Erdoğan bu kez Kılıçdaroğlu’na sahip çıktı: Günah keçisi ilan edip yalnızlığa ittiler
FETÖ bağlantılı oldukları gerekçesiyle meslekten ihraç edilen 435 yargı mensubunun Danıştay tarafından görevine iade edilmesiyle başlayan kriz sürüyor. Krize ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yaptığı çıkışta Anayasa değişikliğini işaret etti.
Türkiye, yaklaşık 10 gündür bir Danıştay kararını, bu kararın etrafında Fethullahçı Terör Örgütü FETÖ’yü, ‘iltisak’ kelimesinin anlamını ve hukuk devletini tartışıyor.
Tartışma bir gazete haberiyle, iktidara yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesinde 12 Şubatta İlker Turak imzasıyla çıkan “Yargıda FETÖ tehlikesi büyüyor! HSK itiraz etti, Danıştay gündeme bile almadı: 435 isim yeniden göreve” başlıklı haberle başladı.
Olay şuydu: 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrası Hakimler Savcılar Kurulu binlerce yargı mensubunun işine son vermişti. Hakimlik veya savcılık mesleğinden HSK kararıyla ve ‘FETÖ ile iltisaklı oldukları’ gerekçesiyle çıkarılan isimlerin önemli bölümü bunun üzerine Danıştay’a dava açmışlardı.
Açılan çok sayıda davanın ardından Danıştay bazı başvuruları haklı bulmuş, toplamda sayıları 424’e varan hakimin göreve iadesine, yani mesleklerine geri dönmelerine karar vermişti. Oysa HSK bu kişilerin FETÖ’cü olduğunda ısrarlıydı. Danıştay ise ‘Elde yeterli delil yok’ diyordu.
Yine Sabah gazetesinde daha sonra yayınlanan bir başka haber çok çarpıcı bir iddiayı gündeme getiriyordu. Bu habere göre, göreve iadenin yanı sıra tazminat ödenmesine de karar verilen isimlerle ilgili Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Danıştay’a itiraz etmişti ama bu itiraz Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nda henüz gündeme dahi alınmamıştı.
Buradaki kilit kavramlardan biri ‘iltisak’ kelimesi. ‘Bağlantı’ anlamına geliyor. Ama tabii gizli bir örgütle bağlantı da gizli. O yüzden ankesörlü telefonlarla yapılan aramalar, telefonların o an bulunduğu yeri gösteren HTS kayıtları, tanık beyanları, ByLock içerikleri ve emniyet analiz raporları gibi ‘delil’ler bu işten çıkarmalarda önemli rol oynadı.
Danıştay önüne gelen pek çok dosyada aslında HSK’nın meslekten uzaklaştırma kararlarını haklı buldu ama haksız bulduğu kararlara gerekçe olarak meslekten ihraca dayanak gösterilen belge ve bilgilerin bu isimlerin FETÖ ile bağlantısını kurmak için yeterli olmadığını gösterdi. Yani ‘iltisak’ı zayıf buldu veya hiç göremedi.
Danıştay 5. Dairesi göreve iade kararı verdiği 435 ismi HSK’ya gönderdi. HSK ise İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre göreve iade kararlarını 30’uncu gün sonunda uyguladı ve kararlara da itiraz etti. Ancak itirazın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nda gündeme dahi alınmadığı öğrenildi.
Danıştay Fethullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) irtibat ve iltisakları gerekçesiyle meslekten ihraç edilen hakim ve savcılardan 5 bin 112’sinin dava açtığını, 3 bin 799 davada ret, 435 davada ise işlemin iptaline karar verildiğini, bunlara ilişkin temyiz başvurularının da 3 bin 448’inin karara bağlandığını duyurdu.
Danıştay Başkanlığı “Danıştay 5. Dairesinin FETÖ’ye irtibat ve iltisakları gerekçesiyle meslekten ihraç edilen 400’den fazla hakim ve savcı hakkında göreve iade kararı verdiği, Hakimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) itirazının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunda henüz gündeme alınmadığı” yönündeki haberler üzerine açıklama yaptı.
Açıklamada 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından yapılan yasal düzenlemelerle terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut irtibatı olduğu değerlendirilen hakim ve savcılar hakkında HSK Genel Kurulunca meslekten çıkarma kararları verildiği hatırlatıldı.
685 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile bu kararlara karşı yargı yoluna başvuru imkanı getirildiği hatırlatılan açıklamada, bunun ardından ihraç kararlarının iptali istemiyle Danıştay’da dava açılmaya başlandığı anlatıldı.
Yargı yoluna başvuru imkanının getirildiği 2017’den bugüne kadar Danıştay 5. Dairesinde, 5 bin 112 dava açıldığı bildirilen açıklamada daire tarafından yıllara sari şekilde verilen kararlara karşı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz başvurusunda bulunulabildiği kaydedildi.
Bu kapsamda Danıştay 5. Dairesince yıllara sari olarak 3 bin 799 davanın reddine, 435 davada ise işlemin iptaline karar verildiği, bu kararlarla ilgili 2019 ve müteakip yıllarda Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna 4 bin 234 temyiz başvurusunda bulunulduğu belirtilen açıklamada, “İptale ilişkin kararların, 13 Aralık 2021’den itibaren İdari Dava Daireleri Kuruluna peyderpey intikal ettiği görülmektedir. Temyiz başvurularının 3 bin 448’i Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından karara bağlanmış durumdadır” bilgisi verildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 15 Şubat’ta Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ziyaretlerinin ardından Türkiye’ye dönüşte uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı.
FETÖ’yle irtibatlı olduğu gerekçesiyle 435 hakim ve savcı ihraç edilmiş, Danıştay 5. Dairesi bu 435 hakim ve savcıyı göreve iade etmişti. Danıştay HSK’nın itirazını da değerlendirmeye almamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan tepki yaratan bu olayla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“FETÖ denen bu şer şebekesinin, terör yapılanmasının belini kırdık. FETÖ bataklığını kuruttuk ancak sinekleri temizleme işimiz daha devam ediyor. Biz FETÖ’nün iç yüzünü anlatmaya, onlarla her alanda mücadele etmeye devam edeceğiz. Mücadelemiz bitmiş değil. Son kukla da Türkiye’ye zarar veremez hale getirilene kadar devam edeceğiz. Yüzlerindeki değişik maskeleri yırtıp atıyoruz ve bunlar böylece meydana çıkıyor. Her kılığa giren bu iradesiz şarlatanların ensesinde olacağız.”
Erdoğan Danıştay’ın aldığı karar için de şöyle dedi:
“Danıştay’ın bu kararına da sessiz kalmamız mümkün değil. Nasıl ki Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bazı garip kararlarda Cumhur İttifakı olarak tepkisiz kalmıyorsak, bunda da sessiz kalamayız. Anayasa Mahkemesi’nin almış olduğu bu kararları hazmedemiyorum. Danıştay zaman zaman yapıyor, bu tür kararlarla bizi rahatsız ediyor ama Anayasa Mahkemesi’nin sık sık bu tür kararları alması bizi ciddi manada rahatsız ediyor. Mesela Anayasa Mahkemesi bir de BTK’yla ilgili bir karar almış. Hani bunun neresinden gireceksin? Nasıl böyle bir karar alınır? Biz de bu işin üzerine üzerine gidiyoruz, gideceğiz. Danıştay’da da bu işin yine aynı şekilde takipçisi olacağız.”
Bu gelişmelerin ardından Fethulahçı Terör Örgütü ile Sivil Mücadele Platformu’nun resmi uzantısı Toplumsal Adalet ve Yardımlaşma Derneği (TAYDER), Danıştay üyeleri hakkında 16 Şubat’ta suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusunda bulunmalarına ilişkin konuşan TAYDER Başkanı Muhammed Gömük bu kararla Danıştay’ın skandala imza attığını söyledi.
