Elon Musk’ın ‘kara perşembe’si
Elon Musk'ın OpenAI'ya kuruluş sözleşmesini ihlal ettiği gerekçesiyle açtığı davanın ardından şirket sessizliğini bozdu. Geçmiş yazışmaları ortaya döken OpenAI, Musk'ın şirketi Tesla ile birleştirmek istediğini açıkladı.
Teknoloji dünyası son zamanlarda çok ilginç davalarla sarsılıyor. Özellikle de OpenAI gerek New York Times gerekse Elon Musk tarafından açılan davalarla ilginin odağında. OpenAI’ın kurucuları arasında yer alan ama 2018 yılında şirketten ayrılan Musk geçen hafta cuma günü hem OpenAI’ya hem de CEO Sam Altman’a dava açtı.
Musk’ın iddiasına göre kendini kâr amacı gütmeyen bir şirket olarak tanıtan OpenAI ticari çıkarlarını kamu yararının önüne koyarak kuruluş sözleşmesini ihlal ediyor. ABD’li milyarder OpenAI’nin Microsoft ile 13 milyar dolarlık ortaklığa girdiğinden beri yapay zekayı geliştirirken temkinli davranma ve bulgularını kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşma konusundaki sözlerinden vazgeçtiğini söylüyor.
Yapay zeka teknolojisi içinde insanlık için en riskli olanı yapay genel zeka. Üretken yapay zekada istatistikler üzerinden konuşuyoruz, çok büyük veri setleriyle beslenen yapay zeka kendisine soru sorulduğunda seçtiği kelimenin yanına hangi olası kelimenin geleceğini istatistiklere dayanarak seçiyor. Ama örneğin şiir, kitap ya da nota yazması istenen yapay zekadan aslında yaratıcı yani üretken olması isteniyor. Mevcut yapay zekaların en büyük eksikliği, yanıtları tek ve kesin olan, analiz yeteneği gerektiren matematik ve geometri gibi konularda o kadar başarılı olamaması. Yapay genel zeka ise tam olarak bunu vaat ediyor. Altman çok daha basit özetlemiş: “İşe alabileceğiniz ortalama insanın eşdeğeri.”
Sektörün önde gelenlerinin çoğu yapay genel zekaya çok uzak olmadığımızı söylüyor. Onlara göre dört beş yıl içinde bu teknolojiye erişebiliriz. OpenAI’nın en büyük hedefi yapay genel zekayı geliştirmek. Bu noktaya herkesten önce gelmek istemesinin pek çok nedeni var. Bir yapay genel zeka insan emeğinin büyük kısmının otomatikleşmesi ve geliştiricilerin çok para kazanmasını sağlayacak değerli bir kaynak olacak.
O zamanlar Google’ın çalışmaları daha OpenAI’yı kurmamış isimleri endişelendirir hale getirdi. OpenAI’nın çıkışı da bu noktada gerçekleşti, bu teknolojinin Google’a özgü bir şey olmaması gerekiyordu. Tarihler 2015’i gösterdiğinde Musk, Altman, online ödeme yöntemi sunan Stripe’ın eski baş teknoloji sorumlusu Greg Brockman ve birkaç yapay zeka araştırmacısı güçlerini birleştirerek OpenAI’ın kurulmasına vesile oldu.
Plan şuydu: OpenAI yapay genel zekaya ulaştığında kendi içinde bir tehlike değerlendirmesine gidecek ve bulgularını ya halkla paylaşacak ya da yok edecekti.
Dava dosyasına göre Musk 2016’dan 2020’ye kadar OpenAI’ya 44 milyon dolardan fazla katkıda bulundu. Ayrıca şirketin San Francisco’daki ilk ofisini kiralayan ve aylık masraflarını karşılayan da Musk’tı. Dosyada “Musk’ın katılımı, desteği ve sunduğu kaynaklar olmasa OpenAI muhtemelen sırtını doğrultamazdı” deniyor. Musk şirket için o kadar yatırım yaptıktan sonra tarihler 2018’i gösterdiğinde şirketin yönetim kurulundan ayrılıverdi. Bunun bir güç mücadelesi olduğunu biliyoruz. Peki ya neydi o güç mücadelesi?
