Edirne’den Adana’ya uzanan yargı gerçeği, hepsi var: Hakim, savcı, FETÖ, yasak aşk, uyuşturucu…
Profesör Dr. Salih Zoroğlu hakkında hazırlanan iddianamede ‘bacıhane’ kurmayı hedeflediği yazılmıştı. İlk kez hakim karşısına çıkan Zoroğlu, "Bacıhane benim evimdi. Hastaların da üç bacısı vardı, onlar da benim üç kızımdı" diye açıkladı.
Bakırköy’de bulunan psikiyatri kliniğine gelen çocuklara ketamin vererek onları aileleri tarafından istismar edildiğine inandırdığı gerekçesiyle 16 Eylül’de tutuklanan Profesör Dr. Salih Zoroğlu dün ilk kez hakim karşısına çıktı.
Sağlık Bakanlığı’nın dava dosyasına gönderdiği yazıyla ‘Profesör Kabus’ olarak bilinen Salih Zoroğlu’nun yanında klinik psikolog olarak çalışan şüphelilerden Ahmet Aktaş ve Zeynep Akgül’ün psikolog olmadığını bildirdiğini dün size duyurmuştuk.
Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Süleyman Salih Zoroğlu ve Ahmet Aktaş ile Zoroğlu’nun eşinin de bulunduğu dört tutuksuz sanık, müştekiler, mağdurlar ve taraf avukatları katıldı.
Bakırköy Adliyesi’nde dün 11.30’da başlayan ilk duruşma müşteki, mağdur ve avukat sayısının fazla olması sebebiyle Fuaye Salonu’nda yapıldı. Duruşma öncesi salon önünde toplanan mağdur aileleri Salih Zoroğlu ve diğer sanıklara sözlü olarak tepki gösterdi.
Duruşma ilk olarak Salih Zoroğlu’nun savunmasının alınmasıyla başlandı.
Savunmasına Türkiye’de çoklu kişilik bozukluğu teşhisi konulmuş ilk iki teşhiste cinsel taciz görüldüğünü belirterek başlayan Zoroğlu, mesleki geçmişini, tıp sınavında Türkiye ikincisi olduğunu anlattı. Aile içi cinsel istismara uğrayan gençlerdeki travmanın Çoklu Kişilik Bozukluğuna (ÇKB) neden olduğunu anlatan Zoroğlu, cin, şeytan görmenin de bir çeşit ÇKB olduğunu belirtti. Zoroğlu savunmasında, “2020’de Bakırköy’de muayenehane açtım. 27 ay çalıştım. 3 bin hastamın 100 tanesinde ÇKB vardı. Bana gelen ve teşhis koyduğum çocukların 11 tanesi başka doktorlardan ÇKB teşhisiyle geldi zaten. Ben aileleri tehdit etmedim tacizi bırakmaları gerektiğini söyledim. İlk görüşmede ÇKB teşhisi konuldu gibi bir şey de yok” dedi.
Çocuklara ketamin enjekte ettiği yönündeki iddialara da yanıt veren Zoroğlu, “Ketamin konusunda sanki uyuşturucu madde üretip satıyormuşum gibi anlatılmış. Biz ketamini sınırlı bir alanda ağır depresyonda ve intihar girişiminde bulunanlarda kullandık. Ketamin 20 yıldır depresyon tedavisinde kullanılıyor. 60 yıldır da anestezik olarak kullanılıyor. Benim kliniğimin çevresinde en az 10 adet ketamin infizyon seansı yapan doktor var. Ketamini 4 kişide kullandık. Ketamin depresyonda mucize bir ilaçtır. Ben torbacı değilim profesörüm. Benim tek görevim cesur olup bildirmekti. 5 tanesini bildirdik başımıza gelmeyen kalmadı. Herkes kınadı. Sussa mıydım? Arkamı mı dönseydim?” diye konuştu.
Savunmasında FETÖ’den dolayı dosyasının olduğunu ancak bu konunun onunla bir alakası olmadığını da belirten Zoroğlu “Ben seanstan seansa görüştüğüm çocukların beynine nasıl bir şeyler ekebilirim” dedi.
Salih Zoroğlu hakkında hazırlanan iddianamede Zoroğlu’nun ensest mağduru çocukların yaşayacağı bir ‘bacıhane’ kurmayı hedeflediği yazıldı. Üstelik bu bacıhaneyi FETÖ’den ihraç edilmiş bir polis memuru koruyacağı iddia edilmişti. Hâkimin iddianamede yer alan bacıhaneyi sorduğu Salih Zoroğlu, “Bacıhane benim evimdi. Hastaların da üç bacısı vardı, onlar da benim üç kızımdı” diye açıkladı.
Hâkimin ÇKB teşhisi koyulan çocuklara yönelik yaptığı yurtdışı planını ise Salih Zoroğlu şöyle açıkladı:
“Ortanca kızım Belçika’dan kabul almıştı. Hastalardan ikisinin en iyi yapabileceği iş ileride terapi yapmaktı. Belçika’da psikoloji alanlarında eğitim alabileceklerini önerdim. ÇKB bir psikolojik hastalık değildir. Harika bir beyindir. Travma ile yüzleşilmezse kendini bitirir. İyileşip terapist olunursa olağanüstü bir başarı yakalanır.”
