İsrail’de yeni deprem: Netanyahu Gallant’ı azledip ordunun başına asker değil siyasi komiser atayabilir
İran, ülkelerinde İsrail İstihbaratı Mossad adına casusluk yaptıklarını belirttiği 4 kişinin idam edildiğini duyurdu.
Filistinli örgütler ve İsrail arasındaki savaş devam ederken İran da İsrail’in İstihbarat Örgütü Mossad’la işbirliği içinde olduğunu iddia ettiği kişileri infaz etmeyi sürdürüyor. İran’ın devlet haber ajansı IRNA’da yer alan habere göre, Mossad görevlilerinin güdümünde İran’ın güvenliğine karşı geniş kapsamlı eylemlerde bulunan ve İsrail’e bağlı sabotaj ekibinin üyeleri olduğu iddia edilen 4 kişi bugün idam edildi.
Dosyada bulunan diğer mahkumlara da 10’ar yıl hapis cezası verildi.
İran’ın Batı Azerbaycan Eyaleti Başsavcısı Nasır Atebati, 24 Ekim 2023’te yaptığı açıklamasında, “Siyonist rejimle bağlantılı 10 ajanın, istihbarat gözetimi yoluyla tutuklandığını” duyurmuştu. Atebati, “Mossad görevlilerinin doğrudan rehberliği altında olan bu kişiler, ülkenin güvenlik birimleriyle işbirliği yapanları tespit edip kaçırarak, tehdit ve dövme yoluyla bilgilerini almaya çalışıyorlardı” demişti.
Atebati ayrıca sözkonusu kişilerin yaptıkları görevler karşılığında çeşitli vesilelerle “Siyonist Rejim’in ajanlarından” para aldıklarını söylemişti.
İran yargısının yayın kuruluşu Mizan üzerinden yapılan açıklamada da idam edilenlerin isimlerine yer verildi. Habere göre idam edilen kişiler; Wafa Henare, Aram Omari, Rahman Parhazo ve Nasim Namazi.
Sanıkların eylemleri arasında İran İslam Cumhuriyeti’nin güvenlik kurumlarıyla ilgili kişilerin silahlı takibi ve kaçırılması, sözkonusu kişilerin araba ve evlerinin ateşe verilmesi, video ve fotoğraf çekilmesi ve edinilen belgelerin Mossad görevlileriyle paylaşılması olduğu ifade edildi.
ABD ve İsrail, İran’ı Körfez’deki ABD kuvvetlerine ve İsrail bağlantılı gemilere saldırmak için insansız hava araçları ve füzeler kullanmakla itham ediyor. Tahran da İsrail’i nükleer programını hedef alan bir dizi sabotaj ve suikast düzenlemekle suçluyor. Bunlardan en önemlisi de 2020 yılında İran’ın programının kilit isimlerinden nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade’ye Tahran eyaletine bağlı Abserd ilçesinde düzenlenen suikastti. Bu suikastten İsrail’in sorumlu tutulmasına neden olan en büyük olay da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun öldürülmeden iki yıl önce Fahrizade için “Bu ismi unutmayın” demesi olmuştu. İran’ın en önemli nükleer bilim insanı Muhsin Fahrizade’yi taşıyan araç konvoyuna 2020 yılının Kasım ayında ateş açılmıştı. Fahrizade, yapay zeka yardımıyla uzaktan kontrol edilen bir makinalı tüfekten açılan ateşle öldürülmüştü. Muhsin Fahrizade’nin de bir zamanlar Devrim Muhafızları mensubu olduğu biliniyordu. Son yirmi yıl içerisinde İran’ın en önde gelen nükleer bilim insanlarından bazıları öldürüldü. İran’ın nükleer ve askeri tesislerine yönelik çok sayıda sabotaj gerçekleştirildi. Fakat İran güvenlik güçleri saldırganları ve planları engellemeyi başaramadı.
Mossad Başkanı David Barnea’nın, İranlı üst düzey yetkililere yönelik suikast tehditleri Eylül ayında da gündem olmuştu. Barnea, “sahadaki işbirlikçilerinden en üst rütbelere kadar İran’ın derinliklerinde hatta Tahran’da İran’a bedel ödetilebilecekleri” tehdidinde bulunmuştu. İran, İsrail dış istihbarat teşkilatı Mossad’ın Tahran’da ülkenin en üst düzey yetkililerine suikast tehditlerine karşı Tel Aviv yönetimine uyarıda bulunmuştu. İran’ın yarı resmi haber ajansı Tesnim, Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami’nin, başkent Tahran’da düzenlenen bir etkinlikte konuşmasına yer vermişti. Konuşmasında Mossad Başkanı David Barnea’nın, İranlı üst düzey yetkililere yönelik suikast tehditlerine işaret eden Selami, “Siyonistler, yeni anlamsız sözler etmeye başladı. Bizi suikastla tehdit ediyorlar. O halde onlara diyorum ki daha önceki suikastlar sizi daha güvenli hale getirdiyse devam edin” ifadelerini kullanmıştı.
İran daha önce Mahsa Amini protestolarında bölgesel baş düşmanı İsrail dahil “yabancı ülkeler için çalışan ajan” olduğu iddia edilen kişilerin tutuklandığını açıklamıştı. Aralık 2022’de de “İsrail istihbarat servisleriyle işbirliği yapmak” suçlamasından ölüm cezasına çarptırılan dört kişi idam edilmişti. Norveç merkezli İran İnsan Hakları’nın kasım raporunda, İran’ın bu yıl 600’den fazla kişiyi idam ettiği kaydedildi ve bu da verilere göre son 8 yılın en yüksek oranı. Bu oranın böylesi yükselmesinin nedeni İran İslam Cumhuriyeti’nin tarihinin en büyük isyanıyla karşılaştığı Amini protestoları.
Mahsa Amini, 13 Eylül 2022’de memleketi Sakkız kentinden ziyaret için geldiği başkent Tahran’da “ahlak polisi” olarak bilinen irşad devriyeleri tarafından “başörtüsü kurallarına uymadığı” gerekçesiyle polis nezaretine alınarak karakola götürülmüştü. Karakolda maruz kaldığı darp nedeniyle fenalaşan Amini, kaldırıldığı hastanede ölmüştü. Olay kamuoyunda infial uyandırırken ülkede birçok siyasetçi ve sanatçı tarafından da büyük tepkiyle karşılandı. Tepkiler, 17 Eylül’de Amini’nin cenazesinin memleketi Sakkız kentinde düzenlenen törenle toprağa verilmesinin hemen ardından sokaklara taşmıştı. Norveç merkezli İran İnsan Hakları Örgütüne göre, gösterilerde 537 kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi gözaltına alındı. İran medyasına yansıyan haberlere göre, gösteriler sırasında yaklaşık 70 güvenlik görevlisi de öldü.
İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, protestoların başlamasından sonra 3 Ekim’de yaptığı ilk açıklamada, “isyan” olarak tanımladığı protestolarla ilgili ABD ve İsrail’i suçlamıştı.