O zamanlar Altman ve Brockman şirketi halka duyurmadan önce yaklaşık 100 milyon dolarlık bir sermaye toplamayı planlıyordu. Musk ise basına ve halka şirketin 1 milyar dolarlık sermayeye sahip olduğunu söylemeleri gerektiğini ve ek fonları kendisinin sağlayacağını söylemiş. Bunun sebebi ise ABD’li milyarderin OpenAI’ın “çaresiz” bir şirket olarak görünmesini istememesiydi.
OpenAI’ın salı akşamı yayınladığı blog yazısında şirketin Musk’tan 45 milyon dolardan az bir miktar aldıkları, diğer bağışçılardan ise 90 milyon dolardan fazla fon topladıkları belirtiliyor. Şirketin açıklamasına göre Musk şirketin kâr amacı gütmeyen bir şirket olarak kalmaya devam ederse yapay genel zekayı inşa etme hedefine ulaşmak için ihtiyaç duyulan fonun hiçbir zaman toplanamayacağını fark eden OpenAI liderlerinden biriydi.
Blog yazısında şöyle yazıyor: “Hepimiz gayemizde başarılı olmak için çok daha fazla sermayeye, milyarlarca dolara ihtiyacımız olacağını anladık. Bu miktar, Elon başta olmak üzere hiçbirimizin kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olarak toplayamayacağımızı düşündüğümüz kadar fazlaydı.”
Musk ve diğer OpenAI kurucuları kâr amacı güden bir şirket kurmayı kabul ettiklerinde ABD’li milyarder öne çıkarak hisselerin çoğunu, yönetim kurulunun kontrolünü ve CEO’luğu istediğini söyledi. OpenAI’ın söylediğine göre tartışmalar devam ederken Musk şirkete fon sağlamayı bırakmış.
Diğer kurucular şirketin mutlak kontrolünün bir kişiye teslim edilmesinin amacına aykırı olduğuna inandıkları için Musk’ın şartlarını kabul etmemiş. Musk bu kez de OpenAI’nın kendisine ait elektrikli otomobil şirketi Tesla’ya bağlanmasını istemiş. Musk’ın kuruculara attığı bir mail’de şöyle yazıyor: “Tesla Google’a rakip olabilecek tek şirket. O zaman bile Google’a karşı denge oluşturma olasılığı düşük. Yine de sıfır değil.”
Ama Musk’ın istediği olmadı. 2019’da sahneye Microsoft girdi. O zamandan bu yana da Microsoft’un OpenAI’ya yaptığı yatırımlar 13 milyar doları aştı. Şimdi yeniden Musk’ın açtığı davaya dönelim. OpenAI ve Microsoft’un sözleşmesi yapay zeka şirketi yapay genel zekaya ulaşana kadardı. Musk’a göre OpenAI geçen sene piyasaya sürdüğü GPT-4 ile yapay genel zekaya zaten ulaştı.
Musk bu yüzden OpenAI’ın artık Microsoft’la anlaşmasına devam edemeyeceğini savunuyor ve yönetim kurulunun araştırmalarını açık kaynak hale getirmesini istiyor. Mahkemeden de neyin yapay genel zeka olarak değerlendirileceğine ve OpenAI’ın teknolojisinin eşiği aşıp aşmadığına karar vermesini talep ediyor. Halbuki Microsoft üç ay önce Altman’ı bir haftalığına yerinden eden OpenAI krizinin ardından kendine şirketin yönetim kurulunda bir koltuk kaparak daha da işin içine girdi.
Ayrıca OpenAI yapay genel zeka teknolojisine çoktan ulaştıysa mantıken ya yazılım kodlarını herkesle paylaşmalı ya da GPT-4’ü ortadan kaldırmalı. Ama OpenAI ikisini de yapmıyor çünkü kendi iddiasına göre henüz teknolojide o noktaya gelmediler. Bu noktada karar mahkemeye düşüyor. Yapay genel zeka için kıstas ne olacak?