Perakende satışlar temmuzda sanayi üretimindeki yavaşlama belirtisine rağmen sabit fiyatlarla yüzde 2,7 arttı. Yıllık artış ise yüzde 31'e ulaştı. Sanayi üretimi temmuzda bir önceki aya göre yüzde 0,4 geriledi.
Sanayi üretiminin bir önceki aya göre yüzde 0,4 azaldığı, Kurban Bayramı’nın bu yıl hazirana kayması nedeniyle yıllıkta yüzde 7,4 oranında arttığı temmuzda tüketim cephesinden ilginç haberler geliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre sanayide yavaşlamanın ayak seslerinin duyulduğu temmuzda sabit fiyatlarla perakende satış hacmi bir önceki aya göre yüzde 2,7 oranında arttı. Yıllık bazda ise artış oranı yüzde 31 oldu. Veriler perakende satışların yani tüketimin sanayi üretimine bir değil çok sayıda tur bindirdiğini gösteriyor.
Temmuzda bir önceki aya göre sabit fiyatlarla perakende satışlar yüksek fiyatlar nedeniyle gıda, içecek ve tütünde yüzde 2,4 azaldı. Zamma doymayan akaryakıt fiyatları nedeniyle otomotiv yakıtı satışları yüzde 1,0 azalırken, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 5,9 arttı.
TÜİK’in verilerine göre sabit fiyatlarla perakende satış hacmi (2015=100) 2023 yılı Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 31,0 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışlarında artış yüzde 19,1, gıda dışı satışlarında (otomotiv yakıtı hariç) yüzde41,8, otomotiv yakıtı satışlarında ise yüzde 17,0 oldu.
Cari fiyatlarla perakende ciro, temmuzda bir önceki yılın aynı ayına göre enflasyonun da katkısıyla yüzde 93,3 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 84,4, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 124,3, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 38,1 arttı. Cari fiyatlarla perakende ciro temmuzda bir önceki aya göre yüzde 12,0 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 3,7, gıda dışı satışlar (otomotiv yakıtı hariç) yüzde 13,5, otomotiv yakıtı satışları ise yüzde 23,9 arttı.
Ekonomist Doç. Dr. Orhan Karaca da sosyal medya mesajında durumu şöyle dile getirdi:
Ekonomi 3. çeyreğe de tüketimde patlama ile girmiş. Aynı tas aynı hamam devam ediyoruz. Bakalım nereye kadar?
Kaynak: https://t.co/APyStcWuVO pic.twitter.com/RIgSn6toTh
— Orhan Karaca (@Dr_OrhanKaraca) September 12, 2023
Sanayi üretiminin çok az arttığı ve son olarak küçüldüğü bir dönemde sabit fiyatlarla perakende satış hacminin artışı üzerinde durulması gereken bir konu. TÜİK’e göre 2022 yılı ocak ayı sonunda 141.2 olan mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış toplam sanayi indeks rakamı aralık sonunda 143.8 iken 2023 yılı nisan sonunda ancak 144.8’e çıkabilmiş. Mayısta ise 146.8 olabilmiş. Haziran ve temmuz rakamları ise sırasıyla 148,6 ve 148.1 olmuş. Daha yakın bir geçmişe döndüğümüzde şubatta sanayi üretimi depremlerin de etkisiyle yüzde 5.9 düşmüş. Mart ayında ise depremin etkisinden kısa sayılabilecek bir sürede çıkıp yüzde 5.5 büyümüş. Ardından nisan ayında az da olsa yüzde 0.9 düşmüş. Mayıs ayındaki oran ise sadece yüzde 1,1’lik artış. Haziran’daki yüzde 1,6’lık artışı temmuzda yüzde 0,4’lük yükseliş izlemiş. Yani 2022 yılının başından bu yana Türkiye’de sanayi üretiminde önemli büyümenin varlığından söz etmek mümkün değil. Bunu havanda su dövmek olarak tanımlamak da mümkün.
Ancak sanayi cephesindeki durgunluk sabit fiyatlarla bile perakende satış hacminin yanı tüketimin coşmasını engelleyemiyor. Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Merkez Bankası eski Baş Ekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara TÜİK temmuz ayındaki veri açıklaması sonrasında da gözlenen bu dengesiz büyümeye dikkat çekerek sosyal medyada paylaştığı tweet’inde şu grafiğe yer vermişti:
“Yeni ekonomi modeli” üretimi destekleme iddiası ile ortaya çıkmıştı; üretimsiz büyüme modeli olarak tarihe geçti. pic.twitter.com/QSO2MqfsP7
— Hakan Kara (@ali_hakan_kara) July 13, 2023
Bu dengesiz büyümeyi sağlayan ve tüketim çılgınlığını körükleyen ise yılın başından beri sürekli büyüyen dış ticaret ve ödemeler dengesi açığında görüldüğü gibi Türkiye’nin hızla artan ithalat bağımlılığı. Seçim öncesi ortalığı güllük gülistanlık göstermek için uygulanan politikalar ve TL’nin değer kaybını önlemek için yapılan Kur Korumalı Mevduat gibi icatlar ithalatı patlattı. Bu arada seçimlerden sonra TL’nin değer yitireceğine yönelik yaygın inanç da ithal talebini öne alınca Türkiye tüketimle büyüdü, perakende satışlar arttı ancak ödemeler dengesi ve dış ticaret açığı uçtu. Zaten 2023’ün ilk yedi aylık dış ticaret açığı 73 milyar dolar olması da bunu gösteriyor.