Putin’den NATO’ya aba altından sopa: Üçüncü ülkelerden kalkan F-16’ları da vururuz
Rus ekonomisi Ukrayna'nın işgalinden sonra başlayan ambargoya rağmen büyümeye devam etti. Büyümede artan savaş ve kamu harcamalarının payı büyük. Ancak ekonomistler bu büyümenin sürdürülemez olduğu fikrinde birleşiyor.
Rusya Maliye Bakanlığı, bütçe açığının ocakta 2023’ün aynı ayına göre yüzde 81 azalarak 308 milyar rubleye (yaklaşık 3,4 milyar dolar) düştüğünü açıkladı. Gelirler ise Batı’nın uyguladığı ambargoya rağmen ocakta yıllık bazda yüzde 76,6 artarak 2 trilyon 396 milyar rubleye çıkmış. Yani Ukrayna’yı işgalinden sonra Batı’nın ambargosuna hedef olan ve çok zorlanacağı düşünülen Rusya’da işler iyi.
Financial Times gazetesindeki Rus ekonomisiyle ilgili analizde de beklenmeyen performansın altı çiziliyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e göre ülke ekonomisi Ukrayna’yı işgalinin ardından uygulanan Batı yaptırımlarını yendi. Sürekli bu söylemi dillendiren Putin önceki hafta ziyaret ettiği Rusya’nın silah endüstrisinin başkenti Tula’da taraftarlarına bunları anlattı.
Putin kendisini çılgınca alkışlayan taraftarlarına “Gerileme, başarısızlık, çöküş öngördüler – geri çekileceğimizi, pes edeceğimizi ya da dağılacağımızı. İnsanın [onlara] iyi bilinen bir hareket çekesi (el hareketi) geliyor ama bunu yapmayacağım, burada bir çok hanımefendi var,” ve “Başaramayacaklar! Onların aksine bizim ekonomimiz büyüyor” dedi.
Rusya Devlet Başkanı, Rusya ekonomisinin Batılı ülkelerin yaptırımlarına dayanmakla kalmayıp ikisi hariç hepsinden daha büyük olduğunu söyleyerek övündü. Dünya Bankası’nın satın alma gücü paritesine göre GSYH sıralamasında Rusya’nın Almanya’nın biraz önünde yer aldığına atıfta bulunarak “Tüm sanayimiz üzerine düşeni yaptı” diye konuştu.
Ardından IMF’nin de Rusya Devlet Başkanı ile aynı fikirde olduğu görüldü. IMF, Rusya için kendi GSYİH büyüme tahminini bu yıl yüzde 2,6’ya revize ederek geçen Ekim ayında öngördüğünden yüzde 1,5 puan daha fazla bir artış yaptı.
Rus ekonomisinin dayanıklılığı ve hızlı büyümesi , yaklaşık iki yıl önce Ukrayna’nın işgali nedeniyle uygulanan ilk yaptırımların yıkıcı bir daralmaya neden olabileceğini düşünen pek çok ekonomisti şaşkına çevirmiş bulunuyor.
Şimdi ise beklenmedik büyümede Rusya’nın enerji satışlarından elde ettiği gelirin Batı tarafından sınırlanmasından kaçınmayı başarmasının ve savunma harcamalarını artırmasının etkili olduğunu söylüyorlar.
Rusya, ülke bütçesinin üçte birini (2023’te 9,6 trilyon ve 2024’te 14,3 trilyon Ruble) savaş için harcıyor. Bu, işgalden önceki son yıl olan 2021’e göre üç kat artış olduğu anlamına geliyor. Bu sadece savaş malzemelerine yapılan harcamayı değil, aynı zamanda Ukrayna’da savaşanlara ve ailelerine yapılan sosyal ödemeleri ve işgal edilmiş topraklardaki bazı harcamaları da içeriyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) yakın tarihli bir raporuna göre askeri harcamalardaki önemli artış “Rusya’nın Komünizm sonrası gelişiminde çarpıcı bir kırılmaya” işaret ediyor. Putin’in üst düzey ekonomi yetkilileri, kamu harcamalarındaki artışın yakın gelecekte ekonomide büyük bir aşırı ısınma riski taşıdığı konusunda uyarıda bulunuyor. Ancak bu harcamalar şimdilik büyümeyi güçlü tutuyor.
Rusya yaptırımlara rağmen enerji kaynaklarından devasa gelirler elde etmeye devam etmeseydi tüm bunlar imkansız olurdu. Rusya’nın enerji gelirleri geçen yıl 8,8 milyar Rbs ile rekor yıl olan 2022’ye göre dörtte bir düşmüş olsa da on yılın ortalamasının üzerinde kalmayı başardı. Devlet buna rağmen, batılı işletmelerin Rusya’dan ayrılırken ödemek zorunda oldukları “gönüllü bağışlar” da dahil olmak üzere bir defaya mahsus vergi ve harçlardan gelir elde etmek için giderek daha alışılmadık uygulamalara başvurmak zorunda kaldı.
Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü’nün misafir kıdemli araştırmacısı Elina Ribakova, “Rejim dirençli çünkü bir petrol platformunun üzerinde oturuyor” diyor ve ekliyor:”Rus ekonomisi şu anda tank üretmeye başlayan bir benzin istasyonuna benziyor.”
Maliye Bakanı Anton Siluanov, Eylül ayında milletvekillerine Rusya’nın şaşırtıcı askeri harcamalarını açıklarken, Kremlin’in bütçeye yaklaşımını tanımlamak için İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma bir Sovyet sloganını kullandı.
Siluanov, “Her şey cephe için, her şey zafer için” dedi.
Kremlin’in Viyana Uluslararası Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü’nden (WIIW) kıdemli ekonomist Vasily Astrov’un Kremlin’in “askeri Keynesçilik” olarak adlandırdığı yaklaşıma geçişi, Putin’in iktidardaki ilk yirmi yılının muhafazakar makroekonomik politikasından radikal bir kopuşu gösteriyor.
Siluanov ve Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina gibi teknokratlar, enflasyonla agresif şekilde mücadele ederek, ülkenin bankacılık sistemini güçlendirerek, döviz rezervlerini artırarak ve ek harcamaları dizginlemeye çalışarak Rusya’nın birçok mali krizden geçmesine yardımcı oldular.
Bu yaklaşım, Batılı ülkelerin Rusya’nın 300 milyar dolarlık devlet rezervini dondurduğu ve Kremlin’in sermaye kaçışını ve bankalara hücumu durdurmak için döviz kontrolleri uyguladığı savaşın başlangıcındaki yaptırımların ilk etkisini hafifletmede de önemli rol oynadı.
Rus merkez bankası eski yetkililerinden Alexandra Prokopenko “Ekonomik blok [maliye bakanlığı ve merkez bankası] rejimi kurtarmaya devam ediyor. Putin için generallerden çok daha faydalı olduklarını kanıtladılar” diyor . Astrov, Kremlin’in ekonomide daha büyük bir daralmadan kaçınmak için Kremlin’in harcamalar yoluyla büyümeyi körüklemeye yöneldiğini söylüyor. Yetkililer Ukrayna’daki savaşı resmi olarak “özel bir askeri operasyon” olarak adlandırmaya devam etse de, tüm ülke ekonomisi savaş için üretim yapıyor. Özellikle daha fazla füze, top ve insansız hava aracı üretimi, Ukrayna’nın işgali geri püskürtmek için ihtiyaç duyduğu gelişmiş Batı silahları için finansman bulmakta zorlandığı bir dönemde Rusya’yı savaş alanında avantajlı kılıyor.
Putin ve diğer üst düzey Rus yetkililer, üretimdeki son artışın bile yetersiz olduğundan şikayet ediyorlar. Savunma Bakanı Sergey Şoygui “gelecek vaat eden yeni bir topçu sisteminin” üretimindeki gecikme nedeniyle Rusya’nın silah üreticilerinden birinin başkanını kamuoyu önünde azarladı. Shoigu, “Eğer bir şansımız varsa, bunu kullanmamız gerekir” dedi.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky tarafından görevden alınan Genelkurmay Başkanı Valery Zaluzhny, Kiev ve müttefiklerinin, Rusya’nın savunma sanayisine yeniden yatırım yapma kabiliyetinin kendisine önemli bir ateş gücü avantajı sağladığı bir dönemde Ukrayna’nın kabiliyetlerini geliştirmek için yeterince çaba göstermediğini itiraf etti.
Rusya Maliye Bakanlığı, 2022-23 yıllarında savaşla ilgili mali teşviklerin GSYH’nin yaklaşık yüzde 10’una denk geldiğini tahmin ediyor. Bank of Finland Institute for Emerging Economies tarafından yayınlanan araştırmaya göre, aynı dönemde savaşla ilgili sanayi üretimi yüzde 35 artarken sivil amaçlı üretim her ne kadar Putin bu görüşe katılmasa da sabit kaldı. Putin ise sivil üretimin savaşın başlamasından bu yana yüzde 27 arttığını iddia etmesine rağmen bu rakam için bir kaynak gösteremiyor.
Finlandiya Merkez Bankası araştırmacıları Rusya ile ilgili son raporlarında Merkez Bankası “Bir hükümet savaşa her şeyden daha fazla öncelik verdiğinde ekonomi politikasının gerçekleri geçerliliğini yitirir. Rusya’nın yirmi yıllık ihtiyatlı ekonomi politikalarından vazgeçme kararının sadece tahmincileri değil, pek çok kişiyi şaşırttı” diyorlar.
Ancak ekonomistler ve hatta Kremlin’in bazı üst düzey teknokratları, aşırı harcamaların Rus ekonomisinde yeni çatlaklar açtığı konusunda uyarıda bulunuyor. Putin’in savaş hamlesi bütçe gelirlerinin yaklaşık üçte birini oluşturan petrol ve doğalgaz ihracatına olan bağımlılığı azaltmak yerine askeri üretim gibi yeni bir bağımlılık yarattı.
