voleybolcu Sinan Erdem’in yaptığı ay-yıldızlı ekip turnuvayı 10. olarak tamamladı.
1966-67 sezonunda Galatasaray forması giyen Eva aracılığıyla kadın voleybolunda yabancı oyuncu ile tanıştık. İşin ilginci bu sporcunun farklı dönemlerde Fenerbahçe futbol takımında teknik direktörlük yapan ve sarı-lacivertlilerle önemli başarılara imza atan Macar Ignác Molnár’ın kızıydı. Bugün ligimizde dünyanın en iyi voleybolcuları forma giymekte.
1967 yılında Türkiye erkeklerde ve kadınlarda Avrupa Voleybol Şampiyonası’nı düzenledi. Oral Yılmaz’ın antrenörlüğünü üstlendiği milli takım, turnuvayı 12.olarak tamamladı.
Kadın Milli Takımı antrenörleri olarak isimlerini andığımız Sinan Erdem ve Oral Yılmaz’ın yanında Ayhan Demir’den de söz etmek gerek. Genç yaşta yitirdiğimiz efsane voleybolcu Payidar Demir’in babası olan Ayhan Demir, Türkiye’de kadınlar arasında voleybolun yaygınlaşmasına büyük katkı koyanlardan.
1960’lı yıllarda Kadın Milli Voleybol Takımı’nda oynayanlar içinde atletizm yapanların fazlalığı dikkat çekiyor. Örneğin Canel Konvur, 1960 Roma Olimpiyat Oyunları’nda yüksek atlamada yarışmış bir isim. Ayşe Koç ve Aylin Özpars ( Üstündağ) da atletizm kökenli sporcular.
1974 yılında filede ses getiren haber İzmir’den geldi. Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı Dünya Okullar arası Voleybol Şampiyonası’nın kızlar finalinde İsrail temsilcisini 3-2 yenen Bolu Kız Öğretmen Okulu şampiyonluğu kazandı. Bolu, bu başarıyı şehirde 1965’te inşa edilen spor salonuna ve bu tesiste kızları voleybolla buluşturmak için büyük emek harcayan İl Beden Terbiyesi Fahri Müdürü Saip Garipoğlu ve Bolu Kız Öğretmen Okulu’nda beden eğitimi hocası olan eşi Gülsen Garipoğlu’na borçluydu.
1970’lerin ortaları kadınların sporda varlıklarını daha fazla hissettirdikleri ve adlarını daha çok duyurmaya başladıkları yıllar. Zamanın popüler dergisi Hayat’ın 14 Nisan 1975 tarihli sayısının kapağında milli voleybolcular Meral Kalfaoğlu, Sema (Bora) Esinduy, Aylin Üstündağ, Filiz (İmren) Hakyemez, Nezahat Yıldırım ve Deniz Dosdoğru’nun yer alması bu durumu ortaya koyan güzel bir örnek.
1970’lerde kadın voleybolunda lokomotif kulüp Eczacıbaşı’ydı. İlk kez 1973 yılında Türkiye şampiyonluğunu kazanan lacivert – beyazlılar (bugün renkleri turuncu-beyaz), kadınlar voleybol ligi kurulana kadar zirveyi kimseye kaptırmadı. Sonrasında da başarılarına yenilerini ekledi. Milli takımın Avrupa şampiyonalarını uzaktan takip ettiği senelerde kadınlarda gözler Bahar Kupası karşılaşmalarındaydı. 1979’da turnuva Ankara’da düzenlendi. Voleybolumuzun gerçek emektarlarından Cengiz Göllü’nün çalıştırdığı Kadın Milli Takımı; İngiltere, Avusturya, İsveç, Batı Almanya, İsviçre ve Belçika’nın katıldığı şampiyonada kürsünün üçüncü basamağına çıktı. Bugün için çok anlam ifade etmeyen bu performans o zaman için son derece kıymetliydi. Saffet Eraybar’ın Milliyet gazetesinde kaleme aldığı izlenimlerine göre turnuva süresince başkent seyircisi tribünlerde boş yer bırakmamıştı. Yani bugün uluslararası voleybol aleminde sitayişle söz edilen Ankaralı voleybolseverler 44 yıl önce de iş başındaydı. Yine Eraybar’dan öğrendiğimize göre salonda o yılın popüler türküsü ‘Esmerim Biçim Biçim’ dillerdeydi (şimdi moda Erik Dalı), her şey güzeldi ama keşke kaybedilen Batı Almanya maçında sahaya atılan meyve suyu kutuları ve darbuka olmasaydı.
