İsrail ‘Hamas öldürdü’ demişti, sonunda kabul etti; ‘Biz yapmış olabiliriz’
İsrail, Gazze'de 471 kişinin ölümüne neden olan roket saldırısının ardından düzenlenen protestolardan endişelenerek Türkiye'deki tüm diplomatlarını geri çekme kararı aldı. Bu diplomatlar arasında İsrail Büyükelçisi Irit Lilian da var.
Türkiye ve İsrail arasındaki normalleşmede karşılıklı büyükelçiliklerin açılması adımı geçen sene bu zamanlar gerçekleşmişti. İki ülke arasındaki diplomatik kopukluğun kökeni 2008’deki Gazze savaşına dayanıyordu. Geçen sene tam olarak başlayan diplomatik ilişkiler bu sene bir kez daha Gazze savaşıyla sekteye uğruyor. Zira The Times of Israel’in Fransız haber ajansı AFP’ye dayandırdığı haberine göre İsrail tüm diplomatlarını geri çekti.
Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e karşı sürpriz saldırı başlatmasının ardından savaşa dönüşen çatışmalarda özellikle Gazze’de üç binden fazla kişi yaşamını yitirdi. Dünya Gazze üzerine atılan roketleri, bölgede yaşanan insani krizi televizyonlarından izlerken insanları sokağa döken bir olay yaşandı: Gazze’deki Ehli Arap Hastanesi’ne düzenlenen roket saldırısında 471 kişi hayatını kaybetti.
Bunu protesto etmek için başta Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Suriye olmak üzere pek çok ülkede İsrail, ABD ve Fransa büyükelçiliklerinin önüne gidildi. İstanbul’daki İsrail Konsolosluğu‘nun önünde toplanan vatandaşlar binaya havai fişek attı. İsrail Konsolosluğu yakınında bulunan McDonalds’ın camları İsrail’i protesto edenler tarafından kırıldı. Vatandaşların konsolosluğa girmeye çalışması üzerine polis biber gazı kullandı. Halk sadece İstanbul değil, pek çok başka şehirde de sokaklara döküldü.
Bunun üzerine İsrail Adana’daki konsolosluğunu güvenlik gerekçesiyle geçici olarak kapatmak zorunda kaldı. İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi de salı günü yaptığı açıklamada Türkiye’ye yönelik seyahat uyarılarının en yüksek seviye olan 4’e yükseltildiğini duyurarak “Türkiye’de bulunan tüm İsrailliler mümkün olan en kısa sürede ülkeyi terk etmelidir” dedi.
The Times of Israel’in haberinde aralarında İsrail Büyükelçisi Irit Lilian’ın da bulunduğu diplomatların Türkiye’den ayrıldığı belirtildi. Diplomatların güvenlik kaygısı nedeniyle ayrıldığını belirten yetkililer, bu geri çekilmenin siyasi olmadığının altını çiziyor. AFP’ye konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen kaynak, bunun geçici bir süreliğine yapıldığını söyledi.
İbrani basınında yer alan haberlerde Ürdün, Fas ve Bahreyn’deki İsrailli diplomatların da benzer endişelerle söz konusu ülkeleri terk ettiği bildiriliyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan savaş patlak verdiğinde her iki tarafı da ‘itidalli’ davranmaya çağırarak ölçülü bir dil kullanmaya dikkat etmişti. Dışişleri Bakanlığı da benzer bir dil kullanmıştı. Ancak günler ilerleyip İsrail Filistin’i tam kuşatma altına alarak elektriksiz, susuz ve gıdasız bırakınca Erdoğan İsrail’in Gazze’de yaptıklarını ‘katliam’ olarak nitelendirdi. Ehli Arap Hastanesi’ne yönelik saldırı hakkında ise “Gazze’ye yönelik soykırım derecesine varan saldırının faillerini lanetliyorum” dedi.
İlişkilerin dibe vurduğu 2008 Gazze savaşı döneminde de Davos Zirvesi, alçak koltuk krizi ve Mavi Marmara saldırısı gibi olaylar sırasında Erdoğan İsrail’e yönelik çok sert bir dil kullanmıştı.
2009’da İsviçre’nin Davos kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda Erdoğan İsrail’in Gazze’ye karşı tutumunu sert bir şekilde eleştirmişti. Yaklaşık 25 dakika boyunca konuşan İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in dinleyicilerce alkışlarla karşılanmasına Erdoğan “One minute! One minute! Zulme alkış tutanları da ayrıca kınıyorum. Çünkü bu çocukları öldürenleri, bu insanları öldürenleri kalkıp da alkışlamak, öyle zannediyorum ki o da ayrı bir insanlık suçudur” sözlerini dile getirmişti.
Daha sonrasında moderatör David Ignatius akşam yemeği vakti geldiğini söyleyerek konuşmasını kısa tutmasını isteyince Erdoğan konuşma için verilen sürelerdeki adaletsizlikten şikayet ederek sahneyi terk etmişti. O gün bugündür de Davos’a gitmedi.