Gömük “FETÖ iltisakları gerekçesiyle meslekten ihraç edilen 450 yargı mensubunun, Danıştay 5. Dairesi tarafından istikrar kazanmış içtihatlara ve hukuk teamüllerine zıt bir manevra ile göreve iade edilmeleri kararları sonrası toplumun vicdanı derinden yaralanmıştır. Hukuk ve vicdanla bağdaşmayan, milletin yargıya olan güvenini temelden sarsan pek mânâlı yargı kararları derhal düzeltilmelidir. TAYDER olarak hukuk önünde hesap sormaktan hiçbir zaman imtina etmeyeceğiz. Cumhurbaşkanımızın konuya ilişkin dediği gibi Danıştay’ın aldığı bu karara da sessiz kalmamız mümkün değildir” dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç 18 Şubat’ta Danıştay kararıyla ilgili bir açıklama yaptı. Danıştay’ın FETÖ’den ihraç edilen yargı mensuplarıyla ilgili kararına ilişkin, “Mesleklerine geri dönen 387 isimle alakalı Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak yeniden bir inceleme başlattık” dedi.
Danıştay’ın dava açanlardan 387’sinin mesleğe iadesine karar verdiğini aktaran Tunç şöyle devam etti:
“Bu karar gereğince de mesleklerine geri dönmüş oldular. Tabii burada özellikle temyiz süreci Danıştay İdari Dava Dairelerinde devam eden dosyalar da söz konusu. İlk derece olarak Danıştay’da devam eden, ilgili dairede devam eden de 64 dosya var. 1286’sının da temyizi devam ediyor. Dava açılan dosyalarla alakalı olarak Hakimler ve Savcılar Kurulu özellikle iadesine karar verilmiş olan 387 davayla ilgili olarak da itirazları o zaman içerisinde yapılmıştı, temyiz süreçleri sağlanmıştı. Temyizde devam eden, kesinleşmeyen dosyalar da söz konusu. Bu 387 iade kararı sonrasında da yaklaşık 2021, 2022, 2023 yıllarını, muhtelif tarihleri kapsayan dönemlerde bu kararlar verilmişti. Bu karar neticesinde mesleklerine geri dönen 387 isimle alakalı Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak yeniden bir inceleme başlattık. Bunun neticesinde yeniden bu dosyalar incelenecek. Bir hatalı karar olmamasına özen gösteriliyor.”
19 Şubat’ta Sözcü yazarı İsmail Saymaz’a konuşan üst düzey bir Danıştay üyesi haksızlığa uğradıklarını ve basında hedef gösterildiklerini ifade etti. Danıştay üyesi 5. Daire’ye yönelik “Habercilik sınırlarını aşan ve yargıyı baskı altına almaya çalışan haberlere yer verildiğini” vurguladı, bu haberlerin “yargıyı itibarsızlaştırma girişimi olduğunu” belirtti. 414 hakim ve savcı hakkındaki iptal kararlarıyla Fethullah Gülen’in dolaşıma sokulan videosunun bağdaştırılmak istendiğini belirten Danıştay üyesi “FETÖ irtibatı ve iltisakı olan hakimlerin bir gecede mesleğe döndürüldüğü şeklinde algı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Dosyalarla ilgili hukuk bilgisinden uzak ve herhangi bir bilgi sahibi olmaksızın yapılan yorumların iyi niyetli olduğunu söylemek mümkün değildir” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli Danıştay’ın “FETÖ”den yargılanan yargı mensupları için verilen göreve iade kararına tepki gösterdi ve Danıştay’ı hedef aldı.
Danıştay’ın kararının “tehlikeli ve sakıncalı” olduğunu öne süren Bahçeli “Özellikle AYM’nin Danıştay’ın verdiği bazı kararların doğrudan devlet onuruna zarar verdiği açıktır. Danıştay 5. Dairesi’nin FETÖ’den ihraç edilen 387 hakim ve savcıyı tekrar mesleğe iade eden kararı çok tehlikelidir, hukuku temeli yoktur. Allahtan HSK devreye girmiş 387 kişi hakkında inceleme başlatmış gerekli itirazlar yapılmıştır” dedi.
