ABD medyasından kritik iddia: Çin’in casus balonu istihbarat topladı
G7 ülkeleri arasında Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ne katılan tek ülke İtalya baskılara boyun eğerek anlaşmadan çekildiğini resmen Çin'e bildirdi. Beijing'in karara tepkisi sert oldu, İtalya'da ise karmaşık tepkiler oluştu.
İtalya aylardır “ha çıktı ha çıkacak” derken Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nden çekilme kararını bu sefer gerçekten ve resmen Beijing’e bildirerek müttefiklerini rahatsız eden işbirliğine son verdi.
Başbakan Giorgia Meloni İtalya’nın Kuşak ve Yol Girişimi’ne katılmasını daha önce de “hata” olarak nitelendirmiş, Çin’le “ortak çıkarları olan konularda ilişkileri sürdürmeye devam edeceğini” vurgulamakla birlikte girişimden çekilmeyi düşündüğünü kamuoyuna açıklamıştı.
Bu açıklamalardan üç ay sonra ayrılık haberi geldi. İtalyan gazetesi Corriere della Sera’ya göre İtalya hükümeti Çin’e anlaşmadan çekildiğini 3 Aralık’ta bildirmiş. İtalya ayrılacağını Çin’e resmen bildirmeseydi 2024 yılı başında anlaşma otomatik olarak beş yıl daha uzatılacaktı.
Kuşak ve Yol Girişimi Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan eski İpek Yolu’nu yeniden canlandırmak için yollar, köprüler ve limanlar gibi altyapı çalışmalarına yatırımlar yapılmasını içeriyor. 100’den fazla ülkenin katıldığı proje Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in dış politika vizyonunun da merkezinde yer alıyor.
Ancak pek çok eleştirmene göre Beijing projeyi jeopolitik nüfuzunu genişletmek için araç olarak kullanılıyor ve yoksul ülkelere sürdürülemez borçlar yüklüyor.
İtalya, Çin’in bu iddialı uluslararası ticaret ve altyapı yatırım girişimine katılma kararını 2019 yılında aldı. O dönem bu kararı alan tek G7 ülkesi olduğu için Batılı müttefikleri epey şaşkınlık yaşamıştı.
İtalya’nın eski NATO Büyükelçisi Stefano Stefanini, popülist Beş Yıldız Hareketi ve Matteo Salvini’nin sağcı partisinden oluşan o dönemki koalisyon hükümetinin “girişimin jeopolitik önemini hafife aldığını” söyledi ve “Çin’e sırnaşarak paçayı kurtarabileceklerini sandılar, hem de bunu yapan tek G7 ülkesiyken” diye ekledi.
Bir tarafta Beijing, diğer tarafta Washington ve Avrupa Birliği bloğu oluşmuşken ve Batı stratejik olarak Çin’e bağımlılığını azaltma çabasına girişmişken İtalya’nın Kuşak ve Yol’da kalmasının savunulacak bir yanı kalmadığını söyleyen Stefanini “Artık ‘riskten arındırma’ (de-risking) denen resmi bir G7 politikası var. ABD mevcut İtalyan hükümetine bu girişimdeki yerinin G7’deki konumuyla bağdaşmadığını açıkça belirtti” dedi.
İtalyan hükümeti bu noktada Beijing’den sert bir misilleme gelmeden girişimden nasıl ayrılacağının yollarını aramaya başladı. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani Beijing’e giderken Meloni de eylül ayında Yeni Delhi’de düzenlenen G20 zirvesinde Çin Başbakanı Li Qiang ile görüştü.
Bu görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında Meloni İtalya’nın Çin ile güçlü bağlarını sürdürme isteğini vurgulasa da Kuşak ve Yol’dan çıkma sinyalini “Esas mesele Kuşak ve Yol Girişimi konusunda yaptığımız seçimlerden bağımsız olarak karşılıklı fayda sağlanabilecek ortaklığın nasıl sağlanacağıdır” diyerek vermişti.
Yeni Delhi’deki G20 toplantısının bir diğer önemi de İtalya’nın Hindistan’ı Körfez ülkeleri üzerinden Avrupa’ya bağlayacak yeni bir koridora taraf olmasıydı. Bu koridorla ilgili zirvede karar alınmasında en çok ABD Başkanı Joe Biden’ın etkisi olmuştu.
2019 yılında İtalya’nın Ekonomik Kalkınma Bakanlığı’nda müsteşar olarak çalışan Michele Geraci ise Meloni hükümetinin girişimden çıkmasını şiddetle eleştirerek “Bu girişimden çıkmanın hiçbir getirisi yok. Bu dünya çapında iş yapmak için hükümet korumasına ihtiyaç duyan İtalyan şirketlerine zarar verecek bir karar. İhracatımızın çok zarar göreceğini tahmin ediyorum. Çinli tüketicilerin İtalyan mallarına tepkisi sert olacaktır” dedi.
Geraci’nin tahmin ettiği gibi Çin’in tepkisi gecikmedi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin “Çin Kuşak ve Yol oluşumundaki işbirliğini karalamaya ya da baltalamaya yönelik her türlü girişime kesin şekilde karşı çıkmakta, bölünme ve cepheleşmeler yaratılmasına karşı çıkmaktadır” dedi.