Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a ‘Akbelen’ yanıtı: İnsanda biraz ahlak, erdem olur
Buca'da imam olarak görev yapan imam Yusuf Kılıç Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mitingine cemaatini toplamayı reddetmişti. Bu nedenle hakkında soruşturma açılan Kılıç ardından da sürgün edildiğini duyurdu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan genel seçimlerden hemen önce 29 Nisan 2023’te İzmir Gündoğdu Meydanı’nda miting yapmıştı. Bu mitingden önce Buca’da görevli imam Yusuf Kılıç AK Parti Buca İlçe Başkanlığı tarafından arandığını ve miting için cemaatini toplamasının istendiğini söylemişti. Kılıç “Ben cami imamıyım. Evet, bu ülkede demokrasi şöleni olabilir. Ama burada ben taraf değilim… Cemaatimden bir kısmını mitinglere götürürsem bu caminin ilkesine, amacına karşı düşmüş olurum. Bu da benim için ve toplum için çok büyük bir sıkıntı” demişti.
Bu olayın ardından hakkında soruşturma açıldığını ve ciddi tehditler aldığını söyleyen Kılıç 3 Mayıs 2023’te İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu belirtmişti. Olayın üstünden geçen 10 ayın ardından Kılıç bu kez de İzmir dışına sürgün edildiğini ve kendisine ‘kademe ilerlemesini durdurma’ cezası verildiğini ve bir imam tarafından işinden atılmakla tehdit edildiğini açıkladı. Kılıç AK Parti Buca İlçe Başkanlığı’nın kendisini aramasının ardından başına gelmeyen kalmadığını söyledi.
“29 Mayıs 2023’te Buca’da başka bir camiye gönderildim. Bu camide dört ay görev yaptım. İmkanlar çok kısıtlı olduğu için bu dört ay boyunca cami tuvaletinde banyomu yaptım. Aynı şekilde camide yatmak zorunda kaldım. Bir işim için Buca Müftülüğü’ne gittiğimde başka bir imam tarafından görevden atılmakla tehdit edildim” diyen Kılıç, “o imam miting için kendisini de aradıklarını söyledi ve kendisi gibi davranmadığım için bana ‘PKK’lı ve FETÖ’cü’ diyerek üzerime geldi” dedi. Kılıç bu olay nedeniyle polis çağırarak şahıs hakkında karakola gittiğini, şikayetçi olmak zorunda kaldığını söyledi.
Bu olaydan sonra İzmir dışına sürgün edildiğini aktaran Kılıç kademe ilerlemesini durdurma cezası aldığını anlattı. Bunları yaşarken sendikanın kendisine hiçbir şekilde yardım etmediğini ifade eden Kılıç sözlerini şöyle noktaladı:
“Ben buradan Türkiye Barolar Birliği’ne seslenmek istiyorum. Başıma gelen bu olayların araştırılmasını ve avukat yardımı istiyorum. Kimin haklı kimin haksız olduğunu en güzel şekilde adalet, hukuk ortaya çıkartabilir. Sizi adaletin ilk basamağı olan vicdanlarınızın sesini dinlemeye davet ediyorum. Ben insanların siyasi görüşlerini sorgulayamam. İbadethanelere yakışmayan bu çirkin teklifi reddetmemin sebebi camiyi, imam kimliğimi ve kurumumu siyasete bulaştırmak istemememdir. İnsanların camiye ve dine olan güvenine zarar vermek istemedim. Hangi siyasi görüş olursa olsun, kurumun itibarını zedeleyecek hiçbir teklifi kabul etmek mümkün değildir. Ben insanlara hizmet etmek için buradayım. Bir siyasi gruba ya da kutsallarımız üzerinden çıkar sağlamaya çalışanlara asla biat edemem.”