BM: Gazze’deki molozları temizlemek için en az 500 milyon dolar gerekecek
İsrail'in Gazze işgali devam ederken diplomasisi masasında da ise savaş sonrası senaryolar var. Biden ve Netanyahu'nun görüşmesinin satır araları dikkat çekici.
İsrail’in Gazze’ye işgaline destek veren Amerika Birleşik Devletleri (ABD) savaş sonrası senaryolarda Tel Aviv ile ters düşmeye devam ediyor. ABD, savaş sonrasında Gazze’de ne Hamas’ın ne de İsrail’in varlığının mümkün olamayacağını ifade ederek her defasında Batı Şeria’daki Filistin Yönetimini işaret ediyor. Ancak İsrail bu plana pek yanaşmıyor ve askeri varlığının süreceği bir Gazze’nin inşası için müttefiklerine baskı uygulamaya devam ediyor. Bu da zaten İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun geçen perşembe yaptığı basın toplantısındaki sözleriyle iyice gündeme gelmişti. Netanyahu, Ürdün Nehri’nin batısında kalan alanda hakim olmak istedikleri mesajı vermiş, ABD ise bu sözlere cılız da olsa tepki göstermişti.
Bu gelişmeleri takiben ABD Başkanı Joe Biden ve Netanyahu bir ayı aşkın süre sonunda ilk kez Cuma gecesi bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede Biden’ın savaş sonrası durum için iki devletli çözüm adına Netanyahu’ya baskı uyguladığı gündeme gelmişti. Söz konusu görüşmenin ayrıntıları ortaya çıktı. The Guardian’da yer alan habere göre, Biden İsrail Başbakanının iki devletli çözüme tümüyle karşı olmadığını ifade etti. İsrail medyası ise Netanyahu’nun Biden’a bir gün önce yaptığı açıklamalara bağlı olduğunu söylediğini yazdı. Görüşmenin satır aralarında savaş sonrası Gazze planı için Tel Aviv’in “gönlünü hoş tutacak” yeni seçeneklerin görüşülüyor olması da dikkat çekti.
Habere göre Biden, görüşmenin akabinde Netanyahu görevdeyken dahi bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının mümkün olduğunu dile getirdi.
Biden Cuma günü gerçekleşen görüşmeye ilişkin olumlu gözlemlerini aktarırken İsrail ise Cumartesi günü Han Yunus ve Cibaliye’ye ağır bir şekilde saldırmaya devam etti. Savaş diplomatik çabalara rağmen tüm hızıyla sürüyor ve öldürülen Filistinlilerin sayısı ise 25 bine dayanmış durumda.
Telefon görüşmesi, Netanyahu’nun savaş sonrası Filistin devletini desteklemeyeceğini açık bir şekilde söylemesinin hemen ardından gerçekleşti. Ancak Beyaz Saray sözcüsü John Kirby gazetecilere, görüşmenin zamanlamasının Netanyahu’nun perşembe günü söyledikleriyle alakalı olmadığını ifade ederek, Biden’ın sözkonusu görüşmeyi uzun zamandır planlamaya çalıştığını öne sürdü.
Biden ve Netanyahu savaşın ilk zamanlarında sürekli iletişim halindeydiler ancak iki lider, her ne kadar desteğin devam ettiği vurgusunu yapmayı sürdürse de bazı anlaşmazlıklar kendisi kamuoyunda iyice hissettirir hale geldi. Netanyahu ve Biden’ın Cuma günü yaptıkları 30 ila 40 dakikalık görüşme, 23 Aralık’tan bu yana ilkti.
İsrail’e sadık desteklerini her fırsatta dile getiren ABD’deki yetkililer, savaş sonrası senaryolar hakkında derinleşen çatlakları görmezden geldiler. Biden ise Cuma günkü telefonunda Filistinlilerin bağımsız bir devlet kurması gerektiği konusundaki görüşünü yineledi. Netanyahu görevdeyken iki devletli çözümün imkansız olup olmadığı yönündeki soruya Biden, “Hayır, değil” yanıtını verdi.