1979-1980 sezonunda ülkemizi Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda temsil eden Eczacıbaşı, Çekoslovakya’nın Jicin kentinde yapılan dörtlü finalde ev sahibi ülkeden Kızılyıldız, Macaristan’dan Nimse ve Arnavutluk’tan Dinamo Tiran ile mücadele etti. Antrenör Cengiz Göllü yönetimindeki lacivert – beyazlılar ikinci oldu. Takımın yıldızları Selcan Teoman’ın, Violet Duca’nın isimlerini tüm Türkiye öğrendi. Eczacıbaşı böylelikle takım sporlarında Avrupa ikinciliği elde eden ilk Türk ekibi unvanını aldı.
Eczacıbaşı’nın bu başarısı ülkemizde büyük ses getirirken, dönemin meşhur mizah dergisi Gırgır’a da konu oldu.
Türkiye 1981’de tam 14 yıl aradan sonra Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası’na katıldı. Cengiz Göllü yönetimindeki Milliler, Bulgaristan’da düzenlenen turnuvada 12.sırayı aldı.
1984-85 sezonunda ilk kez Kadınlar Ligi düzenlendi. Şampiyonluğu Eczacıbaşı elde etti. 1990’da Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Rus antrenörler dışarıya açıldı. Yolu Türkiye’ye de düşen bu teknik adamların gelişi oyuncuların idman kalitesini artırdı. Ayrıca bu dönemde voleybol daha da profesyonelleşti. Farklı mesleklerle uğraşıp aynı zamanda voleybol oynayan sporcular sahneden çekilirken, yerlerini tek işi voleybol olanlar aldı. 1998-1999 sezonunda Eczacıbaşı voleybol tarihimiz açısından büyük bir başarıya imza attı. Kupa Galipleri Kupası’nda mücadele eden temsilcimiz, Bursa’da oynanan dörtlü finalde önce Yunanistan’dan Vrilissia ardından İtalyan ekibi Cermagica Reggio Emilia’yı yenerek şampiyonluğa ulaştı ve bir ilki gerçekleştirdi.
2003 ülkemizin kadınlar voleybol yolculuğunda bir dönüm noktası. O yıl Avrupa Şampiyonası’nın ev sahibi olan Türkiye, turnuvadan önce büyük bir şok yaşadı. Kadın Voleybol Milli Takımı antrenörü Deniz Esinduy, şampiyonanın başlamasına kısa zaman kala yaşamını yitirdi. Bu üzücü hadiseye rağmen konsantrasyonunu kaybetmeyen Milliler, antrenör Reşat Yazıcıoğulları yönetiminde fırtına gibi esti. Büyük seyirci desteğini de arkasına alan Türkiye grubunu tek yenilgiyle ikinci bitirdi. Aşılmaz bir engel olarak görülen Rusya karşısında alınan 3-0’lık galibiyet adeta bir kırılma noktasıydı. Yarı finalde Hollanda’yı 3-0 mağlup ederek şampiyonluk maçına çıkmaya hak kazanan Milliler, finalde Polonya’ya kaybetti. Buna rağmen Avrupa ikinciliği büyük sevinç yarattı. Bahar Mert, Esra Gümüş, Sinem Akap, Özlem Özçelik, Aysun Özbek, Natalia Hanikoğlu, Mesude Kuyan, Pelin Çelik, Çiğdem Can, Gülden Kayalar, Seda Tokatlıoğlu ve Neslihan Darnel’den oluşan Kadın Milli Voleybol Takımı, Filenin Sultanları lakabını bu turnuvada aldı. Milliler, Avrupa ikincisi olarak 2003’te Japonya’daki Dünya Kupası’na katıldı. 10 Kasım 2003’te İtalya ile oynanan maçta saat 9’u 5 geçe hiç ihtiyaç olmamasına rağmen alınan molada Atatürk için yapılan saygı duruşu çok konuşuldu.