Salih Zoroğlu’nun ardından tutuklu sanıklardan Ahmet Aktaş savunmasına başladı. Ahmet Aktaş klinikte hastalara test yaptığını ve ön görüşmeleri yürüttüğünü belirterek şunları söyledi:
“Hastalardan 21 çocuğun en az 10’u şiddetli intihar girişimiyle geldi. Daha önceki tedavilerinden cevap alamadığım için Salih hocaya geldiler. Benim uzmanlık alanım psikolojik terapiler. Seansları birebir Salih hoca yapıyor. Benim ve Salih Hocanın uzmanlık alanları farklı. Ben de Salih hocayla aynı suçlardan yargılanıyorum. Ben o hastaların beş tanesini belki gördüm belki görmedim. Onlar benim hakkımda ‘Ahmet bize ketamin verdi’ demiyor. 21 tane çocuktan bir tanesi ‘Ahmet bana ketamin uyguladı dememiş’ ama uyuşturucudan yargılanıyorum. T. Ş., benim en çok aşina olduğum hastadır. Ben daha öncesinde ÇKB ile ilgilenmezdim. T., ÇKB geldi. İlk bir buçuk ay ketamin verilmedi. Öyle de bir uygulamada yoktu. Öyle bir algı oluşturuldu ki çocukların bize gelmeden önce toz pembe bir hayatı vardı her şey bize geldikten sonra değişti gibi. Hâlbuki bize gelme sebepleri belli.”
Salih Zoroğlu ve beş sanığın yargılanmasına mağdurların ifadeleriyle devam edilecek.
Sanıklardan Zeynep Akgül ise Salih Zoroğlu’nun yanında stajyer olarak çalışmaya başladığını söyleyerek ketamini Zoroğlu’nun gözetiminde çocuklara enjekte ettiğini ifade etti:
“Mezun olduktan sonra iş bulamadım. Evime gelen bir doktorun Salih Zoroğlu’nun psikolog aradığını söylemesi üzerine iş görüşmesine gittim. Salih Zoroğlu bir deneme süresi olacağını söyledi. Bu süreçte sigortam yoktu. Stajyer olarak bulundum. Klinikteki temel görevim gelenleri karşılamak, şikayetleri dinlemek, ön testleri yapmaktı. Zaman zaman Salih Zoroğlu’nun yaptığı seanslara katıldım. Benim ilaçlarla ilgili bir bilgim yok. Ketamini ben sakinleştirici olarak biliyorum. Doktor ya da eczacı değilim. Ben verilen reçeteyi yaparım. Benim hastaya tanı koymam tedavisini yapmam uygun değildir. Bazı hastalara Salih Zoroğlu’nun gözetiminde ketamin enjekte ettim.”
İddianamede Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu ve kliniğinde psikolog olarak çalışan Ahmet Aktaş’ın 21 kez “uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama”, 21 kez “eziyet”, dört kez “iftira”, iki kez “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, iki kez “şantaj”, iki kez “uyuşturucu madde kullanımını özendirme”, bir kez “kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme”, bir kez “özel hayatın gizliliğini ihlal etme” suçları sebebiyle cezalandırılması isteniyor.
Zoroğlu’nun kliniğinde bir süre bulunan Dr. Hüsna Ağca’nın ise “kısmen suça iştirak eden kısmen de yardım eden” olarak üç kez “uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama”, üç kez “eziyet”, iki kez “iftira” suçları sebebiyle cezalandırılması talep ediliyor.
Klinik sekreteri İnci Arslan’ın ise suça yardım eden olarak 20 kez “uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama”, 20 kez “eziyet”, dört kez “iftira”, iki kez “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından ceza talep ediliyor.
Şüphelinin eşi ve klinik idaresini takip eden Dr. Özgül Zoroğlu’nun kısmen yardım eden olarak 21 kez “uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama”, 21 kez “eziyet”, dört kez “iftira”, iki kez “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçları sebebiyle cezalandırılması istendi.
Klinik psikologlarından şüpheli Zeynep Akgül’ün de 17 kez “uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama”, 17 kez “eziyet”, iki kez “iftira”, iki kez “şantaj” suçları sebebiyle cezalandırılması talep ediliyor.
2016 yılına kadar Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. Salih Zoroğlu FETÖ üyesi olduğunun tespit edilmesinin ardından görevinden ihraç edilmişti. Zoroğlu’nun Bakırköy’de açtığı özel klinikte birçok çocuk yaştaki hastayı başta ketamin olmak üzere birçok narkotik ilaç enjekte ederek manipüle ettiği ileri sürüldü. Zoroğlu’nun çocukları ailelerinin istismarına uğradıkları konusunda ikna edip yönlendirdiği, hazırladığı birçok raporla birçok anne babanın yargılanmasına neden olduğu belirtildi.
Zoroğlu’nun hasta ailelerinin servetini sorguladığı ortaya çıkmıştı.
Fakat Zoroğlu’nun 2023’te birçok hasta hakkında benzer raporlar hazırladığı savcılığın dikkatini çekti. Hakkında gelen bir şikayet dilekçesi de savcılığın düğmeye basmasını sağladı.
Ofisinde yapılan aramalarda ketamin ele geçirilen Zoroğlu ve yanında çalışanlar tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Savcılığın hazırladığı iddianamede klinikte çalışan psikologlarla eşinin ve yakınlarının çocukların tedavisinde ketamin kullanıldığından haberdar olduğu ve bu tedavi yöntemini desteklediği belirtiliyor.
Prof. Salih Zoroğlu dosyasıyla alakalı yaptığımız diğer haberleri alttaki linklerden okuyabilirsiniz: