Çağrı cihazı patlamaları İran destekli grupları korkuttu: Örgütler nasıl önlemler alıyor?
İran Devrim Muhafızları Sözcüsü Tuğgeneral Şerif'in "Aksa Tufanı Kasım Süleymani suikastının intikamıydı" açıklaması Hamas tarafından reddedilince Tahran düzeltme yapmak zorunda kaldı.
Filistinli örgütler ve İsrail arasındaki savaş, katliamlar ve insan hakları ihlalleri dışında müttefikler arasında gerilen iplerle de gündeme geliyor. 7 Ekim’deki Aksa Tufanı operasyonu ardından genelde ABD ve İsrail’in arasındaki anlaşmazlıklar gündeme gelse de bu kez polemiğin adresi değişti. Hamas ve İran, İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani suikastı nedeniyle ters düştü. Aksa Tufanı’nı “Süleymani suikastının intikamlarından biri” olarak niteleyen İran Devrim Muhafızları Hamas’tan gelen tepki üzerine söylem değiştirmek zorunda kaldı.
Savaşın başından bu yana sert şekilde Hamas’tan yana tavır alan, İsrail ile ticari ilişkilerine devam eden Müslüman ülkeleri ifşa eden İran, Hamas’la Süleymani yorumu nedeniyle önce gerildi, ardından açıklamasına düzeltme yapmak zorunda kaldı. İran Devrim Muhafızları Ordusu Sözcüsü Tuğgeneral Ramazan Şerif’in “7 Ekim’deki Aksa Tufanı’nın İranlı general Kasım Süleymani suikastının intikamlarından biridir” sözlerini Hamas’ın reddetmesi gündeme gelmişti. Hamas’ın “Hamas İran Devrim Muhafızları Sözcüsü Tuğgeneral Ramazan Şerif’in Aksa Tufanı operasyonu ve gerekçelerine ilişkin yaptığı açıklamaların geçerliliğini reddediyor” açıklaması İran’ı düzeltme yapmak zorunda bıraktı.
İran devlet televizyonunun aktardığına göre Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Selami 25 Aralık’ta Suriye’de İsrail’in saldırısında hayatını kaybeden Devrim Muhafızları Ordusunun üst düzey komutanlarından Razi Musevi için başkent Tahran’da düzenlenen cenaze töreninde konuştu. İran Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami ordu sözcüsü Şerif’in açıklamasını “Aksa Tufanı operasyonunun tasarımı ve uygulaması Filistinliler tarafından yapılmış ve Filistin dışında bir karar alınmamıştır” diye düzeltti.
Aksa Tufanı’nın perde arkasında İran’ın olduğu iddialarına yanıt olarak Selami “Biz eylemlerimizde dürüstüz. Biz resmi ve güçlü bir sistemiz. ABD İHA’sını düşürürken bunu dedik, tetikçilerini tutukladığımızda onlara gösterdik, Ayn El-Esad’ı vurduğumuzda söyledik, Erbil’deki Siyonist yuvasını yok ettiğimiz bunu söyledik, ne yapıyorsak korkmadan yaptığımızı söylüyoruz” dedi. Selami Devrim Muhafızları Sözcüsü’nün “Aksa Tufanı Komutan Kasım Süleymani’nin intikamıydı” sözlerinden kastının bunun operasyonun nedeni değil doğal sonucu olduğunu söyledi. Operasyonun tamamen Filistin’e ait olduğunu belirten Selami Filistin’in zaten güçlü olduğunu ve bu direnişin bitmeyeceğini tekrarladı.
Düzeltme 25 Aralık’ta Suriye’de İsrail’in saldırısında hayatını kaybeden Devrim Muhafızları Ordusunun üst düzey komutanlarından Razi Musavi’nin cenazesinde yapıldı. Öldürülen Musevi Süleymani’nin çok yakın arkadaşı olarak biliniyordu. İsrail medyası Musavi’yi “Süleymani sonrası İranlılara düzenlenen suikastlar içinde en yüksek profillisi” olarak tanımladı. Devrim Muhafızlarının açıklamasında da tuğgeneral Musavi’nin “şehit general Kasım Süleymani’nin yoldaşlarından biri ve Suriye’deki Direniş Cephesi’ne lojistik destekten sorumlu olduğu belirtildi. İran açıklamayı Süleymani suikastında yaptığı gibi “intikam” sözleriyle bitirdi.
Hamas İran Devrim Muhafızlarının 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği Aksa Tufanı saldırılarının “Süleymani suikastının intikamı” olduğu açıklamasını reddetmişti. Hamas tarafından yapılan açıklamada Aksa Tufanı’nın gerekçe ve nedenlerinin daha önce defalarca vurgulandığı ve bunların başında Mescid-i Aksa’ya yönelik tehditler olduğu belirtilmişti. Açıklamada “Bununla birlikte Filistin direnişinin tüm eylemlerinin Siyonist işgale ve onun halkımıza ve kutsal mekanlarımıza karşı devam eden saldırganlığına tepki olarak gerçekleştiğini teyit ediyoruz” denmişti.
