Brüj’den rol çalan şehir: Gent

Gezi 26 Kasım 2023
Bu haber 1 yıl önce yayınlandı

Muhteşem cephelerine hayran kalacağınız Orta Çağ’dan uzanan evleri, nehir manzarası ve pitoresk sokaklarıyla buram buram tarih kokuyor Gent. Acele etmeyin, tarihi merkezlerinde, ara sokaklarda kaybolun, pişman olmayacaksınız.

Hem önemli bir liman, hem üniversite şehri

Gent, Belçika’nın Brüksel ve Anvers’ten sonra üçüncü büyük şehri. Aynı zamanda Belçika’nın Felemenkçe konuşulan Flaman Bölgesi’nde Doğu Flandre vilayetinin başkenti ve en büyük yerleşim birimi. Schelde ve Lys nehirlerinin kavuşma bölgesinde kurulan Gent, Orta Çağ’da, Kuzey Avrupa’nın en büyük ve en zengin şehirlerinden biriymiş. Günümüzde ise hem önemli bir liman ve hem de Gent Üniversitesi’ne ev sahipliği yapıyor.

Orta Çağ’dan kalma binalara hayran kalacaksınız

Gent, Brüksel’den 30 dakika uzaklıkta. Brüksel- Midi/Zuid Tren İstasyonu’ndan kalkan Gent-St.Pieters treniyle şehre geliyor ve 15 dakika yürüdükten sonra şehir merkezine ulaşıyorsunuz, elbette tramvaya da binebilirsiniz ama şehir merkezine yürüyerek gelmenin her zaman ayrı bir keyfi olduğunu düşünenlerdenim. Şehrin tarihi merkezinde, nehir kıyısındaki Orta Çağ’dan kalma eski lonca evleriyle güzeller güzeli Brüj’ü (Brugge) anımsatsa da sakinlik ve romantizm yerini burada daha turistik kaygılara bırakmış ama haksızlık etmeyelim, çok ama çok güzel bir şehir Gent.

Alacakaranlıkta peri masalını andıran bir güzellik:St. Michael Köprüsü

Kartpostallardan fırlamış da önünüze düşmüş gibi duran zarif St. Michael Köprüsü’nün (Sint-Michielsbrug) gündüzü ayrı güzel, gecesi ayrı, hele akşam olup da o şık lambalarının loş ışığıyla aydınlanınca sanki bir peri masalından fırlamış gibi. Şehirdeki en romantik yerlerden biri olduğuna hiç şüphe yok. Eski Balık Pazarı, Graslei ve Korenlei, Gravensteen, St Michael Kilisesi bu köprüde durduğunuzda önünüzde uzanıyor ve unutulmaz Gent fotoğraflarının en ünlü mekanlarından biri.

Şehir turuna Korenmarkt’tan başlayın

Gotik mimariyi seviyorsanız Belçika’da kesinlikle göbeğindesiniz, tadını çıkarın. Acele etmeyin, tarihi merkezlerde, ara sokaklarda kaybolun, pişman olmayacaksınız.
Gent’in meşhur köprüsü St.Michael Köprüsü üzerinden şehir merkezi Korenmarkt’a gidin. 10’uncu ve 11’nci yüzyıllarda tahıl ticaretinin yapıldığı, diğer adıyla Buğday Pazarı olan Korenmarkt, Gent’in asırlık tarihine şahit olacağınız, Lys Nehri ve St. Nicholas Kilisesi arasında duran bir meydan. Nefes kesici bir manzarası var. Otantik pub’ları ve restoranlarıyla çok hoş. Korenmarkt’ın diğer tarafında Donkersteeg var. Adı ‘karanlık sokak’ anlamına geliyor ama siz adına bakmayın! Mücevher, deri eşya ve el yapımı çikolatalara kadar aradığınız her şeyi bulabileceğiniz cıvıl cıvıl bir alışveriş caddesi. Korenmarkt’ın hemen köşesindeki küçük köprü Grasbrug’a yaslanıp Gent’i içinize çekmeyi de ihmal etmeyin! Hava müsade ederse tekne turuna da çıkabilirsiniz.