Voleybol faaliyetleri ülkemizde uzun zaman Spor Oyunları Federasyonu çatısı altında yürütülmüş, 1958’te ise Türkiye Voleybol Eltopu Federasyonu kurulmuştu. 2004’ten itibaren ise voleybol federasyonu yolculuğunu özerk olarak sürdürmeye başladı. 2005’te tarihin ilk ve tek Akdeniz Oyunları şampiyonluğu geldi. 2006’da Türkiye, Dünya Şampiyonası’na ilk kez katıldı. Elde edilen derece altıncılık oldu. Bunun yanında Neslihan Darnel (Demir), turnuvanın en skorer ismi olarak önemli bir bireysel başarı elde etti. 2007 yılında antrenörlüğünü Mehmet Bedestenlioğlu’nun saha içi liderliğini Naz Aydemir’in üstlendiği Milli Takım, Meksika’da düzenlenen Dünya Gençler Şampiyonası’nda ikinci oldu. 2008’de ise gençlerde Avrupa üçüncülüğü geldi. 2009’de Milli Eğitim Bakanlığı ve Türkiye Voleybol Federasyonu arasında imzalanan protokol ile 2009’da eğitime başlayan TVF Spor Lisesi açıldı. Ülkemizdeki ilk tematik spor okulu özelliğini taşıyan bu kurumun amacı hem filenin gelecekteki yıldızlarını yetiştirmek hem de onların iyi bir akademik eğitim almasını sağlamaktı. Aynı süreçte Acıbadem Sağlık Grubu’nun Fenerbahçe ile yaptığı sponsorluk anlaşması sadece sarı-lacivertli kulübün değil voleybolun genel gelişimini etkileyen bir hamle oldu. Fenerbahçe’nin ve buna paralel rakiplerinin yatırımlarının artmasıyla antrenman tesisleri üst seviyeye geldi, teknik kadrolar genişledi ve Türk oyuncuların çıtalarını yukarıya çekmelerine katkı sağlayacak çok üst düzey yabancı sporcular voleybol sahnemizde yerlerini aldı.
Japonya’daki 2010 Dünya Şampiyonası’na antrenör Mehmet Bedestenlioğlu yönetiminde giden Filenin Sultanları altıncı oldu. ‘Demir Leydi’ lakaplı pasör çaprazımız Neslihan Darnel (Demir) bir kez daha sayı kraliçesi unvanını aldı. 2011 yılında ülkemizin ev sahipliği yaptığı U18 Dünya Şampiyonası’nda Şahin Çatma’nın çalıştırdığı Milliler, finalde Çin’i mağlup ederek kürsünün en tepesine çıktı. Oyuncumuz Damla Çakıroğlu MVP ödülüne layık görüldü. Bu takımda forma giyen Kübra Akman ile Aslı Kalaç, Filenin Sultanları’nın 2023 Avrupa Şampiyonası kadrosunda yer alıyor. Aynı sene Avrupa’da da gençler şampiyonluğu geldi. Finalde Sırbistan’ı 3-0 yenen Türkiye’den Ece Hocaoğlu, MVP oldu. A Milli Takım ise Avrupa Şampiyonası’nda üçüncülüğü elde etti. Ayrıca aynı yıl içinde Vakıfbank, Türkiye’ye Avrupa’nın 1 numaralı kupasında ilk zaferi kazandırdı. İlerleyen yıllarda Fenerbahçe ile Eczacıbaşı da bu başarıyı tekrarladı. 2012’de gençlerde ülkemiz bir kez daha Avrupa’nın zirvesine çıktı. Günümüzün yıldızlarından Kübra Akman ve Aslı Kalaç yine kadrodaydı. Şampiyonluk Ankara’da Sırbistan’a karşı elde edilen 3-0’lık zaferle geldi. Takımın antrenörü Gökhan Edman’dı.