Kasım Süleymani ABD operasyonuyla öldürülmesiyle tüm dünyanın gündemini değişmesine neden olmuştu. ABD’nin bu operasyonu Filistin’de de büyük yankı bulmuştu. Hem İslami Cihad, hem Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), hem de Hamas, Süleymani’nin “Filistin direnişine verdiği desteği” vurgulamıştı. Ancak Hamas bu açıklamaların ötesinde Süleymani’yi “Kudüs Şehidi” olarak da ilan etmişti. Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye Süleymani’nin cenaze törenine katılmış, “Süleymani Kudüs Şehididir” demişti.
Haniye’nin bu açıklamasını takiben 7 Ekim’den bu yana dünyanın çok daha yakından bildiği Hamas’ın silahlı kanadı Kassam Tugayları da açıklama yapmış ve Süleymani’nin “Mert ve yiğit bir Filistin dostu” olduğunu dile getirmişti.
Kassam Tugayları’nın açıklamasında “General Süleymani düşmanla mücadelede her türlü desteği vermek için yoğun çaba harcadı ve bu yolda etkili rol üstlendi. Onun en büyük hedefi ABD ve İsrail ile mücadele etmekti. İran İslam Cumhuriyeti’ndeki kardeşlerimize bu büyük komutanın yokluğu nedeniyle samimi bir şekilde taziyelerimizi arz ediyoruz. Biz İslam ümmetine Filistin İslami Direnişi olarak, bölgedeki tüm kötülüklerin kaynağı olan Siyonist İsrail ile mücadeleye devam edeceğimize söz veriyoruz. İnanıyoruz ki şehit Süleymani’nin kanı boş akmış olmayacak ve Siyonist işgalcilere ağır bedel ödetilecektir” denmişti.
Kudüs Gücü Komutanı Süleymani, Donald Trump’ın ABD başkanı olduğu 3 Ocak 2020’de, Uluslararası Bağdat Havalimanı yakınındaki Amerikan saldırısında öldürülmüştü.
ABD’nin Bağdat Havalimanında helikopterle düzenlediği saldırıda öldürülen Süleymani, Afganistan’dan Irak’a, Suriye’den Lübnan’a İran’ın bölgedeki politikalarını belirleyen kilit isimlerdendi. Doğrudan İran’ın dini lideri lideri Ali Hamaney’e bağlı hareket eden Süleymani, 1998’den bu yana İran’ın ülke dışındaki askeri-istihbari operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü’nün komutanlığını yürütüyordu. Kasım Süleymani, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2007’de getirilen uluslararası seyahat yasağına rağmen Suriye ve Irak başta olmak üzere bir çok noktada İran’ın askeri operasyonlarını yönetmişti.
Süleymani, Trump’ın Temmuz 2018’de İran’a yönelik savaş tehditlerine ilişkin yaptığı bir konuşmada, “Bizi dünyada ‘benzeri görülmemiş’ bir eylemle tehdit ediyorsunuz. Savaşı başlatabilirsiniz ancak onu bitirecek olan biziz” demişti.
İran’da 1957’de güneydoğu eyaleti Kirman’ın Afganistan sınırına yakın dağlık bir bölgesinde, aşiret yapılarının hakim olduğu Rabord köyünde dünyaya gelen Süleymani, ilkokulu bitirdiği yıl köyünü terk ederek Devrim Muhafızları Ordusuna katılmıştı. Askeri kariyerine 1979 İran Devrimi sonrasında başlayan Kasım Süleymani, sadece 45 günlük bir eğitimle orduya kabul edildi. Devrimden sonra İran-Irak savaşında gösterdiği üstün çabalarla dikkatleri çeken Süleymani, cephe gerisinde birçok operasyonu başarıyla yönetti. Henüz 20 yaşındayken Teğmen rütbesiyle 41’inci Sarullah Birliği’nin komutanlığını üstlenen Süleymani’nin bu savaşta gösterdiği başarılarla askeri kariyerinin basamaklarını hızla tırmanmaya başladı.
Lübnan’da Hizbullah ile çalışan Süleymani, 2006’da İsrail’in Hizbullah’ın bir İsrail askerini kaçırdığı gerekçesiyle Lübnan’a saldırmasıyla başlayan “33 Günlük Temmuz Savaşı’nda da Hizbullah’ın eğitim ve silahlandırılması sorumluluğunu yürüttü.
Irak’ta terör örgütü IŞİD’e karşı mücadele için kurulan Haşdi Şabi örgütünün oluşturulmasında büyük rol oynayan Süleymani,örgütün yönetiminde de söz sahibiydi. ABD’nin Haşdi Şabi üslerine saldırının ardından hafta başında ABD’nin Bağdat Büyükelçiliğini basan gruplar duvarlara “Kasım Süleymani liderimizdir” yazmıştı.