Danıştay’ı “vatana ihanet etmekle” suçlayan Bahçeli devamında şunları söyledi:
“AYM ile Danıştay kararları devlet onuruna, milli birlik ve varlığına zarar verdiği açıktır. Fiyat anarşistleri ile ilgili üç maymunun oynanması iki yüzlülüktür. Cari dengenin bozulması için el ovuşturan, fiyatları yukarı çekenlerin ve bunları arkasındaki FETÖ’cülerin hesabı sorulmadan sosyal ve ekonomik huzur nasıl temin edilecek.
15 Temmuz sonrasında hain örgütle ilişkisi belirlenen 4 bine yakın hakim savcı meslekten ihraç edildi. Türk hukuk sistemi zehirlenmişti. Danıştay’ın kararı tehlikelidir, sakıncalıdır. Bu dairenin göreve iade kararı verdiği kişiler arasında bylock listesinde adı geçenlerin olması nasıl izah edilecektir. Bu karar alınırken 5. Daire üyeleri maklube mi yiyorlar haşhaşilerin vaazlarını mı dinliyorlardır. FETÖ’cüleri göreve iade etmek vatana ihanet, cinayet değil midir? FETÖ’nün propogandasına çanak tutulması, tiyatro denmesi alçaklığın dibidir.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni’nde konuştu. Danıştay’ın FETÖ nedeniyle meslekten atılan hakim ve savcılar hakkında verdiği yürütmeyi durdurma kararı Erdoğan’ın da gündemindeydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Danıştay’ın verdiği tartışmalı kararlarda bazı hususların daha kesin şekilde ortaya konmasının şart olduğuna işaret ediyor” dedi.
Yargıda yaşanan sorunların kesin çözümün yeni Anayasa ile olacağını işaret eden Erdoğan “Bu doğrultuda ilk adımları 8. Yargı Paketi ile atmaya başladık. Ancak daha pek çok husus olduğunun farkındayız. Anayasa değişikliği gerektiren hususlarda Meclis’te geniş bir uzlaşma zemini oluşturulması gerekiyor. Ülkemizin yeni bir anayasa ihtiyacı olduğunu dile getiriyorum. Yaşadığımız her hadise böyle bir anayasanın demokrasinin selameti açısından ne kadar gerekli olduğunu gösteriyor. Yeni anayasa mümkün olmasa bile yargıdaki sorunu giderecek bir anayasa değişikliği için de uzlaşma yollarını arayacağız. Amacımız ülkemiz bu gereksiz ve yargıya zarar verecek tartışmalardan bir an önce kurtulmalıdır” dedi.
Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’a yönelik tartışmalar yüksek yargı seçimleri arifesinde yapılıyor. İlk seçim heyecanı Yargıtay’da yaşanacak. Yargıtay Başkanlığı için Mart’ta, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı için Nisan’da, Danıştay Başkanlığı için ise Mayıs ayında seçim yapılacak.
Mevcut başkan Mehmet Akarca 24 Mart 2020’de oyların salt çoğunluğunu alarak başkan seçilmişti. Dört yıllık görev süresi Mart ayında dolacağı için 380 Yargıtay üyesi yeniden sandık başına gidecek. Yeni başkanı belirlemek için gizli oylama yapılacak. İlk üç oylamada sonuç alınamazsa, seçim, üçüncü oylamada en çok oy alan iki aday arasında yapılacak. Akarca yeniden aday. Ancak Akarca’nın karşısına birden fazla adayın çıkabileceği ifade ediliyor.
Danıştay’da da Mayıs ayında sandık kurulması planlanıyor. Mevcut Başkan Zeki Yiğit, Zerrin Güngör’ün yerine 7 Mayıs 2020’de seçildi. Dört yıllık görev süresinin dolmasına kısa süre kaldı. Zeki Yiğit yeniden başkanlığa aday olabilecek. Başkan seçilebilmek için 116 üyesi olan Danıştay’da salt çoğunluk gerekiyor.