Graslei’nin güzelliği nefesinizi kesecek

11’inci yüzyıldan bu yana gemilerin yanaştığı, 12’nci yüzyıldan kalma evleriyle Graslei’nin güzelliği dillere destan. Görünce siz de ne demek istediğimi anlayacaksınız. Sakince duran Graslei Kanalı ve çevresi hem turistler hem de yerel halk için kelimenin tam anlamıyla bir cazibe noktası. Su kenarında uzanan evlerin her biri tarihi bir mücevher. Örneğin Cooremetershuys artık bir aksesuar mağazası ama Orta Çağ’da resmi mısır ölçümcüsü oradaki tahıl ticaretine başkanlık ediyormuş. Özgür Denizciler Lonca Evi’nin cephesi de tamamen restore edilmiş. ‘t spijker’ olarak da bilinen eski mısır deposunun görkemli, basamaklı çatısı 13. yüzyıldan beri şehre güzellik katıyor. Elinize Belçika’nın 400 küsur birasından birini alıp pek ünlü patates kızartmasıyla beraber nehir kıyısında keyif çatmanını bedeli asla parayla ölçülemez.

Lys Nehri’ni bir de gün batımında görün

Korenmakt’ın yanında sıralanan ve artık bu coğrafyanın simgesi olduğu için kanıksadığınız beşik çatılı evlerle Lys (Leie) Nehri gün batımında o kadar güzel ki başka bir çağa ışınlanmış gibi hissedeceksiniz. Fotoğraf çekmek istiyorsanız aynı mekanlara hem gündüz hem de gece gitmenizi tavsiye ederim, çok farklı şeyler bulacaksınız.

Kontların gücünün ve feodal baskının simgesi: Gravensteen

Bir Gent gezisi gri duvarlarıyla sizi nehir kıyısında karşılayan Gravensteen’i (Kontların Kalesi) ziyaret etmeden tamamlanmış sayılmaz. 12’nci yüzyıl hanedan kültürü hakkında ipuçları sunan kalenin oldukça çalkantılı bir geçmişi var. Bir zamanlar Gent halkı açısından gücün kötüye kullanılmasının, feodal baskının, korkunç işkence yöntemlerinin ve acımasız bir soruşturmanın simgesi olmuş, şehrin siyasi ve sosyal tarihiyle iç içe geçmiş bir kale burası. Flanders’da hendeği ve büyük ölçüde sağlam savunma sistemi olan geriye kalan tek Orta Çağ kalesi. Flanders Kontları, Orta Çağ’daki eski ahşap yapıları, 24 kuleyle dolu, tamamen taştan inşa edilmiş surlarla bir iç kaleye dönüştürmüş. Dolayısıyla Gent şehrinde tarih boyunca kontların gücünün bir simgesi olmuş. Surlar, kale, kontun ikametgahı ve ahırlar ziyaretçilere açık. İşkence aletlerinin durduğu bir cellat dolabının olması insanın tüylerini ürpertmiyor değil tabii.

Gent manzarasının tadını Çan Kulesi’nde çıkarın

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olan Gent Çan Kulesi (Gent Belfry ya da Belfort van Gent), St Bavo Katedrali ile St Nicholas Kilisesi arasında, eski şehir merkezine bakan üç Orta Çağ kulesinden ortada duranı. 91 metrelik yüksekliğiyle Belçika’nın en yüksek çan kulesi. Yapımına 1313 yılında başlanmış ve 1380’de tamamlanmış. Sonrasında Brugge’den getirilen yaldızlı ejderha kulenin tepesinde yerini almış. Bu ejderha, çan kulesinin sembolik koruyucusu niteliğinde. Merdivenleri tırmanın, çan sesini dinleyin ve en önemlisi Gent şehrinin manzarasının tadını çıkarın.

Şehirdeki en anıtsal yapı: Aziz Bavo Katedrali

1000 yılı aşkın bir süredir var olan Aziz Bavo Katedrali, Gent’teki en anıtsal kilise. Gent piskoposluğunun ana kilisesi. Portre galerisi, şapellerdeki türbeler ve mahzendeki mezarlar onun bir piskoposluk kilisesi olarak özel işlevine tanıklık ediyor. St. Bavo Katedrali aynı zamanda Van Eyck kardeşlerin başyapıtı olan ‘Mistik Kuzu’ya da ev sahipliği yapıyor. Kilise hazinesi özel ayinle ilgili objeler ve dini sanat eserleri içeriyor. Aziz Bavo Katerali’ni görmüşken St. Bavo Manastırı’na da gidebilirsiniz. 7’inci yüzyılda Gent’in pagan sakinlerini dinlerine döndürmek amacıyla kurulan St. Bavo Manastırı’nın kalıntıları artık Leie ve Scheldt nehirlerinin birlikte aktığı kıvrımlı bölgede bulunuyor. Korunan harabe özellikle tarih ve arkeoloji tutkunları için.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.