WIIW ekonomistleri Ocak ayında yayınladıkları makalede “Savaş ne kadar uzun sürerse, ekonomi askeri harcamalara o kadar bağımlı hale gelecektir” görüşünü dile getirerek “Bu da çatışma sona erdiğinde durgunluk ve hatta düpedüz kriz ihtimalini gündeme getiriyor” dediler. Büyüme bugün bile zaman içinde daha belirgin hale gelebilecek dengesizlikler yaratıyor. Bu durum özellikle Rusya ordusunun ve silah fabrikalarının şişirilmiş ücretlerle giderek artan sayıda işçiyi kendisine çektiği Rusya’nın işgücü piyasasında göze çarpıyor.
Putin Rusya’nın savunma üretimi hedeflerine ulaşmak için gereken gece gündüz vardiyalarında çalışmak üzere sektörde 520.000 yeni iş yarattığını söyledi.
Bu durum, zaten kötü olan demografik görünümün savaşla daha da kötüleştiği bir ortamda sivil sanayide işgücü sıkıntısı yarattı. Rusya 2022’de 300.000 kişiyi orduya aldı ve 2023’te 490.000 kişiyi daha askere alacağını iddia ediyor. Bu arada en az bir o kadar kişi de cepheye gönderilmemek için ülkeden kaçtı.
Moskova’daki Gaidar Enstitüsü’nden analistler Aralık 2023’te hazırladıkları raporda en büyük personel sıkıntısının makine üretimi ve kimya endüstrilerinde görüldüğünü belirterek birçok fabrika devletten aldığı siparişleri karşılamak için birkaç vardiya çalışmak zorunda kaldıklarını belirttiler.
Sivil sektörde cömert ücretlerin yanı sıra askerlikten muafiyet de sunan askeri üretim karşısında işgücü için rekabet edebilmek amacıyla maaşları arttırmak zorunda kaldı. Bu da iç talebi artırırken enflasyonist baskılara da neden oldu.
Yaptırımlar Rusya’yı harcamalardan alıkoyamadıysa da uluslararası piyasalara erişimin kısıtlanması ithalat maliyetlerini arttırarak Kremlin için bir başka potansiyel ekonomik tuzak yarattı.
Malların artık Rusya’ya Batı’nın ambargosundan kaçınmak için dolambaçlı yollardan girmesi tüketicileri zorluyor ve 2023 yılında dolar karşısında yaklaşık yüzde 30 değer kaybeden rubleyi zayıflatıyor.
Berlin’deki Carnegie Rusya Avrasya Merkezi’nden misafir araştırmacı Prokopenko, “Rusya’nın izolasyonuyla birleşen devasa bütçe harcamaları, plastik bir kaba hamur koymaya benzer bir etki yaratıyor” diyor. “Hamur kapağa kadar yükselir ve sonra gidecek hiçbir yer kalmaz.”
Merkez Bankası kamu harcamalarındaki artışın enflasyonu yüzde 7-7,5’e yükseltmesi nedeniyle politika faizini Ukrayna’dakinin bile üzerinde bir oran olan yüzde 16’ya çıkartmak zorunda kaldı. Faiz artışının ardından Merkez Bankası Başkanı Nabiullina harcamaların Rusya ekonomisini aşırı ısıtma riski taşıdığı uyarısında bulunuyor. Nabiullina “Potansiyelimizin ötesinde büyümek için güvercin maliye politikasını kullanmaya çalışmak, tasarrufları ve ücret artışını giderek daha fazla tüketecek olan fiyat artışını [enflasyonu] tetikleyecektir. Bunun sonucunda da hane halkı servetinde gerçek bir büyüme olmayacaktır” diyor.
Ekonomistler, Rusya’nın mevcut askeri harcama seviyesini sürdürmesi halinde bile büyüme hızının sürdürülebilir olmayabileceğini söylüyor. Devlete ait Rusya Bilimler Akademisi’nden analistler bile sınırlı kapasitenin ekonominin kilit sektörlerinin şimdiden “yavaşlama işaretleri” gösterdiği anlamına geldiğini söylüyor. Akademi’nin yayınladığı bir notta, ekonomik durgunluğun başlıca göstergelerinden biri olan demiryolu taşımacılığındaki düşüşün de bunun işareti olduğunun altı çiziliyor.
Diğer ekonomistler ise Putin’in Ukrayna’nın geniş çaplı işgali emrini vermemiş olması halinde Rus ekonomisinin birbirini takip eden yıllarda çok daha sürdürülebilir bir düzeyde büyüyeceğini savunuyor.
Barselona’daki Pompeu Fabra Üniversitesi (UPF) Öğretim Üyesi Ruben Enikolopov, “2022 çok iyimser bir şekilde başladı ve büyüme çoğu beklentiyi bile aştı. Hem 2022 hem de 2023’te yıllık GSYH büyümesinin yüzde 3 civarında olmasını beklerdim” diyor.