Mantarlara dikkat! Bu son lokmanız olabilir
Hindistan'daki araştırmacılar vücudunun yan boşluğunda mantar filizlenen bir kurbağaya rastladı. Bu kayıtlara geçen ilk vaka olabilir. Mantarın nasıl olup da kurbağanın üstünde oluştuğu ise gizemini koruyor.
Geçen yılı kasıp kavuran The Last of Us sağ olsun aylarca “Ya gerçekten de mantarların istilasına uğrarsak?” düşüncelerine daldık. Tabii bunda aynı dönemde mantarlarla ilgili çıkan haberler ve bir adanın gerçekten de mantarlar nedeniyle turizme kapatılması da etkili oldu. Orası bambaşka bir konu. Ama görünen o ki insanlık mantarların istilasına uğrayan ilk tür olamadı. Sıramızı amfibi dostlarımız kurbağalara kaptırdık.
Araştırmacılar yan tarafından mantar çıkan canlı bir kurbağa keşfetti. Bu olayın belgelenen ilk vaka olduğu tahmin ediliyor. Keşfi ise doğabilimci Chinmay Maliye ve Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Hindistan’ın sulak alan uzmanı Lohit Y.T Hindistan’ın Kudremukha Sıradağları’nın eteklerindeki küçük bir gölette yaptı.
Ekip gölette bir dalın üzerine tünemiş, sol yanından da küçük, gri bir mantar filizlenen altın sırtlı kurbağadan (Indosylvirana aurantiaca) buldu. Keşiflerini belgeledikleri rapora “Bildiğimiz kadarıyla canlı bir kurbağanın böğründe daha önce hiç mantar filizlendiği belgelenmemişti” notu düşüldü.
Reptiles & Amphibians dergisinde yayınlanan habere göre Mantarbilimcilerle yapılan istişareler sonucunda mini mantarın Mycena türünden olduğu sonucuna varıldı. Genelde saprotrofik organizmalar olarak kabul edilen Mycenalar çürümüş organik maddelerle beslenir.
Mycenaların bu özellikleri göz önünde bulundurulduğunda mantarın kurbağanın içine girmeyi nasıl başardığı belirsizliğini koruyor. Kurbağalar ve mantarlar genelde birbirlerine yakın yerlerde bulunur ve her iki tür de nemli ortamlarda yaşamaya iyi adapte olmuş varlıklardır. Ama böylesine iç içe geçmişlik? İşte bu hayal gücünü zorlamayı gerektiriyor. Çünkü kurbağa derisi normalde istilacıları dışarıda tutma konusunda gayet iyi bir koruyucu zar. Bu nedenle uzmanlar kurbağanın yaralanması ya da enfeksiyon kapması gibi bir nedenle mantarın yanlışlıkla içeri girmiş olabileceğini düşünüyor.
Forbes’a konuşan mantarbilimci Cristoffer Bugge Harder “Ben durumun tamamen yüzeysel bir deri enfeksiyonu olduğunu düşünüyorum. İnsanlarda mantardan kaynaklanan cilt enfeksiyonları gibi bunun da uzun süreli olabileceği söylenebilir” diyor.
Harder zamanında Mycena’nın sanıldığı gibi konakçı tercihlerini yalnızca ölü bitkilerle sınırlandırmadıklarını, canlı bitkilerin köklerini de istila edebildiklerini keşfetmişti. Mantarın bir kurbağada bile filizlenebildiğinin keşfedilmesi ve daha önce bir mantarın canlı bir hayvanda konakladığının belgelenmemiş olması, mantarın adaptasyon yeteneğini gözler önüne seriyor. Harder “Bir yere sızacak sinsi bir mantar cinsi varsa en iyi tahmin Mycena olurdu” dese de bu mantar türünün aynı şeyi insanlarda yapması pek olası değil.
Mantarlar çeşitli ekosistemlerde hayatını sürdürebiliyor. Ormanlık alanlardaki ölü bitkileri ayrıştırmanın yanı sıra, canlı organizmaların üzerinde ya da içinde kendileri açısından huzurlu bir hayat sürdürebiliyorlar. Bizim derimizde de maya gibi mantarlar mevcut. Ancak bazı mantarlar hastalık yapıcı olabilir. Mesela “zombi karıncalar”ın “zombiliğinin” sorumlusu parazit mantar Ophiocordyceps’tir. Kurbağaları ölüme getiren hastalığı yaratan da Catrachochytrium dendrobatidis’tir örneğin.
Kurbağanın akıbetini ise eğer çok şanslı değilsek muhtemelen hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Çünkü ekip kurbağayı alıkoymamış, bu nedenle söz konusu canlı üzerinde herhangi bir inceleme yapmak mümkün değil. Ama buradan da şunu anlıyoruz: Hâlâ canlı ve hareket halindeyse diğer kurbağalara zombilik taslaması pek olası değil.