Kılıçdaroğlu WSJ’ye konuştu: Türkiye Batı ittifakının üyesidir, Putin de bunu çok iyi bilmektedir
ABD ve İngiltere'nin Kızıldeniz'de ticari gemilere saldıran Husilere gözdağı vermek için Yemen'e saldırısı beklendiği gibi sonuçlanmadı. Husiler ilk kez ABD destroyerine saldırdı. Hizbullah lideri Nasrallah Kızıldeniz'i ABD'nin gerdiğini söyledi.
ABD ve İngiltere’nin Kızıldeniz’deki gerginliği düşürmek için Yemen’e düzenlediği saldırılar ters etki yapmış görünüyor. Zira pazar gecesi Kızıldeniz bir kez daha karıştı. ABD Merkez Komutanlığı CENTCOM Yemen’de Husilerin kontrolündeki bölgeden Kızıldeniz’de faaliyet gösteren savaş gemilerine düzenlenen saldırının savaş uçaklarıyla engellendiği bildirildi. CENTCOM’un açıklamasına göre Husilere ait gemisavar seyir füzeleri Kızıldeniz’in güneyinde görev yapan USS Laboon’a doğru ateşlenmiş. Husilerin bu saldırısı bir ABD destroyerini hedef aldıkları ilk saldırıymış. Yaralanan olmamış, destroyerin hasar aldığına yönelik herhangi bir bilgi de paylaşılmadı.
Husilerin saldırısı çok da sürpriz sayılmaz. ABD ve İngiltere cuma günü Yemen’de Husilerin kontrolündeki bölgeleri bombaladı. Her iki ülke de saldırının Gazze’de devam eden savaştan bağımsız olarak gerçekleştiğini, esas amacın küresel ticaretin daha fazla aksamasının önüne geçmek için Husilere “gözdağı vermek” olduğunu söylüyor. Husiler kasım ayından beri Kızıldeniz’den geçen ve İsrail’le bağlantılı olduğunu düşündükleri gemileri hedef alıyor. Küresel deniz ticaretinin yüzde 12’si Kızıldeniz’de yapılıyor. Ayrıca Panama’da suların çekilmesi nedeniyle Kızıldeniz çok daha kritik bir konuma geldi. Husilerin saldırıları devam ederse küresel ekonominin büyük darbe göreceği düşünülüyor.
Ne var ki saldırılar Husiler üzerinde gözdağı etkisi yaratmadı. Aksine saldırıların ardından “ABD ve İngiltere artık meşru hedef haline gelmiştir” açıklaması geldi. Saldırılarda Husilerin saldırı kapasitesinin yalnızca dörtte biri yok edilebildi. Yetkililer hem Amerikalı hem de diğer Batılı ülke istihbaratlarının son yıllarda Husilerin hava savunma sistemleri, komuta merkezleri, mühimmat depoları ve füze ile dron üretim tesislerinin yerleri hakkında bilgi toplamak için fazla mesai ve kaynak harcamadığını söylüyor. Bu da Husi hedeflerini bulmayı zorlaştırıyor.
Husi destekçilerinden biri pazar günü ticari gemilere yönelik saldırıların “İsrail ile savaşta oldukları için” devam edeceğini söyledi. Yemenli gazeteci Hüseyin El Buhaiti ise ABD ve İngiltere Yemen’i bombalamaya devam ederse Husilerin Batı’ya ait savaş gemilerine saldıracağını ve bunun bölgedeki tırmanışı daha da büyüteceğini söyledi. İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron ise BBC’ye Husilerin saldırıları devam ederse Batı’nın “verdiği sözleri eylemlerle desteklemeye hazır olduğunu” söyleyerek saldırıların daha da artabileceğinin mesajını verdi. Şu anda Kızıldeniz’de faaliyet gösteren Amerikan ve İngiliz gemileri yüksek alarm düzeyinde.
ABD ve İngiltere’nin saldırısını endişeyle karşılayan ülkeler de var. Bunlardan biri Çin. Çin’in Dışişleri Bakanı Wang Yi Mısır ziyareti sırasında Beijing’in “sivil gemilerin hedef alınmasının durdurulmasını istediğini” söylese de, üstü kapalı şekilde ABD ve İngiltere’yi Yemen’i bombalamakla durumu daha da kızıştırmakla suçladı.
Öte yandan İngiltere Başbakanı Rishi Sunak Yemen’deki saldırılardan bu yana ilk kez milletvekillerine konuşacak. Sunak perşembe günkü saldırıların ölçeğinin sınırlı olduğunu ve hem bu denizden geçen ticari gemileri, hem de mürettebatın canını korumak için “gerekli olduğunu söylüyor. Ne var ki Sunak’ın parlamentoya danışmadan operasyona onay vermesi muhalefetteki bazı siyasetçilerin eleştirisine yol açtı. Muhafazakâr milletvekillerinin büyük kısmı hafta sonunda Sunak’ın tavrını desteklemiş olsa da Sunak Avam Kamarası’nda birtakım sorularla karşı karşıya kalabilir. Hükümetin askeri operasyonlar için önce parlamentonun onayını alması gerekmiyor. Ama son yıllarda Avam Kamarası’nun bilgilendirilmesi ve gerekirse konuyu tartışmak için bir esneklik yaratıldı.
Husiler gibi Direniş Ekseni’nde yer alan Lübnan Hizbullahı’nın lideri Hasan Nasrallah pazar günü televizyonda “ABD Kızıldeniz, Lübnan, Irak ve Yemen’in güvenliğinin tek bir şeye bağlı olduğunu anlamalıdır: Gazze’deki savaşın sona ermesi. Semptomlara çare aramak yerine esas nedeni tedavi etmeliler” dedi.
ABD’nin Husilerin Kızıldeniz’de İsrail’le çatışmayı bırakacağını düşünmekle hata yaptığını söyleyen Nasrallah “Asıl tehlikeli olan Amerikalıların Kızıldeniz’de yaptıklarının Filistin tarafına gitmeyen, İsrail’e ait olmayan ve hatta konuyla hiçbir alakası olmayan gemiler dahil tüm deniz yolculuklarının güvenliğine zarar verecek olması. Çünkü bu deniz artık füzelerin, insansız hava araçlarının ve savaş gemilerinin tiyatro sahnesine dönüşmüştür” diye devam etti.
İsrail ise savaşın son bulacağına dair herhangi bir işaret vermiyor, aksine savaşın daha da kızışacağının mesajını veriyor İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu cumartesi günü İran, Husiler, Hizbullah ve soykırım davası açan Güney Afrika’ya değinerek “Bizi ne Lahey ne şer ekseni ne de başka biri durdurabilir” dedi.
Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre şimdiye kadar neredeyse 24 bin Filistinli yaşamını yitirdi. Bunların yüzde 70’inin kadın ve çocuklardan oluştuğu tahmin ediliyor. Üstelik bu sayı daha sadece ölümü kesin olarak bilinen Filistinliler için geçerli. İsrail’in hava saldırılarında yıkılan binaların altında kalan kişilerin hepsi çıkarılamadığı için bu sayının çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor.