Milli Eğitim Bakanı Tekin: Gerekirse ‘kız okulları’ açabilmeliyiz
Bakan Yusuf Tekin'in Milli Eğitim Bakanlığı'nın imzaladığı protokollerle ilgili sözlerine muhalefetten ve sivil toplumdan tepkiler yükselmişti. Tekin'i savunmak için çok sayıda dini cemaat bir araya gelip açıklama yaptı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın aralarında kimi dini cemaat ve vakıfların da bulunduğu sivil toplum örgütleriyle imzaladığı protokoller son günlerde yeniden tartışma gündeminde. Bakanlığın protokollerine gerek muhalefet partilerinden, gerekse TUSİAD gibi sivil toplum örgütlerinden çok sayıda tepki geldi. Bu tepkiler sonrası bu kez de bir grup dini cemaat ve vakıf bir araya gelip hem protokolleri hem de Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i savunan bir açıklama yaptı.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 17 Aralık’ta TBMM Genel Kurulu’nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçe görüşmeleri sırasında Meclis kürsüsünden, “Bunların içinde sizin tarikat-cemaat dediğiniz bizim STK dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Ve ben bu protokollerle bize hizmet eden, destek olanlara da teşekkür ediyorum. Onlarla da protokol yapmaya devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor. Onlardan siz bunun için rahatsızsınız…” demişti.
Bu sözlere günlerdir muhalefet tepki veriyor. Bu tepkilere karşı tepki de dün geldi. Menzilci iş insanlarının çoğunlukta olduğu TÜMSİAD, Erenköy cemaatini temsilen Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, Ensar Vakfı, Hayrat Vakfı, İhlas Vakfı, KADEM, Okçular Vakfı, SETA gibi yapıların bulunduğu Milli İrade Platformu dün ortak bir açıklama yaptı.
O açıklama şöyle:
“Kimdir bunlar? “Çağdaşız” derler, iki asır öncesinin köhnemiş ideolojilerinin peşinden giderler. “Yurtseveriz” derler, bu yurdun insanlarını, değerlerini hor görüp aşağılarlar.
“Demokratız” derler, kendi yankı odalarının dışında bir ses duymaya tahammül edemezler.
“Cumhuriyetçiyiz” derler, Cumhuriyete yirmi yılda çağ atlatan iktidara karşı kin güderler.
“Aydınız” derler, karanlık zihinlerinin çürümüş düşüncelerini ortalığa saçarlar. “Atatürkçüyüz” derler, küresel efendilerinin sansürlerine boyun eğerler.
“Sanatçıyız” derler, aslında payeleri kendilerinden menkuldür ve icra ettikleri bir sanatları da yoktur.
Bunlar bu ülkeye, bu ülkenin insanlarına, değerlerine, geleneğine, kültürüne ve dinine savaş açan bir güruhtur.
Bunlar Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin “STK’larla protokol yapmaya devam edeceğiz” dediğinde dağdaki ve ovadaki efendileri tarafından kumanda edilen bir avuç zavallıdır!”
***
Çünkü bu güruh; bu ülkeyi, bu ülkenin insanlarını ve değerlerini sevmiyor!
Bu nedenledir ki bunlar; İslam’a karşı düşmanlıklarını Müslümanların kurdukları STK’lar üzerinden yansıtmaktan geri durmuyorlar.
Düşüncelerine ve davranışlarına karşı çıkılacağını bildiklerinden açıktan düşmanlık yapamadıkları için nefretlerini Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin üzerinden yansıtmaya çalışıyorlar.
Oysa biz, bunları çok iyi tanıyoruz. Seslerinin çok çıkmasının da suçluluk psikolojisinden olduğunu gayet iyi biliyoruz.
Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin’i destekliyor, Bakanımızı ilkeli ve onurlu duruşundan dolayı takdir ediyoruz!