2012’de bugünkü Milletler Ligi’nin öncülü olan Dünya Grand Prix’inde Brezilyalı antrenör Marco Aurelio Motta yönetiminde üçüncü sırayı alan Filenin Sultanları, Ankara’daki olimpiyat elemelerinde başarılı olarak tarihinde ilk kez oyunlara katılmaya hak kazandı. Milliler, 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda 9.sırada kaldı. Açılış töreninde bayrağımızı Neslihan Darnel (Demir) taşıdı.
2015’te Azerbaycan’da 1.Avrupa Oyunları yapıldı. Kadınlar voleybolda 12 ülke mücadele etti. Gençlerde Dünya ve Avrupa şampiyonluğu sevinci yaşayan Kübra Akman ve Aslı Kalaç yine kadromuzdaydı. Ayrıca Naz Akyol, Neriman Özsoy gibi önemli yıldızlar da Ferhat Akbaş’ın çalıştırdığı Türkiye için parkeye çıktılar. Finalde Polonya’yı 3-0 yenen Filenin Sultanları, ülkemize şampiyonluk hediye etti. Belki turnuvanın ismi çok havalı değildi ama Polonya’da Wolozs, Sırbistan’da Mihajlovic ve Stefanovic, Hollanda’da Sloetjes, İtalya’da Sylla, Rusya’da Voronkova gibi isimler sahadaydı.
Türkiye takım sporlarında farklı branşlarda dönemsel başarılar yakalamış ancak istikrar sağlanamamıştı. Filede ise kuşaklar değişiyor ancak işler yine yolunda gidiyordu. 2017’de Slovenya’da düzenlenen U23 Dünya Şampiyonası’nda Ataman Güneyligil yönetiminde çok başarılı bir performans sergileyen Milliler, finalde ev sahibi ülkeyi set vermeden yenerek mutlu sona ulaştı. Turnuvanın en değerli oyuncusu Hande Baladın seçildi.
2017’de Filenin Sultanları’nın başına İtayan Giovanni Guidetti geçti. Aynı sene Avrupa Şampiyonası’nda bronz madalya alan Milli Takım, 2018 yılında ilk kez düzenlenen Milletler Ligi’nin Çin’de oynanan finallerinde Amerika Birleşik Devletleri’nin ardından ikinci olarak yüzümüzü güldürdü.
2019 voleybolumuz açısından parlak bir seneydi. Filenin Sultanları, Türkiye’nin ev sahipleri arasında yer aldığı Avrupa Şampiyonası’nda gümüş madalya kazandı. Sırbistan’a 3-2 kaybettiğimiz final maçı adeta bir heyecan fırtınasıydı.
Aynı sene İtalya ve Hırvatistan’ın ortaklaşa düzenlediği U16 Avrupa Şampiyonası’nda zafer Şahin Çatma yönetimindeki Türkiye’nin oldu. Özge Arslanalp en değerli oyuncu seçildi.
2020’de Hırvatistan ve Bosna Hersek’in birlikte düzenlediği U19 Avrupa Şampiyonasında kızlarımız bir kez daha göğsümüzü kabarttı. Pandemi nedeniyle zor şartlar altında gerçekleştirilen organizasyonun finalinde Sırbistan’ı 3-2 mağlup etmeyi başaran Genç Sultanlar altın madalyaya uzandı. En değerli oyuncu ödülünün sahibi Millilerimizden İpar Özay Kurt oldu. Takımı çalıştıran isim Şahin Çatma’ydı.
