Norveç, Ukrayna’ya F-16 hibe eden üçüncü Avrupa ülkesi olacak
İrlanda, Amerikalı teknoloji ve ilaç şirketlerinden elde ettiği vergi gelirleriyle varlık fonu kuruyor. İrlanda hükümeti, ‘Future Ireland Fund’ adlı yeni varlık fonunda önümüzdeki beş yılda 100 milyar euro toplayabileceğini düşünüyor.
Suudi Arabistan, Norveç ve Şili gibi ülkeler, petrol ve metal gibi emtiaların ihraç fiyatlarının yüksek olduğu dönemlerde kazandıklarını, gelecekte üretimlerinin azaldığı ya da dünya piyasalarında fiyatların düştüğü yağmurlu günlere saklamak için uzun zamandır varlık fonlarını kullanıyorlar.
Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin haberine göre İrlanda geçtiğimiz hafta başında, alışılmadık ve tartışmalı bir gelir kaynağından elde ettiği büyük karlar sayesinde kendi yağmurlu gün fonunu oluşturdu. Bu gelir kaynağı ise vergi faturalarını küçültmek isteyen ABD’li teknoloji ve ilaç devleri.
Beş milyon nüfuslu ülke son sekiz yılda Kurumlar Vergisi gelirini üçe katlayarak geçen yıl 22,6 milyar euroya, yani yaklaşık 24 milyar dolara çıkardı ve pek çok hükümetin salgın sonrası borç batağında olduğu bir dönemde geçen yıl 8 milyar euro bütçe fazlası verdi.
Her yıl Kurumlar Vergisi’nden ne kadar gelir elde edeceğini ya da bu artışın ne kadar süreceğini tahmin edemeyen İrlanda hükümeti, ‘Future Ireland Fund’ adlı yeni varlık fonunda önümüzdeki beş yılda 100 milyar euro toplayabileceğini düşünüyor. Yeni fon, önümüzdeki on yıllarda Avrupa’daki en hızlı demografik değişimlerinden biriyle karşı karşıya kalacak ülkede nüfus yaşlandıkça artan sağlık faturalarının karşılanmasına yardımcı olacak.
İrlanda Maliye Bakanı Michael McGrath milletvekillerine yaptığı açıklamada “Bu fonlar ekonomimizi geleceğe hazırlamak için hayati önem taşıyor. Fırsatların yarattığı gelirleri akıllıca kullanmalıyız” dedi.
Hükümet, 2024’ten 2035’e kadar yıllık ekonomik çıktının yüzde 0.8’ini yeni fona aktaracak. Bu miktar 2024 yılında 4.3 milyar euro’ya ulaşacak ve kapatılmakta olan mevcut tasarruf fonundan 4 milyar euro daha çekilecek.
İrlanda, 90’lı yılların sonlarından itibaren kurumlar vergisi oranını yüzde 40’tan yüzde 12,5’e düşürerek, iyi eğitimli bir işgücü ve Avrupa Birliği’ne gümrüksüz giriş yolu sunarak Amerikalı şirketler için cazip bir yer haline geldi. İrlanda Amerikan Ticaret Odası’na göre, geçen yıl itibariyle ülkede faaliyet gösteren 950 Amerikan şirketi vardı ve ülkedeki toplam istihdamın yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyorlardı.
Ancak bu rol, 2015’ten sonra uluslararası vergi kurallarındaki değişikliklerin bazı ABD şirketlerinin patent ve araştırmayla ilgili yüz milyarlarca dolarlık fikri mülkiyet hakkının ülkeye taşımasının yolunu açmasının ardından daha da güçlendi. Bu durum, başta teknoloji devleri olmak üzere bazı şirketlerin, üretimlerinin ya da içeriklerinin büyük bir kısmı başka bir yerde üretilip tüketilse bile kârlarını İrlanda’da beyan etmelerine olanak sağladı.
Bu değişiklik yürürlüğe girdiğinde, Amerikan şirketlerinin İrlanda’ya akın etmesi, artışın çoğu reel ekonomi açısından görünür olmasa bile ülkenin yıllık ekonomik çıktısını o yıl dörtte bir oranında şişirecek kadar büyüttü. Pandemi sırasında bu rakam daha da yükselerek ülkede faaliyet gösteren büyük Amerikalı teknoloji ve ilaç şirketlerinin satışlarında artışa yol açtı.
Dış İlişkiler Konseyi’nin kıdemli araştırmacılarından Brad Setser, “İrlanda’nın başına konan talih kuşu, ABD’nin kaybettiği gelirin çok somut bir göstergesidir” dedi.
Setser, geçen yıl İrlanda’nın elde ettiği 10 milyar ila 15 milyar dolarlık vergi gelirinin “aklı başında bir sistemde” ABD tarafından toplanacağını tahmin ediyor. Rakam küçük İrlanda için çok büyük bir para, ancak dünyanın en büyük ekonomisi için nispeten küçük bir miktar. Yine de, ABD’nin Ukrayna’ya desteği gibi harcamalarını kısmen karşılamaya yardımcı olabilir.
