Haaretz ‘Mossad UCM’yi tehdit etti’ haberini iki yıl önce yapacaktı, ama onlar da tehdit edildi
Filistinli örgütler ve İsrail arasındaki savaş misilleme saldırılarıyla beraber yedi cepheye yayılmış durumda. Savaş sonrası Gazze senaryolarına FKÖ'den ret çıkışı gelirken İsrail de savaşın daha aylarca sürebileceğini açıkladı.
İsrail’in Gazze işgaline karşı Filistinli örgütlerin mücadelesi devam ederken savaşın sonuna dair senaryolar da masada. İsrail ve müttefikleri masaya teknokrat yönetim kartını sürüyor, Filistin ve destekleyen ülkeler de karşı çıkıyor. 7 Ekim’de Hamas’ın başlattığı Aksa Tufanı Operasyonu ardından karşı saldırıya geçen ardından da Gazze’yi işgale soyunan İsrail 20 bini aşkın Filistinliyi katletti. Katliam, açlık, yokluk içinde hayatta kalma savaşı veren Filistinliler saldırılardan kaçmaya çalışırken öldürülenlerin naaşları da İsrail tarafından alıkonuyor, hatta İsrail güçlerinin Filistinlilerin cesetlerinden organ çaldığı iddiası bile var.
Tüm bunlar yaşanırken diplomasi masasında da başka bir tartışma devam ediyor: Savaştan sonra Gazze nasıl yönetilmeli?
Gazze’nin geleceğine yönelik senaryolar yazıladursun savaşın uzun süre biteceği de yok gibi görünüyor. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant şu an yedi cephede saldırı altında olduklarını altısına karşı çoktan harekete geçtiklerini söyledi. Öte yandan İsrail Genelkurmay başkanı da savaşın aylarca sürebileceğini “sihirli çözümler yok” diyerek duyurdu.
Savaşın yayılan tansiyonuyla bölgesel bir savaş korkusu son günlerde kendini iyiden iyiye hissettiriyor.
İsrail Gazze’deki savaşın Hamas yok edilene kadar süreceğini her defasında dile getiriyor, bu hedef onlar için gerçekleşene kadar da savaş Tel Aviv’in söylemlerine göre bitmeyecek. Bu söylem en son İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’den geldi. Halevi “Sihirli çözümler yok, bir terör örgütünü bertaraf etmek için kısa yollar yok, sadece kararlı ve sürekli mücadele var. Haftalar ya da aylar da sürse Hamas’ın liderlerine de ulaşacağız” dedi. İsrail ve en büyük destekçisi ABD savaşın ilk haftalarından Gazze’nin savaştan sonraki durumunu masaya yatırmaya başlamıştı. Bu senaryoda Hamas’ın tamamen ortadan kaldırıldığı ve Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Gazze’de yönetime gelmesi ihtimali üzerinde duruluyordu. Bu plan daha çok ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken tarafından dile getirilmişti. İsrail’in istediği ise başarılı olacak hiçbir Filistin otoritesine izin vermeme yönündeydi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “Gazze’de hiçbir Filistin otoritesine izin verilmeyeceğini” söyledi. İsrail devlet televizyonu KAN’ın aktardığına göre Netanyahu 11 Aralık’ta Meclis Dışişleri ve Güvenlik Komitesi toplantısındaki konuşmasında “Gazze Şeridi, İsrail askerinin kontrolünde olacak. Savaş sonrasında Gazze’de sivil bir yönetim faaliyet gösterecek. Bölge, Körfez devletlerinin öncülüğünde ıslah edilecek. Uluslararası baskılara boyun eğmeyeceğiz” demişti.
Gazze’de savaştan sonraki senaryoların tartışmaları da Blinken’ın Kasım ayındaki konuşmasıyla gündeme gelmeye başlamıştı. ABD Dışişleri Bakanı “Bir noktada en mantıklısı, etkin ve yeniden canlandırılmış bir Filistin Ulusal Yönetimi’nin Gazze’nin başına geçmesi ve güvenlik sorumluluğunu üstlenmesi olacaktır” diye konuşmuştu. Blinken savaştan sonra Gazze’de ne Hamas ne de İsrail’in olacağını dile getirmişti.
İşte bu tartışmalar devam ederken bir tepki de FKÖ’den geldi. Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas Mısır “On” kanalına verdiği röportajda Netanyahu’nun Wall Street Journal’da yayınlanan yazısında yaptığı gibi üç şart sıraladı. Abbas’ın şartları şunlar oldu: Gazze’de sorumluluğu üstlenmeleri için saldırıların tamamen durması, insani yardımların ulaştırılması ve Filistinlilerin tehcir edilmesinin engellenmesi gerektiği…
Abbas İsrail’in Gazze’den çıkması durumunda üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarını belirterek Filistin yönetiminin Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’teki sorumluluklarını tek bir Filistin devleti olarak üstlenmeye hazır olduğunu dile getirdi. Gazze’de zaten var olduklarını, geri dönmek gibi bir şeyin olmadığını, orada kendilerine bağlı kurumların, personelin ve gençlerin olduğunu ifade eden Abbas Gazze halkına ve kurumlara aylık 140 milyon dolar ödeme yapıldığını, bakanların beşinin ‘inin Gazze’den olduğunu, bunların üçünün orada ikamet ettiğini söyledi.
