Hatay’ın bileği bükülmüyor
Fenerbahçe'nin son dört maçta yediği iki golün biri frikikten, diğeri penaltıdan geldi. Dolayısıyla karşı taraf adına organizasyona da pek mahal bırakmıyorlar. Ligin şu dönemi itibariyle problemleri son vuruş olarak gözüküyor.
İki İstanbul klasiğinin sürüklediği yarışın gölgesinde hayat bulan Süper Lig’de dün sahne sırası Fenerbahçe’ydi. Ezeli rakibinin önünde averajla ‘Lider’ koltuğuna oturan Sarı-Lacivertliler evinde renktaşı Ankaragücü’nü ağırladı. Eski oyuncuları Emre Belözoğlu’nun çalıştırdığı Başkent ekibi, ligin orta sıra takımlarından bilindiği üzere. Lakin aslına bakılırsa bunun bir önemi yok; çünkü İsmail Kartal’ın öğrencileri ligdeki birkaç takım hariç herkese aynı oyun planını ve top hâkimiyetini dayatıyor. Sadece son haftalar itibariyle şöyle bir görüntü ortaya çıktı, Kadıköy ekibi önceki randevulara göre daha az gol atıyor daha doğrusu atmakta zorlanıyor ama tek farkla da olsa kazanmayı biliyor. Dünkünü de dahil ederek sayarsak son dört mücadelede sadece Samsunspor’a yakalandılar ama onun dışında üç virajı da 1-0, 1-0 ve de 2-1’lik sonuçlarla geçmiş oldular.
Dünkü karşılaşmanın farklı yanı Fenerbahçe’nin uzun bir süre sonra ilk golü kendi kalesinde görmesiydi (Sanırım Karagümrük maçından sonra bir ilkti). Kontra bir topta Livakovic’in bence gereksiz hamlesi penaltıya sebebiyet verdi ve konuk takım Tolga Ciğerci’nin kullandığı atışta öne geçti. İsmail Kartal sağ kanadı Cengiz Ünder’e teslim etmişti, söz konusu oyuncu sağdan inip solla yaptığı o klasik kavisli vuruşlarından ilkinde beraberliği sağladı, ardından da takımını 2-1 öne geçirdi. İlk yarıda Morutan’ın direkte patlayan şutu maç boyunca Başkent ekibinin gol dışında yarattığı ikinci ciddi tehlikeydi.
👀 Dusan Tadic’in sert şutunda, Bahadır Güngördü’den çok zor bir kurtarış! #FBvANK pic.twitter.com/EG5CEPB90s
— beIN SPORTS Türkiye (@beINSPORTS_TR) January 28, 2024
Konuk ekibin kalecisi Bahadır Han Güngördü, tıpkı yedinci haftadaki Galatasaray maçında olduğu gibi takımın en iyisiydi. Mesela 43’te Tadic’in, 44’te de Ferdi’nin şutlarını çıkarırken ışıldadı. Özellikle tecrübeli Sırp yıldızın vuruşunda ayağıyla inanılmaz bir kurtarışa imza attı. Final bölümünde Emre Mor’un solo atağında da keza başarılıydı.
Maçın sonraki dakikalarında da görüntü aynıydı; Fenerbahçe bastırdıkça bastırdı, Ankaragücü kapandıkça kapandı ve birkaç kontra topla şans aradı Özellikle son dakikalara bir ümit diyerek nispeten oyunu ev sahibinin sahasına çıkmaya çalıştılar ama sonuç elde edemediler. Bu süreçte Sarı-Lacivertli taraftarlar bir parça tedirgin olmuştur belki ama sadece o kadar. Yine de Başkent ekibinin dinamik bir savunma yaptığını söyleyebiliriz.
Girişte de altını çizdiğim son dört maça bakılırsa, Gaziantepspor, Samsunspor, Başakşehir ve son olarak Ankaragücü karşısında aynı şablon vardı ve bu dört rakip de adeta birbirinin kopyası bir savunma anlayışıyla oynadı. Hoş, başka çareleri de yoktu. Çünkü İsmail Kartal’ın ekibi karşısındaki takıma toptan bir anlayışla hücum ediyor ve rakibin olası çıkış kanallarını da başarıyla kapatıyor. Bu süreçte yedikleri iki gol biri frikikten, diğeri de penaltıdan geldi. Dolayısıyla karşı taraf adına organizasyona da pek mahal bırakmıyorlar. Ligin şu dönemi itibariyle problemleri son vuruş olarak gözüküyor. Çok sayıda pozisyona giriyorlar ama farkı açacak sayıda gole ulaşamıyorlar. Gerçi ligin ‘Clasura’ kısmında bunlar normaldir, hatta “Kötü oyun iyi sonuç” klişesi fazlasıyla ön plana çıkar ki Fenerbahçe’nin kötü oyunu da yok, dediğim gibi sadece sonuçlandırılmamış (gole dönüşememiş yani!) atakları çok fazla.
Dün özellikle iki kanat beki, Mert ve Ferdi ilk yarı boyunca çok etkindi, ikinci yarı daha çok soldan geldiler ve Mert daha fazla sahne aldı. Bir de sahaya çıkan ‘İlk 11’e ilişkin küçük bir notu düşeyim; Dominik Livakovic, Rade Krunic, Dusan Tadic ve Edin Dzeko’yla birlikte eski Yugoslavya’dan tatlar sunan bir grup vardı adeta Kadıköy’ün çimlerinde…
Fenerbahçe yarışın bu haftaki dönemecinde sırasını -yine tek farkla kazanarak- savdı, bugünkü menüde hamle sırası Galatasaray’da. Öte yandan Sarı-Lacivertler için bir sonraki durakta Sergen Yalçın’ın Antalyaspor’u var, bakalım bu mücadele nasıl geçecek diyerek yazımıza son noktayı koyalım…