Bu arada İrlanda hükümeti, sağlık, eğitim ve diğer temel hizmetlere yönelik harcamaları finanse etmek için Amerikalı şirketlerden topladığı vergilere daha bağımlı hale geldi. 2015 yılında Kurumlar Vergisi’nin toplam vergi gelirlerinin yüzde 11’ni oluşturduğu İrlanda’da bu oran 2021’de yüzde 17’ye ulaştı. Buna karşılık ABD’de Kurumlar Vergisi’nin toplam vergi gelirlerindeki payı yalnızca yüzde 5,3.
İrlanda Mali Danışma Konseyi’ne (IFAC) göre 2017 ve 2021 yılları arasında ülkedeki toplam Kurumlar Vergisi’nin üçte birini yalnızca üç şirket ödedi. IFAC şirketlerin isimlerini vermedi, ancak Setser vergi kayıtlarının bu şirketlerin Apple, Microsoft ve Pfizer olduğunu gösterdiğini söylüyor. Şirketler de konuya ilişkin yorum yapmaktan kaçındı.
Amerikan vergi otoritesinin erişimi dışına çıkartılan karların çok büyük rakamlara ulaştığı görülüyor. Yakın zamana kadar Hazine Bakanlığı için uluslararası vergilendirme konusunda çalışan Michigan Üniversitesi doktora öğrencisi Navodhya Samarakoon yakın tarihli bir makalesinde Amerikan şirketlerinden 1998’den 2018’e kadar uluslararası vergi sistemindeki boşluklardan yararlanarak 1,2 ila 1,4 trilyon dolarlık kârı düşük vergi oranlarının geçerli olduğu ülkelere aktardığını tahmin ediyor.
Vergi uzmanlarına göre, ‘Çifte İrlanda’ olarak bilinen bu boşluk 2020 yılında kapatılmış olsa da dı, kullanıcılarının çoğu ABD’ye vergilerini ödemekten kaçınmaya devam ediyor.
Samarakoon, “Kârın büyük bir kısmı ABD’ye geri dönmedi. Bu durum, talih kuşunun konduğuna dair kanıtlarla birleştiğinde, çok sayıda kârın İrlanda’da kaldığını gösteriyor.” diyor.
Biden yönetimi, büyük uluslararası şirketlerin vergiden kaçınmasını sınırlamak için küresel bir çabaya öncülük etti. 2021 yılında 136 ülke, şirket kârları üzerinden alınacak küresel asgari vergi oranının yüzde 15 olması, vergi gelirlerinin ürünlerin gerçekten satıldığı ya da kullanıldığı ülkelere yönlendirilmesi için bir anlaşma yaptı.
McGrath, İrlanda hükümetinin önümüzdeki yıldan itibaren yeni vergi oranlarını uygulamak için yasa çıkaracağını söyledi. Ancak bu anlaşmanın farklı uluslarda yasaya dönüşmesi, bölünmüş bir Kongre’nin anlaşmayı henüz onaylamadığı ABD de dahil olmak üzere çok sayıda ülkede kaplumbağa hızıyla ilerliyor.
İrlanda da ekonomik büyüme ve çöküşlerden payını aldı. 2007’e kadar sürekli artan emlak satışlarından elde edilen vergi geliri, emlak balonunun patlaması ve 2008 yılındaki bankacılık sisteminin çöküşü nedeniyle buharlaştı.
Hükümetin, kısmi temerrütlerin ABD’li ve diğer yabancı şirketleri ürkütebileceği endişesiyle, batan bankalarının tüm borçlarını ödemeye karar vermesinin ardından küçük olan borçlar hızla dünyanın en büyükleri arasına girdi.
Şimdi ise ev sahipliği yaptığı Amerikalı teknoloji devlerinden en az birinin, Finlandiya’nın Nokia’sı ya da Kanada’nın BlackBerry’si gibi, aniden görünürdeki hakimiyetini yitirip küçük bir oyuncuya dönüşmesinden ve bunun da vergi gelirleri üzerinde olumsuz bir etki yaratmasından endişe ediyor.
Bir başka korku da ABD hükümetinin vergi kanununu değiştirerek fikri mülkiyetin denizaşırı ülkelerde konumlandırılmasını daha maliyetli hale getirmesi. İrlanda’ya refah yolunu açan sınırsız ticaret döneminin sona erdiğine dair işaretler de artıyor. Ekonomistler, Çin’e yarı iletken satışını kısıtlayan ve İrlanda’da yerleşik Amerikan şirketlerini de kapsayan kurallar nedeniyle ülke ekonomisinin bu yıl daralacağı uyarısında bulundu.
Ülke ayrıca gelecek yıl, iktidardaki merkez sağ partiler koalisyonunun, uzun süredir daha fazla kamu harcaması için lobi yapan İrlandalı milliyetçi parti Sinn Féin’in meydan okumasıyla karşı karşıya kalacağı seçimlere gidiyor.