Davos krizinden bir yıl sonra ocak ayında başka bir kriz patlak verdi. Bu kriz Kurtlar Vadisi dizisinde İsrail istihbaratının Türkiye’de casusluk yaparak Türk bebeklerini kaçırdığı resmedildi. Dizide Mossad’ın Tel Aviv’deki Türk elçiliğine saldırdığı ve elçiyle ailesini esir aldığı da gösterildi. Bunun üzerine dönemin İsrail Dışişleri Bakanı Danny Ayalon, İsrail Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’u Knesset’teki ofisine çağırdı.
Görüşme sırasında Çelikkol’un koltuğu Ayalon’unkinden daha alçaktı. İddiaya göre Ayalon yardımcılarına dönerek “Gördüğünüz gibi, asıl mesele, o daha alçakta oturuyor ve biz ondan yüksekteyiz… Masada sadece bir bayrak (İsrail bayrağı) var ve gülümsemiyoruz” dedi.
O dönemler başbakan olan Erdoğan olayın basına yansımasının ardından “İsrail’in şu andaki mevcut yönetiminin bir koalisyon hükümeti olması Türkiye’yi bağlamaz. Yani şu anda uç bir siyasi parti mensubu şöyle bir açıklama yaptı, bunu hoşgörüyle karşılayalım diye bir anlayışın içine giremeyiz” sözlerini dile getirmişti.
Aynı sene mayıs ayında Gazze’ye yardım taşıyan Mavi Marmara yolcu gemisinde bulunan dokuz aktivist İsrail askerleri tarafından açılan ateşte hayatını kaybetti. Birçok kişi de yaralandı. Akdeniz üzerindeki uluslararası sularda gerçekleşen müdahale üzerine iki ülke arasında ipler gerildi. Erdoğan saldırıyı “terörizm” olarak adlandırarak Türkiye’nin İsrail’deki büyükelçisi geri çekti. Dönemin Dışişleri Bakanlığı bu olayın iki ülke arasındaki ilişkileri geri dönülemez bir şekilde zedeleyebileceğini söyledi ki öyle de oldu. 2011 yılında Türkiye İsrail’e diplomatik bağlarının derecesini düşürdü.
Olaydan iki yıl sonra mart ayında Erdoğan ve İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde İsrailli liderin saldırıdan dolayı özür dilediği bildirildi. İsrail’in hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat ödeyeceği açıklandı. Erdoğan daha sonraki bir beyanında Türk halkı adına Netanyahu’nun özrünü kabul ettiğini söyledi.
Erdoğan daha önce Yahudiler tarafından antisemitik olarak değerlendirilen birtakım açıklamalarda bulunmuştu. Erdoğan’ın 2021 yılında ‘Yahudiler’ ve ‘İsrailliler’ ifadelerini birbiri yerine kullandığı, “Bunlar, 5-6 yaşındaki yavruları öldürecek kadar, kadınları yerlerde süründürerek öldürecek kadar, yaşlı insanları öldürecek kadar katil. Bunların eşi benzeri yok” sözlerini dile getirmişti.
ABD Başkanı Joe Biden’ın ‘ellerinin kanlı’ olduğunu söyleyen Erdoğan aynı konuşmasında “Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya yönelik her saldırısı fitili ateşlenen bir bomba etkisi yapmaktadır” demişti. Erdoğan’ın bu konuşması ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından kınanmıştı.
Aynı dönemde Türk Yahudileri temsil eden Türkiye Musevi Toplumu ABD’nin Erdoğan’ı kınama kararına “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın antisemitik olduğunu ima etmek haksızlık ve ayıptır” şeklinde tepki göstermişti.
İlişkilerin kopuk olduğu dönemde İsrail ve İsraillilere ‘çocuk katilleri’ diyen Erdoğan 2014 yılında iç politikalarına karşı çıkan bir protestocuya ‘İsrail dölü’ diye çıkışmıştı. Gerçi bu ifade daha sonra Dışişleri Bakanlığı tarafından yalanlandı. Geçen yıldan itibaren ise ilişkiler yeniden yeşermeye başladı, Eylül 2022’de Erdoğan İsrail’in o dönemki Başbakanı Yair Lapid ile bir araya geldi. Böylece 2008’den bu yana ilk kez bu iki ülkenin liderleri yüz yüze bir araya geldi.
Uzun süren diplomatik krizin ardından İran’ın nükleer programı tehlikesi dahil olmak üzere iki ülkenin Orta Asya’da işbirliği yapabileceği gündeme geldi. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog 9-10 Mart 2022 tarihlerinde Türkiye’ye resmî bir ziyarette bulundu. Bu ziyareti eylül ayında ABD’deki Türkevi’nde İsrail Başbakanı Yair Lapid ile yapılan görüşme takip etti.
Erdoğan’ın geçen senenin sonlarında bir kez daha başbakan seçilen Netanyahu ile de Ankara’da bir araya gelmesi bekleniyordu, ancak İsrailli liderin anidenkalp ameliyatı olması nedeniyle görüşme Birleşmiş Millet Genel Kurulu’nun yapıldığı sırada Türkevi’nde gerçekleşti.