Tunç Soyer: Genel Başkan’ın kurultaydan güçlenerek çıkacağını düşünüyorum
RTÜK tarafından üst üste cezalara çarptırılan Tele1 için düzenlenen dayanışma gecesinde konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, kanalın tutuklu genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ için adalet istedi ve basın özgürlüğünün kuşatıldığını söyledi.
İstanbul’da Harbiye Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda RTÜK tarafından üst üste cezaya çarptırılan TELE1 ile dayanışma gecesi düzenlendi. Programda konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Aslında hepimiz yarı açık bir cezaevindeyiz. Bu ülkenin aydınları karanlığa karşı mücadele ederlerse her türlü karanlığı yener ve toplumu aydınlatırlar. Aydınların böyle bir sorumluluğu var. Bu aydınlardan birisi de Merdan Yanardağ. Buradan Yanardağ’a sevgi ve saygılarımı gönderiyorum.” dedi.
Sanatçı Orhan Alkaya ve Bilge Yurtdagülen’in sunduğu gece CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun salona gelmesiyle başladı. Geceye katılamadığını söyleyen İBB Başkanın Ekrem İmamoğlu da TELE1 ve Merdan Yanardağ’a mektup gönderdi. Program öncesi Yanardağ’ın oğlu, TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın mesajını okudu.
Dayanışma Gecesi’nde konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Aslında hepimiz yarı açık bir cezaevindeyiz. Bu ülkenin aydınları karanlığa karşı mücadele ederlerse her türlü karanlığı yener ve toplumu aydınlatırlar. Aydınların böyle bir sorumluluğu var. Bu aydınlardan birisi de Merdan Yanardağ. Buradan Yanardağ’a sevgi ve saygılarımı gönderiyorum. Kimse bizi yıldıramaz. Düşünce özgürlüğüne tahammül edemeyenler, medyaya baskı yapanlar aslında dünyanın en büyük korkaklarıdır. Saray hükümetinin ahlaki ve siyasi meşruiyeti yoktur.
Anayasa der ki ‘Basın hürdür, sansür edilemez’. Bu kadar açık. Basın hürdür, sansür edilemez. Ama bu ülkede basının, radyoların, televizyonların özgürce yayın yaptığını kim söyleyebilir? Var olan kurumlar bir anlamda infaz kurumları olarak görev yapıyor. Yargı, yargı olmaktan çıkmış. Bu konuda bugüne kadar tanık olmadığımız pek çok yolsuzluklara yargıçların ve savcıların nasıl dahil olduğunu görüyoruz. Hak arayanların nasıl mağdur edildiğin görüyoruz. Eşi ve iki çocuğu öldürülen bir annenin (Emine Şenyaşar) adalet arayışına hep beraber tanık oluyoruz. Var olan iktidarın yani saray iktidarının ahlaki ve siyasi meşruiyeti yoktur. Bu meşruiyetsizliğe karşı hep beraber mücadele edeceğiz.”