UNESCO, İsrail saldırıları altındaki Lübnan’ın tarihi mirası için acil çağrıda bulundu
İsrail-Gazze savaşının 39'uncu gününde hastane krizi derinleşmeye devam ediyor. Bölgenin en büyük iki hastanesi Şifa ve Kudüs hizmet dışı. Hastaların ve sivillerin tek seçeneği saldırıların daha hafif olduğu güneye ilerlemek. İsrail lideri Netanyahu ise hastane saldırılarını savunuyor.
İsrail, Gazze’nin kuzeyindeki operasyonunun şiddetini artırırken, Gazze’deki en büyük iki hastane ağır darbe aldı. 60 bin kişiye sığınak olan Şifa ile 12 bin kişinin sığındığı Kudüs hastaneleri hizmet dışı kaldı. Hastaneler devre dışı kalırken asıl soru kuvözdeki bebeklere ne olacak? İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ise hastane saldırıları sebebiyle tepki görmesi üzerine Gazze’nin merkezinde İsrail ordusunun yürüttüğü saldırıları savundu. AB ise ortak bildiri yayınlayarak, hastane saldırısından Hamas’ı sorumlu tuttu.
Şifa’da yüzlerce ağır hasta, yaralı ve yerinden edilmiş insan, İsrail tankları ve askerleri sağlık merkezine yaklaşırken içeride mahsur kaldı. Gazze Sağlık Bakanlığı, cumartesi günü elektrik kesintisi nedeniyle hastanedeki aralarında kuvözdeki üç bebeğin de bulunduğu 32 hastanın hayatını kaybettiğini bildirdi. Hem bakanlık hem de hastane yöneticileri jeneratörleri çalıştıracak yakıt olmadığı için hastanenin karanlığa gömüldüğünü söyledi. 36 bebeğin de hayatı tehlikede.
İsrail ordusu, hastanedeki bebeklerin tahliyesine yardım edeceklerini söylemişti ancak AP’nin haberine göre Gazzeli sağlık yetkilileri bu yardım etme iddiasını reddederek, tesisin hemen dışında İsrail ordusu ve Hamas arasındaki çatışmaların devam ettiğini söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yöneticisi Tedros Adhanom Ghebreyesus, X’ten yaptığı açıklamada Şifa’da üç gündür su bulunmadığını ve “artık hastane olarak bir işlevinin kalmadığını” söyledi. Çok sayıda insani yardım grubu, Şifa’ya ulaşamadıklarını söyledi. El Cezire’nin haberine göre Şifa Hastanesi’nde yaklaşık 650 hasta, 500 sağlık çalışanı ve tahminen 2500 sivilin kaldı. Hafta sonu 1500 hastanın, 1500 sağlık çalışanının ve 7000 sivilin hastanede olduğu söylenmişti.
İsrail ordusu ise bebeklerin tutulduğu kuvözlere güç veren acil durum jeneratörü için Şifa yakınlarına gece boyunca 79 galon yakıt getirildiğini, teslimatı hastane yetkilileriyle koordine ettiğini iddia etti. Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref El Kudra ise El Cezire’ye yaptığı açıklamada bu yakıtın jeneratörü bir saat bile çalıştırmaya yetmeyeceğini söyledi. El Kudra, “Bu, hastalarla ve çocuklarla alay etmektir” dedi.
Şifa’daki sağlık personelleri, şu anda bebekleri hayatta tutmak için mücadele ediyor. Bunun için de bebekleri yenidoğan ünitesinden hastanenin başka bir bölümüne elle taşımak zorunda kaldı. Hastanenin yöneticisi Dr. Muhammed Ebu Salmiya, “Bir süre önce onlarla birlikteydim. Onları kuvözlerden çıkarıp örtüye sardık. Isınmaları için de yanlarına sıcak su koyuyoruz” dedi.
Salmiya, elektriğin olmaması nedeniyle ameliyathanelerin çalışmadığını ve “ameliyat olması gereken kişilerin öldüğünü” söyledi. Şifa’daki bir bağımsız gazeteci, sağlık personellerinin mum ışığı altında çalıştığını, yiyeceklerin karneye bağlandığını ve içerideki insanların borulardan akan suyu içmeye başladığını söyledi.
İsrail’in eski ulusal güvenlik danışman yardımcısı Chuck Freilich NYT’ye yaptığı değerlendirmede, “Hastaneler kuşatılacak, insanlara bölgeden ayrılmaları için baskı yapılacak. İsrail’in sivillere karşı saldırıya geçeceğini sanmıyorum ama hastanenin ya da en azından altındakilerin boşaltılması gerekiyor” dedi. İsrail, hastanenin altında Hamas’a ait üsler bulunduğunu iddia ediyor.
Üstelik hedef alınan, yakıtı biten tek hastane Şifa değil. Pazar günü Kudüs Hastanesi’nin de hizmet dışı kaldığı bildirilmişti. Filistin Kızılayı, Kudüs Hastanesi’nin hizmet dışı kalmasında yakıtın tükenmesinden ve elektriğin kesilmesinden kaynaklandığını söyledi.
Çocuk hastanesi Rantisi’nin başhekimi Dr. Bekir Gut, İsrail güçlerinin geçen hafta hastanenin içine girdiğini, giriş katına zarar verdiğini ve birkaç aracı tahrip edip yetkililere güvenli çıkış yolunu gösteren haritalar verdiklerini söyledi. Gut, “Hastalarımızı yataklarıyla güneye dönük caddeye taşıdık. Hastaneyi en son terk eden bendim” dedi. En kötü durumdaki hastaların Şifa’ya gittiğini söyleyen Gut, diğer herkesin ise güneye, ana çatışma bölgesinden uzağa gitmeye çalıştığını söyledi.
Nasır Hastanesi de cuma günü İsrail tarafından benzer bir şekilde boşaltıldı. Gazze Sağlık Bakanlığı, hafta sonu boyunca diğer hastanelere de saldırılar düzenlendiğini bildirdi. Rantisi’nin ağır hastaları Şifa’ya gitse de Gazze’nin en büyük hastanesi de artık hasta kabul edemiyor. İsrail ordusu pazar günü sivillerin ve hastaların Şifa’yı terk etmeleri için güzergâh oluşturduklarını belirterek bölgedeki çatışmaların artacağına işaret etmişti.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan CBS News’de konuk olduğu Face the Nation’da, “ABD, hastanelerde masum insanların, hastaların hedef olduğu çatışmalar görmek istemiyor ve bu konuda İsrail Savunma Kuvvetleri ile istişarelerde bulunduk” demişti. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ise ABD’nin çıkışının ardından NBC News’e verdiği demeçte, “İsrail güçleri elinden geldiğince hızlı ama aynı zamanda dikkatli ilerliyor çünkü hem sivil hem de kendi tarafımızdaki kayıpları en aza indirmek istiyoruz. Hastalarla ya da sivillerle savaş vermiyoruz” dedi.
İsrail ordusu, Gazze’deki operasyonuna dair yaptığı güncellemede bugüne kadar Hamas’a karşı 4300 saldırı düzenlendiğini söyledi. Buna göre tünellerdeki 300 şaft boşluğu ve Hamas’a ait 3 bin altyapı alanının vurulduğu iddia ediliyor.
Netanyahu sivillerle savaşlarının olmadığını söylese de Gazze Sağlık Bakanlığı, savaşın başından bu yana 11’den fazla Filistinlinin öldürüldüğünü söylüyor. Ayrıca İsrail Gazze’nin merkezine girdiğinden bu yana 10 binlerce Filistinlinin kuzeyden güneye sürüldüğü görüntülerle karşı karşıyayız.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, pazar günü CNN’e verdiği demeçte, Netanyahu’nun “İsrail uluslararası savaş hukukuna uyuyor” yönündeki iddialarının doğru olmadığını ve sivillerin korunmasına ilişkin insani ilkenin gerçekleşmediğini söyledi.
Netanyahu ise savaşa devam etme konusundaki kararlılığını teyit etti ve İsrail’in küresel destek olmadan başarılı olup olamayacağı sorusuna, “Bu savaşı kazanacağız. Başka seçeneğimiz yok” cevabını vererek; İsrail, ABD, ‘ılımlı’ Arap ülkeleri ve ‘medeni’ dünyanın geri kalanını içerecek bir ‘barış ittifakı’ndan söz etti. Ne var ki Arap liderler cumartesi günü Riyad’da düzenlenen İslami İşbirliği Teşkilatı ve Rap Birliği ortak zirvesinde İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarıın kınayarak acil ateşkes çağrısında bulundu.
Avrupa Birliği’ne (AB) üye 27 ülke, hastaneleri üs olarak kullanarak “sivilleri siper yerine koyduğu” gerekçesiyle Hamas’ı kınadıkları ortak bildiri yayınladı. AB Dışişleri Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, birliğin İsrail’e “insani kayıplardan kaçınmak amacıyla itidal çağrısı yaptığını söyledi. Borrell, “BM’de ülkelerin farklı şekillerde oy kullandığı toplantıdan sonra tamamen ortak bir yaklaşım sergilemenin ne kadar zor olduğunu biliyorsunuzdur” dedi.
Öte yandan Borrell “iki devletli çözüme uzanacak bir ufka ihtiyaç duyulduğunu” söyleyerek, bunun ancak diyalogla elde edilebileceğini belirtti. Borrell de bu hafta İsrail, Filistin, Bahreyn, Suudi Arabistan, Katar ve Ürdün’ü ziyaret edecek.