İsrail Gazze’yi bombalarken oradaydı: Batı Şerialı bakanın ateş altında 20 günü
İsrail ve Hamas'ın yedi günlük de olsa ateşkes yapmasına ve pek çok rehinenin serbest bırakılmasına aracılık eden Katar, hem ABD'li hem de İsrailli sağcı siyasetçilerin hedefinde. Tel Aviv Mossad şefinin Katar'a gitmesine izin vermemiş.
İsrail ve Hamas arasında Katar’da şimdiye kadar yapılan müzakerelerin sonucu yedi günlük ateşkes ve 110 İsrailli kadın ve çocuğun serbest bırakılması oldu. Ancak ateşkes bozuldu ve görüşmeler çıkmaza girdi. Şu an Hamas’ın elinde 135 rehine olduğu, bunların 115’inin yaşadığı tahmin ediliyor. İsrail Katar’daki delegesini geri çekti, o zamandan bu yana da resmi görüşmeler başlamadı. Şimdi İsrail basınının bildirdiğine göre Tel Aviv artık Katar’ı arabulucu olarak görmek istemiyor.
Müzakereler hakkında bilgi sahibi bir kaynak CNN International’a yaptığı açıklamada İsrail, dış istihbarat servisi Mossad’ın şefi David Barnea’yı olası bir ikinci rehine takası anlaşmasını görüşmek üzere Katar başkenti Doha’ya göndermekten vazgeçti. Haberi ilk Kanal 13 duyurdu. Haberden kısa süre sonra Mısırlı kaynaklar Katar gazetesi El Arabi El Cedid’e Tel Aviv’in Kahire’den anlaşmalara arabuluculuk etmesini istediğini söyledi.
Buna göre Barnea pazar günü Mısırlı mevkidaşı Abbas Kamil ile görüşmüş ve ona İsrail’in müzakerelere yeniden başlamaya açık olduğunu söylemiş.
İsrailli rehinelerden bazılarının aileleri Barnea’nın seyahatini iptal etmesine öfkelendi ve bu kararla ilgili açıklama istedi. Aileler ortak açıklamalarında “İlgisizlikten ve çözümsüzlükten bıktık” dedi. Açıklamada “Aileler rehinelerin serbest bırakılması için anlaşma yapılması talebinin reddedildiği raporla şoka uğradı. Bu açıklama ailelerin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant ile görüşme talebinin görmezden gelinmesi üzerine geldi. Üstelik aileler daha taleplerine yanıt alamadı” dedi.
Barnea İsrail adına müzakerelere liderlik ediyor, müzakerelerde ABD’yi de CIA şefi Bill Burns temsil ediyordu. Rehineler arasında sekiz Amerikan vatandaşının olduğu düşünülüyor. ABD’li rehinelerin aileleri dün Washington’da ABD Başkanı Joe Biden ile bir araya geldi.
Katar, Hamas’a olası bir rehine anlaşmasında sadece kadın rehineleri değil erkek rehineleri de serbest bırakması yönünde bir teklif götürmüş. Ancak CNN’in haberine göre Hamas son günlerde rehine müzakerelerini yeniden başlatma girişimlerine yanıt vermiyor. Hamas savaş devam ederken başka bir anlaşmaya onay vermeyeceğinin altını çizmişti.
Katar son yıllarda ABD ile Taliban arasındaki barış görüşmeleri olsun, ABD ile İran arasındaki esir takası olsun pek çok dolaylı görüşmeye ev sahipliği yaptı. Savaşın başından bu yana arabulucu olarak öne çıkmasında bu hafta başında öğrenildiği üzere İsrail hükümetinin dolaylı izniyle son 10 yılda Gazze’ye milyarlarca dolarlık yardım yapmasının ve Hamas’ın siyasi büro liderlerinin burada faaliyet göstermesinin payı var.
Ne var ki Katar’ın bu son arabuluculuğu en büyük risklere gebe kaldı. Mesela ABD ve İsrail’deki sağcı siyasetçiler Hamas’ın lider kadrosunu Doha’da ağırladığı için Katar’a saldırılarını artırdı ve işi Doha’nın terörizmi desteklediği iddiasına kadar vardırdı. ABD’li Cumhuriyetçi Senatör Mike Lee “Katar’ın elinde kan var” diye yazarak Biden yönetiminden Katar’a yaptırım uygulanmasını istedi.
Qatar has blood on its hands.
President Biden should demand that Qatar arrest Hamas leaders and seize their assets.
He should make this demand every day—twice on Tuesdays—at least until every hostage has been safely returned.
If Qatar refuses, there should be consequences.
— Mike Lee (@BasedMikeLee) November 26, 2023
Katar ise Hamas’ın 2012 yılında Doha’da ofis açmasına izin verilmesine Obama yönetiminin Katar’dan Washington ile Hamas arasına dolaylı kanal açmasını istemesinin ardından izin verdiğini söylüyor. Katar’ın ABD büyükelçisi ekim ayında Wall Street Journal’da yazdığı yazıda “Hamas’ın Katar’da ofisinin olması destek olarak algılanmamalı” demişti.
Katar her ne kadar ABD’nin İran ile eylül ayında bir anlaşmaya varmasına yardımcı olsa da, sonrasında ABD’nin baskısıyla karşı karşıya kaldı. Bu anlaşmada ABD’nin İran’ın dondurulmuş altı milyar dolarının yeniden dolaşıma girmesine izin vermesi karşılığında Tahran elindeki ABD vatandaşı esirleri serbest bırakmıştı. Ne var ki Temsilciler Meclisi anlaşmaya büyük tepki gösterince Biden yönetimi İran’la yapılan anlaşmayı askıya alması için Katar’a baskı yapmıştı. Bu Tahran’ı kızdırmış ve Katar’ın güvenilir arabulucu olarak itibarına zarar vermişti.
İsrail’in Katar’a tepkisi ise yeni başlamış bir şey değil. Müzakereler devam ederken bile Katar’a yönelik tehditler sürüyordu. İsrail’in üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi ordu radyosundaki açıklamasında Gazze’deki savaş sona erince İsrail’in emirlikle hesaplaşacağını söylemişti. Tehdidi daha da somutlaştırmak için İsrail, 2 Aralık’ta tam da delegesini Doha’dan çekerken, bir hava saldırısında Katar’ın finanse ettiği konutu yerle bir etmişti.
Hagop Kevorkian Yakın Doğu Çalışmaları Merkezi’nin yöneticisi Mohamad Bazzi The Guardian’da yazdığı bir köşe yazısında ABD ve İsrail’in Katar’daki Hamas varlığını eleştirmesinin hata olduğunu söylüyor. Çünkü bu durumda Hamas’ın siyasi bürosu İran ya da Lübnan’a taşınabilir ki bu hem ABD, hem de İsrail için müzakere kapısının tamamen kapanması anlamına gelir.