Türkiye, 2020’de bir kez daha Olimpiyatlara gitme hakkını kazandı. Pandemi nedeniyle Tokyo’da 2021’de düzenlenen oyunlarda grup maçlarına son olimpiyat şampiyonu Çin’i devirerek başlayan Filenin Sultanları, grubunu üçüncü tamamladı ve adını son sekiz takım arasına yazdırdı. Çeyrek finalde Güney Kore karşısına favori olarak çıkan Milliler mücadeleyi 3-2 kaybetti. Bu müsabaka Filenin Sultanları’nın içini en çok acıtan maç oldu.
2021’de Avrupa Şampiyonası’nda bir bronz daha geldi. 2022 Dünya Şampiyonası’nda yedincilikte kalan Filenin Sultanları, oyun olarak da göz doldurmadı. Ve 2023… Kadın Milli Takımı’nda Guidetti dönemi tamamlandı ve yeni teknik patron bir başka İtalyan Daniele Santarelli oldu. Bu arada 2003 Avrupa Şampiyonası’nda gönüllerde taht kuran Rus asıllı Natalia Hanikoğlu’ndan 20 yıl sonra kadroya bu kez Küba’dan ithal Melissa Vargas katıldı. Yeni hoca ilk sınavını Milletler Ligi’nde verdi. Eleme grubunu 9 galibiyet, 3 mağlubiyet ile üçüncü tamamlayan Filenin Sultanları, ABD’deki finaller için bileti aldı. Arlington’da çeyrek finalde İtalya’yı 3-0 ile geçen Filenin Sultanları, yarı finalde ise kendisine hep ters gelen ABD’yi 3-1 yendi. Finalde Çin ile karşılaşan Türkiye salondan 3-1 galip ayrılarak çok istediği şampiyonluğa kavuştu. Kaptan Eda Erdem’in son servisi kullanmaya gözyaşları içinde gitmesi spor tarihimizin ikonik anlarındandı. Sultanlar, Erik Dalı eşliğinde gerçekleştirdiği kutlamayla sevinç kategorisinde de şampiyon oldu. Milli Takım ayrıca dünya sıralamasında birinci basamağa yükseldi.
Türkiye, 2023’te U19 kategorisinde dünya ikincisi, U17 kategorisinde Avrupa ikincisi, U21 kategorisinde dünya beşincisi oldu.
2023’ün sıradaki büyük sınavı Avrupa Voleybol Şampiyonası. Filenin Sultanları grup maçlarını kayıpsız geçti. Son 16 turunda Belçika engeli zor da olsa aşıldı. Çeyrek finalde rakip Polonya. Senelerdir hasretle beklediğimiz kupanın, son üç şampiyonanın ‘En İyi Orta Oyuncusu’ seçilen kaptan Eda Erdem Dündar’ın elinde havaya yükselmesini çok istiyoruz. Ama kaybetseler de Filenin Sultanları’nı ya da Uğur Vardan’ın koyduğu isimle ‘Filenin Şahaneleri’ni çok seviyoruz.
Kaynaklar: 1895-1986 Türk-Dünya Voleybol Tarihi – Vâlâ Somalı, Çağlar Boyu Türkler’de Spor – Doğan Yıldız, Voleybolla Geçen 56 Yıl – Cengiz Göllü, Jübile 1985 – Selcan Teoman, Adanmış Bir Hayat – Sinan Erdem, tvf.org, fivb.com, cev.eu, Eczacıbaşı Spor Kulübü arşivi, Cumhuriyet arşivi, Milliyet arşivi, Hürriyet arşivi, fenerbahcetarihi.org, Hayat dergisi, Gırgır dergisi, ayaktakileroturanlar.com, Bolu Kız Öğretmen Okulu Facebook sayfası, Alp Ulagay.
20 Ekim 2024 - Kırmızı-beyaz-siyah bir Anadolu hikayesi
13 Ekim 2024 - Lejyonerlerin tarihçesi: Dalgakıran, bombacı ve Sabri Mahir’in film gibi öyküsü
8 Ekim 2024 - Şampiyonlar Ligi müziği bu kez Galatasaray’ın kadınları için çalıyor
9 Ağustos 2024 - ‘Süper’ kolay olunmuyor! 67 yıllık harika hikayede yeni sayfa