“Sonbaharın tadı bir başka” diyenler parmak kaldırsın! Turuncu sonbahar yepyeni yolculuklara açılıyor. Akdeniz’in son güneşli günlerini yakalayabilir, doğa yürüyüşlerinde yaprakların hışırtısını dinleyebilir ya da Orta Avrupa’nın puslu manzaralarını seyredebilirsiniz. Klasik bir sonbahar ayının keyfini çıkarmak için çok nedeniniz var özetle.
Brugge (Belçika)
Çılgın kalabalıktan uzakta, buram burak çikolata kokan bir tatil rotası Brugge. Arnavut kaldırımlı sakin sokakları, köprüleri ve nehir kıyısındaki evleriyle sonbaharın en romantik noktalarından biri olan Brugge, bir masal diyarını andırıyor. Tarihi şehir merkezini adım adım gezmeyi, kanal gezisi yapmayı, muhteşem butik çikolataları tatmayı ve çeşit çeşit biraları keşfetmeyi unutmayın!
Castle Combe (Birleşik Krallık)
Güzeller güzeli Cotswolds’ın harika köylerinden biri. İngiltere’nin Wiltshire şehrindeki bu şirin köy, bal rengi Cotswold taşından yapılmış binaları, yemyeşil düzlükleri, sokakları ve sakince akan nehirleriyle sizi bir huzur evrenine ışınlıyor. Köyün sonundaki taş köprü ise fotoğraf tutkunlarının favorileri arasında. Londra’dan trenle 1,5 saat, otobüsle ise 3 saat sürüyor.
Dean (İskoçya)
Leith Nehri ile komşu olan bu İskoç köyü, Edinburgh şehir merkezine çok yakın. Arnavut kaldırımlı sokakları, 19’uncu yüzyıldan kalan binaları ve yemyeşil doğasıyla modern dünyanın el değmemiş bir köşesi. Muhteşem manzaralar sunan köyü keşfetmenin en keyifli yolu ise yürüyüş rotaları.
Girit (Yunanistan)
En büyük Yunan Adası olan Girit lezzet tutkunlarının müdavimi olduğu yerlerden. Hanya’daki Balos Lagünü’nü, Elafonisi ile Falarsana’yı görmeden dönmeyin. Arnavut kaldırımlı sokaklarıyla Rethymno ile canlı başkent Kandiye de mutlaka görülecekler listenizde olmalı.
Saint-Remy-De-Provence (Fransa)
Taş evleri ve avlularıyla zamanın durduğu bir köşe. Evleri çevreleyen sarmaşıklar bu sakin yere masalsı bir hava veriyor. Restoranlar gastronomi tutkunlarını memnun edecek kadar başarılı. Saint-Remy-de-Provence’ın en önemli yeri ise Vincent Van Gogh’un ölmeden önce yani 1889-1890 yılları arasında, o ünlü kulağını kesme olayının ardından Arles’dan ayrılıp kendi isteğiyle kaldığı ve 150’den fazla resim yaptığı Saint-Paul de Mausole Manastırı’nın psikiyatri kliniği.
Sicilya (İtalya)
Bunaltıcı yaz sıcaklarının bittiği ve yoğun kalabalığın yerini sakinliğe bıraktığı ekim ayı Sicilya için muhteşem bir zaman. ‘The Godfather’ (Baba) filmiyle hafızalarımıza kazınan Sicilya’da Etna’yı yakından görebilir, Stromboli ve Vulcano’da yürüyüş yapabilir, Palermo ve Katanya gibi yakın yerleri keşfedebilirsiniz.
St. Petersburg (Rusya)
Kültürel, tarihi ve mimari açıdan simgesel yapıların şehri. 1700’lü yıllarda Rus Çarı I. Petro tarafından inşa edilen şehir, 200 yıl Rus Çarlığı’nın başkenti olmuş. Muhteşem köprülere, görkemli saraylara ve katedrallere sahip olan şehirde Nesvki Bulvarı, Ermitaj Müzesi, Kazan Katedrali ve Peterhof Sarayı’nı gezmeden dönmeyin.
Ohri (Makedonya)
Kuzey Makedonya’nın en güzel kasabalarından biri olan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ohri, aynı adı taşıyan gölüyle de çok ünlü. Ohri’nin Arnavut kaldırımlı sokaklarında gezdikten sonra gölde tekne turu yapmayı ve göl kıyısındaki balık restoranlarında oturmayı unutmayın.
Japon Alpleri (Japonya)
Japon Alpleri ekim ayında nefes kesici bir doğal güzelliğe dönüşüyor. Sonbahar eşsiz bir panorama sunuyor, ormanları ve dağ yamaçlarını kırmızı, turuncu ve altın renginin canlı tonlarına boyuyor. Büyüleyici dağ köyleri ise geleneksel Japon kültürünü sergiliyor. Kamikoçi, Shirakawa-go, Takayama, Zenko-ji Tapınağı, Nagano Olimpiyat Parkı ile Alp Botanik Bahçesi listenizde olsun.
Angkor (Kamboçya)
Ekim ayında muson mevsimi yerini berrak bir gökyüzüne ve sapsarı manzaralara bırakıyor, pirinç tarlaları güneş ışığı altında parlıyor. Angkor Wat Tapınağı ise tek kelimeyle muhteşem ve UNESCO koruması altında. Angkor Arkeoloji Parkı’nı keşfedin, Tonle Sap Gölü’nde tekne turuna çıkın, Ölüm Tarlalarını ve Tuol Sleng Soykırım Müzesi’ni ziyaret edin.
Bali (Endonezya)
Dingin bir güzellik, kültürel canlılık ve havaya yayılan huzur… Birinci sınıf bir tatil istiyorsanız doğru yerdesiniz. Limonata gibi bir hava, turkuvaz sularıyla büyüleyen altın rengi kumsallar, zümrüt yeşili pirinç terasları ve yemyeşil ormanlar… Ubud, Kuta, Seminyak, Canggu bölgelerini, Tanah Lot Tapınağı ile Uluwatu Tapınağı’nı mutlaka görün.
Bora Bora (Fransız Polinezyası)
Aile tatili için ekim ayında havanın sıcak olduğu bir yer arıyorsanız Bora Bora bu ay ideal. Turkuaz lagünlerin, göz alabildiğine uzanan yeşilliklerin ve volkanik zirvelerin nefes kestiği Bora Bora, gün batımlarıyla da unutulmaz. Otemanu Dağı, Matira Plajı, Bora Bora Lagün Akvaryumu ve Mercan Bahçeleri mutlaka görülecekler arasında.