Biden “hayır” dedi ama İsrail bilindiği üzere ABD tarafından önerilen bütün savaş sonrası senaryoları reddetti. İsrail savaş sonrasında, kendi ordusunun Gazze’de önemli bir denetleyici rol üstlendiği bir yönetim öneriyor. Ancak Biden’a göre Tel Aviv’in tutumu değişmiş olmalı çünkü ABD Başkanı, Netanyahu’nun iki devletli çözüme tümüyle karşı olmadığını söyledi. Biden, “mümkün olan seçenekler var” dedi. Bu seçeneklerin ne olduğuna dair ayrıntılar ise henüz kamuoyu önünde dile getirilmedi.
İsrail medyası ise, Biden yönetiminin dile getirdiği “Netanyahu iki devletli çözüme tümüyle karşı değil” açıklamasının Tel Aviv tarafından reddedildiğini yazdı. The Times of Israel’de yer alan habere göre Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamada, “Başbakan Netanyahu, dün gece Başkan Biden’la yaptığı görüşmede, önceki gün düzenlediği basın toplantısında da dile getirdiği, yıllardır tutarlı tutumunu tekrarladı. Hamas’ın ortadan kaldırılmasının ardından İsrail, Gazze Şeridi’nin güvenlik kontrolünde kalmalı” denildi.
Açıklamanın devamında, bağımsız bir Filistin Devleti fikrinin “Gazze’nin artık İsrail için bir tehdit oluşturmaması talepleriyle çeliştiği” de vurgulandı.
Haberde, Biden’ın “farklı çözümler mümkün” cümlesine de gönderme yapıldı. The Times of Israel, başbakanlık ofisinin açıklamasının dikkatle kaleme alındığını belirterek, açıklamada “Tam egemen olmayan Filistin Devleti olasılığının dışlanmadığını” yazdı. Bunun da Biden’ın “farklı çözümler” önerisine bir atıf olabileceğine dikkat çekildi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bu ayın başlarında İsrail’e yaptığı ziyarette, Ortadoğu’daki Arap liderlerin, savaş sırasında büyük yıkıma uğrayan Gazze’nin yeniden inşasına yardım etmeye hazır olduklarını, ancak bu yardımın yalnızca Filistin Devleti’nin olduğu senaryo için geçerli olduğunu söylemişti.
Netanyahu ve yönetimi İsrail’de de büyük bir baskı altında. “Hamas’ı yok etme” amacıyla başlatılan savaşta ilerleme sağlanamamasından duyulan endişe arttıkça iç baskı da büyüyor. Anketler, Netanyahu’nun Likud partisine verilen desteğin azaldığını gözler önüne sererken, başbakanın aşırı sağcı koalisyon üyelerine bağımlılığının da arttığı belirtiliyor.
Perşembe günü Eski genelkurmay başkanı ve şu anki savaş kabinesinin üyelerinden Gadi Eisenkot, Netanyahu’nun Hamas’a karşı yürüttüğü kampanyayı sert bir şekilde eleştirdi. Hamas’ın elinde tuttuğu geri kalan esirlerin serbest bırakılması için ateşkes anlaşması yapılması gerektiği çağrısında bulundu. Hatta Eisenkot, hükümete güvenin azaldığını ifade ederek erken seçime gidilmesi gerektiğini de söyledi. İsrail’de halk, Netanyahu ve hükümetinin öncelikleri arasında rehinelerin olmadığını ifade ederek istifa çağrısında bulunuyor. İsrail’de hemen her akşam esir yakınları ve barış aktivistleri protesto gösterileri düzenliyor.
Baskı yalnızca halktan da değil, ABD her ne kadar “cılız” kalan tepkiler gösterse Netanyahu’nun esir takası anlaşması için baskı yapıyor. Öte yandan Washington, Tel Aviv’e sivil kayıpların azaltılması için daha hedef odaklı operasyonlar yürütmesi gerektiğini de ifade ediyor. Tüm bunları yaparken Beyaz Saray, bir yandan da İsrail’e her anlamda güçlü destek vermeye de devam ediyor. Hatta bu ABD, askeri yardımını, İsrail hükümetinin Gazze’de insan haklarını ve uluslararası anlaşmaları ihlal edip etmediğinin araştırılması şartına bağlayacak bir tedbiri reddetti.