Bongomia Krallığı’ndan haber var: Prens ikinci sezonuyla geliyor
David Fincher 'The Killer'da sevgilisine zarar verenlerin peşine düşen bir kiralik katilin hikayesini anlatıyor. Emma Corrin'in canlandırdığı Darby Hart çok gizemli bir cinayeti çözüyor. 'Drive My Care' kaçıranlar için Blu TV'ye geldi...
‘Dövüş Kulübü / Fight Club’, ‘Yedi / Se7en’, ‘Zodiac’ ve ‘Mank’ gibi filmlerin başarılı yönetmeni David Fincher, çok beğenilen seri katil dizisi Mind Hunter’dan sonra Netflix ile olan iş birliğine devam ediyor. Yönetmenin yeni filmi ‘The Killer’, Alexis Matz Nolent’ın yazıp Luc Jacamon’un çizdiği bir Fransız çizgi roman serisinden uyarlanmış.
Film, Fincher’ın Netflix için yaptığı ikinci film. İlk filmi olan ‘Mank’ tam 10 dalda Oscar adayı olmuştu. ‘The Killer, film boyunca adını öğrenemediğimiz, neredeyse hiç dış diyaloğu olmayan, kendisini iç diyalogları ve bilinç akışı aracılığı ile tanıyabildiğimiz, soğuk, duygusuz ve empati yoksunu bir kiralık katili anlatıyor.
Michael Fassbender’in büyük bir başarı ile canlandırdığı katil, Paris’te kendisine verilen son işte hedefini ıskalar ve kendisine kurduğu saat gibi işleyen, steril, korunaklı dünyası birden bire altüst olur çünkü işverenler yarım kalan işin izlerini temizlemek için bu sefer onun peşine kiralık katiller yollar.
Katilin hayatla kurduğu tek duygusal bağ Dominik Cumhuriyet’indeki evinde beraber yaşadığı sevgilisidir ve katilimiz peşine düşenlerin ilk olarak ona gideceğini tahmin etmektedir fakat Paris’ten Dominik’e kadar gitmesi çok uzun sürer ve eve döndüğünde kız arkadaşını saldırıya uğramış ve fena halde dövülmüş bir şekilde hastanede bulur. Sorumluları bulup yok etmeden hayatına devam edemeyeceğini anlayan ve ömrünün geri kalanını kaçıp saklanarak geçirmek istemeyen katil, bir kez daha evinden ayrılıp ava çıkar.
Filmin geri kalan kısmında, Micheal Fassbender’in canlandırdığı acımasız ve soğuk kanlı katilin, New Orleans, Florida, Chicago ve New York’ta kurbanlarını son derece profesyonel yöntemlerle tek tek yakalayıp yok edilini izleriz. Şunu söylemek gerekiyor ki Fincher’ın katili izleyicinin empati kurabileceği, sevebileceği biri değil. Gerçi katil de her cinayetini işlerken içinden tekrar ettiği mottosunda kendi kendisine “empati kurmaması ve hiç kimseye güvenmemesi gerektiğini” hatırlatıyor. Seyirci ve katil bu noktada buluşuyor.
‘The Killer’, son dönemin hızlı aksiyonlarından, yavaş bir tempoya sahip fakat Fincher zaten seyircisinin önüne baş kahramanının sevdiği Mcdonald’s hamburgerleri gibi çabucak tüketilen bir ‘fast-food’ değil, her detayı özenle düşünülüp hazırlanmış gurme bir şef yemeği koyuyor.
* ‘Yedi’, ‘Collateral’ ve ‘Geçmişi Olmayan Adam’ gibi filmleri sevdiyseniz ‘The Killer’ı beğenebilirsiniz.
Netflix’in kendisine büyük bir hayran kitlesi yaratan ve kült seviyesine erişen doğaüstü-fantastik dizisi ‘OA’nın yaratıcıları Brit Marling ve Zal Batmanglij, ‘A Murder at the end of the World’ isimli yeni bir diziye imza attılar. Belki de ‘OA’ sadece iki sezon sürdüğü ve bir finale ulaşamadığı için ikili yeni projelerini yedi bölümlük bir mini dizi olarak tasarlayıp çekmişler yani bu sefer bir final izleme şansına erişebileceğiz.
Dizinin başrol oyuncusu fena halde Jodie Foster’ı anımsatan Emma Corrin’in canlandırdığı Darby Hart genç yaşta annesini kaybetmiş ve adli tıpta çalışan doktor babası tarafından yetiştirilmiştir. Babasının yaptığı otopsilere büyük ilgi duyan ve bir süre sonra kendisi de otopsilere girmeye başlayan Darby özellikle kimliği belirlenemeyen, cinayet kurbanı kadınların teşhisi konusunda bir hassasiyet geliştirir. Aynı zamanda çok iyi bir hacker da olan genç kız, araştırmaları sırasında internette kendisi gibi bir hacker olan Billy (Harris Dickinson) ile tanışır. İki genç kısa sürede birbirlerine aşık olur ve beraberce cinayetleri çözmeye başlar.
Bir süre sonra ayrılan iki genç seneler sonra onları İzlanda’daki gizemli bir otele çağıran, fena halde Elon Musk kokan teknoloji milyarderi Andy’nin (Clive Owen) davetinde tekrar karşılaşır. Andy burada konusunda uzman olan dünyanın en büyük dahilerini bir araya getirmiş küresel ısınmaya bir çözüm bulmaya çalışmaktadır. Buluşma sırasında trajik bir cinayet işlenir ve cinayeti çözme işi Darby’e düşer.
‘A Murder at the end of the World’ son yıllarda art arda gösterime giren polisiye/cinayet dizileri furyasında gerek senaryosu gerekse oyuncu kadrosu ile ön plana çıkıyor. İzleyicide merak uyandıran bu “kim yaptı” dizisi Disney+’ta yayımlanıyor, diziyi türün meraklılarına tavsiye ederim.
* ‘Sherlock’, ‘Only Murders in the Building’ ve ‘The Sinner’ gibi dizileri sevdiyseniz ‘A Murder at the end of the World’ü beğenebilirsiniz.
Haruki Murakami’nin 2014 yılında yazdığı ‘Kadınsız Erkekler’ kitabındaki aynı adlı kısa öyküsünden uyarlanan ve Ryusuke Hamaguchi’nin yazıp yönettiği 2021 yapımı film tüm dünyada büyük beğeni kazandı. Film 94. Oscar Ödülleri’nde En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Uluslararası Uzun Metraj Film ve En İyi Uyarlama Senaryo dallarında Oscar’a aday olmuş ve En İyi Film dalında aday gösterilen ilk Japon filmi ünvanını almıştı.
İlk önce üç yaşındaki kızının ardından eşinin ölümüyle büyük bir sarsıntı yaşayan Yusuke, Çehov’un Vanya Dayı oyununu sahneye koymak üzere Hiroşima’da bir festivale çağırılır. Festival kendisine 20 yaşında bir kadın şoför tahsis eder. Şoför Misaki de Yusuke’ye benzer bir yas içerisindedir. Zaman içerisinde ikili acılarını paylaşmaya başlarlar.
Filmle ilgili Uğur Vardan eleştiri yazısını okumak isterseniz buyurun.
‘Drive My Car’ BluTV’de gösterilmeye başlandı, filmi daha önce kaçırdıysanız eğer bu fırsatı yakalayıp izlemenizi tavsiye ederim.