Danıştay iptal etti: Zeytinliklere maden şirketleri giremeyecek
Gıda ürünlerine art arda gelen zamlar alışverişin gözdesi Eminönü'ne bomba gibi düşmüş. Normalde Ramazan alışverişinin bir ay önce başladığını söyleyen esnaf yine de umutlu: Şimdilik bakan çok alan yok, ama belki hafta sonuna doğru olur...
“Çarşambanın gelişi perşembeden bellidir” diye atasözümüz var. Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı enflasyon verilerine göre şubat ayında gıda fiyatlarındaki aylık artış yüzde 8.25’e, yıllık artış yüzde 71.12’ye çıktı. Sadece bir ayda tereyağında yüzde 16.99, peynirde yüzde 11.57, sütte yüzde 10.99, kuzu etinde yüzde 14.81’lik artışlardan biraz anlıyorduk Ramazan’da başımıza geleceği ama yine de durumu yerinde görelim dedik.
“Her kesimden İstanbullunun alışverişte buluşma noktası neresi?” diye sorsam çoğunuzun aklına ilk gelen yer Eminönü olur herhalde. Haftanın hemen her günü kendinizi insan seline kaptırıp gittiğiniz yer. Pastırma, zeytin, sucuk, salam, peynir, kuruyemiş, baklava canınız çektiğinde her çeşidi bir arada bulup fiyatlarını kıyaslayabileceğiniz, lezzetini tadıp alabileceğiniz en büyük pazar yeri.
Hafta başı olmasına rağmen dalgalanan kalabalığın içinde adeta kayboluyoruz. Evet, çok insan var ama alışveriş yapıyorlar mı? Çoğu Arap turist zaten. Dükkanlara girip sormaya başlıyoruz. Esnafın çoğu eskiden Ramazan alışverişinin bir ay önceden başladığına dikkat çekerek “Şu anda hareket yok ama belki hafta sonuna olur” diye geçiştiriyor. Anlaşılan o ki o bekledikleri alışveriş çılgınlığı belki de bu yıl hiç gelmeyecek. Nedeni belli:
Meşhur Kurukahveci Mehmet Efendi’nin önünde kuruyemiş tezgahı açan Rıdvan Iraş arkadaki kahve kuyruğuna inat önü bomboş tezgahından, endişeli gözlerle yoldan gelip geçenleri izliyor. “Satışlar nasıl?” diye sorduğumuzda gözleri daha da bulutlanıyor ve ağzından şu cümleler dökülüveriyor:
“Her gün daha da kötüye gidiyor. Her şeye zam geliyor. Hiçbir şey yerinde durmuyor ki. Baksanıza şu fiyatlara. İnsanlar nasıl alsın 10 bin lira emekli maaşıyla bunları? Hoş, benim emekli maaşım da yok ya. Bunları satacağım ki evime ekmek götürebileyim…”
Sonraki durağımız Eminönü’ndeki şarküterilerin bence en zengini Namlı. Satış görevlisi Mümin Düngel’e (yukarıda) satışların nasıl gittiğini soruyoruz gözlerimizi yuvalarından fırlatan fiyatları görünce. Pastırmanın kilosu iki bin lirayı, sucuk bin lirayı geçmiş, füme et onunla yarışıyor, salam bin liraya yaklaşmış. “Bizde sorun olmaz, satışlarımız her zaman iyidir bizim” diyor, ama normalde iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalık olan dükkan (aşağıda) pek de onun söylediği gibi değil. “Yoksa buraya da hafta sonu mu gelecek müşteri?” diye düşünmeden edemiyoruz.
Hadi kırmızı ete çok zam geldi, peki hindi ve pilice ne oluyor? Hindi fümenin kilosu 980, piliç jambon 480 lira.
Ramazan sofralarının vazgeçilmezlerinden peynir fiyatları da çığrından çıkmış durumda. 300’den başlıyor, 550 liraya olan da var.
Sofradaki en ucuz şey herhalde zeytin. Çünkü bu sene kuraklık nedeniyle üretimi düştüğü halde kilosu 150-300 lira arasında. Pastırma, sucuk, salam ve peynir gibi kahvaltılıklarla kıyaslandığında fiyatı hayli düşük kaldı.
Doğuş Süt’ün mağazasına giriyoruz. Görevli Rahim Tanbulut’a satışlardan memnun olup olmadığını soruyoruz. “Eskiden bir ay kala başlardı satışlar, bu yıl geç başladı. Hafta sonuna doğru artar herhalde” diyor. O sırada pastırma ilişiyor gözüme. Kilosunu soruyorum. “1.350 lira diye” atlıyor bir müşteri ve ekliyor: “Almış bulundum, fiyatını bilseydim almazdım.” Tanbulut giriyor söze: “Bizdeki fiyatı çok ucuz. Sekiz bin liraya satan var.”
Sahurun sevilen yemeklerinden kavurmanın kilosu 990, Afyon sucuk 650 lira.
Burada fiyatlar nispeten ucuz. Kavurmanın kilosu 750, sucuğun kangalı ise 200 liraya düşmüş.
Zeytinin ardından iftar açılışı için en çok tercih edilen ikinci ürün olan hurmanın da 400 liradan başlayan fiyatları yüzünden yanına yaklaşılacak gibi değil. Öğlen olduğu halde hâlâ siftah yapmadığından yakınıyor satıcı.
Oruç tutanların iftardan sonra en sevdiği tatlıların başında gelen baklava fiyatları en orta halli markalarda bile uçmuş durumda. Cevizlide 440, fıstıklısı 560 lira ancak biraz daha lüksünü isterseniz 900 lirayı gözden çıkarmak zorundasınız.
O kadar yüksek ki tatlı fiyatları, 750 lira bol fıstıklı baklava için “şok fiyat” olarak tanımlanır olmuş.
İftarın ardından sahura kadar uyumayanların sevgilisi kuruyemiş ve lokum da artık lüks ürün kapsamına girmiş. Karışık kuruyemişin kilosu 125-250 lira arasında değişirken çifte kavrulmuş lokum fiyatı da kalitesine göre 60 liradan başlayıp 120 liraya kadar çıkıyor.
Velhasıl, tüm bu fiyatları analiz edecek olursak bu yıl Ramazan’da sofra kurmanın maliyeti en az 500 liradan başlayacak gibi görünüyor. Bilenler, bilmeyenlere söylesin…