Rusya, Kursk’a rağmen Ukrayna’nın kilit noktasına ‘hızla yaklaşıyor’
Türkiye'nin makine ihracatı bu yılın ocak ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,6 azalarak 2,1 milyar dolara geriledi. Gerilemede ambargodan dolayı Rusya’da yaşanan kayıpların yanı sıra AB pazarında yaşanan durgunluk etkili oldu.
Makine İhracatçıları Birliği’nden (MAİB) yapılan açıklamaya göre, 2023’ün son çeyreğini yatay bir seyirle ve toplam 7 milyar dolar ihracatla kapatan makine ihracatı, 2024’e miktar bazında 7 bin ton, değer bazında 50 milyon dolar eksilerek başladı. Aylık bazda evsel ve endüstriyel soğutma makineleri ile takım tezgahları ihracatında düşüş gözlenirken, içten yanmalı motorlar, tekstil ve konfeksiyon makineleri ile türbin, turbo-jet ve hidrolik sistemlerde artış yaşandı. Ocakta en büyük iki ihracat pazarı Almanya ve ABD’ye ihracat artarken, küresel bankacılık sisteminin müdahalesi neticesinde Rusya’ya dış satımda yüzde 30’a yakın düşüş yaşandı.
İhracat rakamlarını değerlendiren MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, dünyada makine üretimi ve ihracatının artmadığı 2023’ü üretimde yüzde 22,9’luk, ihracatta ise yüzde 10,6’lık yükselişle kapattıklarını anımsattı. Türkiye’nin ana ihracat pazarı Avrupa Birliği’nde (AB) yaşanan olumsuz gelişmelere değinen Karavelioğlu, bu bölgedeki yatırımlardaki isteksizliklerden, taleplerin ertelenmesinden ve makine sektörünün üretiminin düşmesinden bahsetti.
Karavelioğlu, son yıllarda Avrupa ülkelerinin makine sektöründe Türkiye’de yetişen nitelikli işgücünü çekmeye çalıştığını kaydederek, mühendis ve yazılımcılara yönelik açık hamlelerin KOBİ’ler üzerinde yükselen sektörün geleceği açısından tehdit oluşturduğunu anlattı.
Kutlu Karavelioğlu, “Türkiye’nin makine fabrikaları önce savunma sanayimize, oradan da Avrupa’ya tasarımcı ve teknik insan yetiştirip ihraç eden bir eğitim öğretim kurumuna dönüştü; bir diploma vermediğimiz kaldı. Fikri mülkiyet meselesi bir yana, bu kayıpların işin idamesine yönelik ağır bedelleri olacağını görmek durumundayız” açıklamasında bulundu.
MAİB Başkanı Karavelioğlu, yaza doğru artması beklenilen siparişlerin bir kısmının sürdürülebilirliğe dair yeni koşullara bağlanacağına dikkati çekerek, işletmelerin Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumunun öneminden bahsetti.
Bu konudaki faaliyetlerine değinen Karavelioğlu şunları söyledi: “Sürdürülebilirlik Eylem Planı Raporumuzda çizdiğimiz yol haritasını somut pratiğe dönüştürmek ve tasarlanan reçetelerin firmalar ölçeğinde hayata geçmesine öncü olabilmek amacıyla türlü yöntem ve araçlar geliştiriyoruz. İkiz Dönüşüm UR-GE Projemiz, ihtiyaç analizi ve küme yol haritası oluşturulması konusunda Ticaret Bakanlığımızın en iyi uygulama örneği ödülüne layık görüldü.”
Kutlu Karavelioğlu, yüksek katma değerli ihracatçı sektörlerin, gelişmiş ülkelerin tamamında ekonominin göz bebeği kabul edildiğine vurgu yaparak, şunları söyledi:
“Makine sektörümüzün pandemi öncesi 2019’a göre yüzde 70 daha fazla miktarda üretim, yüzde 40 daha fazla değerde ihracat yapar hale gelmesinde, teknoloji ve ürünlerin çeşitlenip katma değerinin ve rekabetçiliğinin artmasında, çevikliğinin ve dayanıklılığının pekişmesinde devletin koruyucu ve kollayıcı mekanizmalarının büyük rolü olduğunu hep söylüyoruz. Bu durumun ileri ülkelerden başlayarak kendi teknolojilerini geliştirmek iddiasındaki bütün ülkeler için geçerli olduğunu da sık sık yinelemek lüzumu duyuyoruz.”
Karavelioğlu, bu desteklerin olmaması veya devam etmemesi halinde KOBİ yapısındaki sektörün dünyanın hiçbir yerinde kendi yağı ile kavrulamayacağını bildirdi. İthalatta yaşanan artışa işaret eden Karavelioğlu, “İthalat rejiminde alınan tedbirlerin başarılı olabilmesi için Yatırım Teşvik Mevzuatımızdaki açık kapıların acilen kapatılması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.