Abbas “Her an uluslararası bir konferans düzenlenebilir. Biz durumu uluslararası meşruiyetin hayata geçirilmesi ve Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’ü kapsayan bir Filistin devleti temelinde incelemeye hazırız” dedi.
Abbas aynı zamanda savaş sonrası Gazze planlarında ABD ve İsrail’in ter düştüğü noktalara da değindi. İsrail’in Gazze’de kalmak istediğini vurgulayan Abbas “İsrail burada kalmak ve Filistin topraklarından parçalar koparmak istiyor. Ancak dünya bunu kabul etmiyor. Teorik olarak ABD de buna karşı” dedi.
Gazze Şeridi 1996-2006’da Filistin Ulusal Yönetimi’ne bağlıydı. Ancak Hamas, 2006’da yapılan seçimlerde, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın partisi el Fetih’i geçerek 132 sandalyeli mecliste 74 koltuk kazanmıştı. Fetih ise 45 sandalyede kalmıştı. Daha sonra taraflar arasında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle 2007’de Gazze’de patlak veren çatışmalarda, Hamas bölgenin kontrolünü ele geçirmişti.
İsrail’in eylemleri son zamanlarda Gazze’nin orta bölgesinde yoğunlaşmış durumda. İsrail ordusu sivillere bölgeyi terk etmelerini söylese de sivillerin gidecek bir yeri de kalmadı. Öte yandan endişeler de sürüyor, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Şefi Sözcüsü Seif Magango “Noel arifesinden bu yana 100’den fazla Filistinlinin hayatına mal olan İsrail bombardımanından ciddi endişe duyuyoruz” dedi. Endişeler, uyarılar, çağrılar devam etse de İsrail, Gazze’yi her geçen gün yok ediyor. Hatta savaşın en başından bu yana yaşanan çatışmanın bölgesel bir savaşa evrilmesi korkusu da katlanarak artıyor.
İngiltere merkezli haber ajansı Reuters savaşın yayılmaya başladığı yönündeki emareleri yazdı. Yemen’deki İran destekli Husiler Kızıldeniz’de salı günü kargo gemisine düzenlenen füze saldırısını ve İsrail’e insansız hava araçlarıyla saldırı girişimini üstlendi. Husiler dünyanın en işlek nakliye yollarından biri olan Kızıldeniz’in girişinde İsrail’le bağlantısı olduğunu söyledikleri gemilere saldırıyor. Milisler saldırıların İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına bir yanıt olduğunu söylüyor. Pazartesi günü İsrail’in düzenlediği bir hava saldırısında Suriye’de İran Devrim Muhafızlarının üst düzey bir lideri öldürüldü. Salı günü Lübnan sınırında ise İsrail Hizbullah’ın bir kiliseye tanksavar füzesi fırlatarak dokuz İsrail askeri ve bir sivili yaraladığını, ardından da bir caminin yakınından roket atarak misilleme hava saldırıları düzenlediğini söyledi.
Bu arada Hindistan’da, Yeni Delhi’deki İsrail Büyükelçiliği yakınlarında bir patlama meydana geldi. Yetkililer hiçbir personelin yaralanmadığını söyledi. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant çok cepheli bir savaşın içinde olduklarını ve yedi cepheden saldırıya uğradıklarını söyledi. Gallant milletvekillerine yaptığı açıklamada İran destekli militanların aktif olduğu altı yerin yanı sıra İran’ın kendisini de sayarak “Gazze, Lübnan, Suriye, Judea ve Samarya (Batı Şeria), Irak, Yemen ve İran” dedi.
“Bu alanların altısına çoktan karşılık verdik ve harekete geçtik” diyen Gallant İsrail’in henüz harekete geçmediği alanın hangisi olduğuna değinmedi.
Beyaz Saray da İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’in Salı günü Washington’da ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile bir araya gelerek savaş ve rehinelerin iadesi konularını görüşeceğini açıkladı. ABD son haftalarda İsrail’e savaşın dozunu azaltması ve Hamas liderlerine yönelik daha hedefe yönelik baskınlar düzenlemesi için açıkça baskı yapıyor. ABD güçleri Ortadoğu’da İran destekli güçlerin de hedefi haline geliyor. ABD ordusu Pazartesi günü Irak’ta Kataib Hizbullah militanlarına misilleme hava saldırıları düzenlerken Erbil’deki bir ABD üssüne düzenlenen insansız hava aracı saldırısında bir ABD askerinin durumu kritik olmak üzere iki asker de yaralanmıştı.
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme” gerekçesiyle İsrail’e 7 Ekim’de kapsamlı saldırı düzenledi. İsrail, 7 Ekim’deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı. İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarında en az 8 bin 500’ü çocuk, 6 bin 300’ü kadın olmak üzere, 20 bin 915 Filistinli öldürüldü, 54 bin 918 kişi de yaralandı. Enkaz altında binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı tahrip ediliyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 161’i karadan işgal sürecinde olmak üzere 495 askerinin öldürüldüğünü duyurdu. Çatışmalara 24 Kasım’da 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan “insani arada” 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti. İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de İsrail güçleri ve yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 303 Filistinli hayatını kaybetti. İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim’den bu yana sınırda devam eden çatışmalarda 26 Lübnanlı sivil, 128 Hizbullah mensubu ile 5 İsrailli sivil ve 9 İsrail askeri öldü.