Fenerbahçe’nin peşinde olduğu Cristian Medina’yı Arjantinli gazeteciden dinledik: Premier Lig’e kadar gider
Demokrasi öyle bir şeydir ki, bazen değersiz gibi görünen tek bir oy tüm hikayeyi baştan yazma gücüne erişir. 1998'de yapılan Fenerbahçe seçimleri bunun en net örneği. Spor dünyasının dört bir yanında da buna benzer hikayelere rastlamak mümkün.
Türkiye’nin mahalli seçimler için sandık başına gideceği gün 10Haber olarak spor kulüplerinin tarihlerini değiştiren seçimleri inceledik. Kimi kavga gürültü eşliğinde yeni bir dönem başlattı, kimisi tarihte ilk kez olan süreçlere yol açtı. Ancak ne var ki spor kulübü seçimi denince konuya Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe’nin başına geçtiği o meşhur 1998 kongresinden başlamamak olmaz. “Bir oy bir oydur” söylemini çok iyi yansıtan bir durum Fenerbahçe’nin de başına gelmiş, sarı lacivertlilerin kaderi tek bir oyla değişmişti…
Galatasaray’ın üst üste kazandığı iki şampiyonluk sonrası Fenerbahçe’de dört yıldır yürüttüğü başkanlık görevini bırakan Ali Şen sonrası sarı-lacivertliler yeni bir başkan arayışına girişti. Uzunca bir süre dernek ve vakıflarla yapılan istişareler nedeniyle aday çıkaramayan Fenerbahçe’de sessizliği sandık başına gitmeye 43 gün kala bozan ilk isim Ömer Çavuşoğlu oldu. Çavuşoğlu’nun ardından o dönem Fenerbahçe’nin Futbol Şubesi Sorumlusu ve Asbaşkanı olan Vefa Küçük ikinci isim olarak öne çıktı. Son olarak Vefa Küçük’ten bir gün sonra, takvim yaprakları 3 Şubat 1998 tarihini gösterirken ise “Maddi açıdan kendi kendini yönetebilen ve Avrupa şampiyonluğuna oynayan bir Fenerbahçe” söylemini hedef belirleyen Aziz Yıldırım adaylığını açıkladı.
15 Şubat 1998 günü Acıbadem’de gerçekleştirilen seçimli olağan kongrede eski başkanlar ile birlikte dernek ve vakıflar Vefa Küçük ile Aziz Yıldırım’ın etrafında birleşti, Ömer Çavuşoğlu ise herhangi bir destek almaksızın seçime girmesi sebebiyle sandıktan üçüncü sırada çıkacağı düşünülen isim olarak öne çıktı. Mevcut başkan Ali Şen’in desteğini alan Vefa Küçük’ün mü yoksa eski başkanlardan Güven Sazak ve Hasan Özaydın’ın işaret ettiği Aziz Yıldırım’ın mı kazanacağı önceden kestirilemeyen seçimde oy kullanma işlemi Ali Şen yönetiminin ibra edilip Fenerbahçe’nin bütçesinin onaylanmasının ardından başladı.
Seçimin Küçük ve Yıldırım arasında yakın geçmesi bekleniyordu, ancak bu kadar yakın geçeceği belki de kimsenin aklının ucundan bile geçmiyordu. 17 ayrı sandıkta toplam 3094 geçerli oyun kullanıldığı kongrede dokuz sandıkta Vefa Küçük, sekiz sandıkta ise Aziz Yıldırım önde çıktı. İlk açıklanan sonuçlara göre ise geçerli oyların 1469’unu alan Aziz Yıldırım, 1468 oy alan rakibi Vefa Küçük’ün sadece 1 oy önünde Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 32’nci Başkanı seçilmişti. Özellikle 11’inci sandık üzerine yapılan itirazlar sonucu oylar tekrar tekrar sayılsa da sonuç değişmeyince Aziz Yıldırım’ın 20 yıl sürecek “Fenerbahçe Başkanı” ünvanı, o gün rakibinden bir fazla aldığı oy sayesinde başlamıştı.
Aziz Yıldırım bu 20 yıllık döneme futbolda altı Süper Lig, iki Türkiye Kupası ve üç Süper Kupa’nın yanı sıra Avrupa’da bir Şampiyonlar Ligi çeyrek finali, bir kez de Avrupa Ligi yarı finali; basketbolda EuroLeague zaferinin yanında sekiz lig şampiyonluğu, voleybolda dört Avrupa kupası ve amatör branşlarda sayısız zafer kazandırmıştı. Ayrıca Samandıra Can Bartu Tesisleri, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nın yenilenmesi ve Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nun kulübe kazandırılması gibi önemli atılımlar yapmıştı. Bu 20 yıllık süreçte kazanılan başarı ve kat edilen yolun başlangıcı ise yazımızın başında da belirttiğimiz gibi sadece bir oyla atılmıştı…
2017-18 sezonuna Igor Tudor yönetiminde sıfırdan kurulan kadrosuyla Süper Lig’e iyi bir başlangıç yapan Galatasaray’daki bayram havası haftalar ilerledikçe Başakşehir ve Beşiktaş deplasmanında alınan ağır yenilgiler sebebiyle yerini karamsarlığa bırakmıştı. Her şeye rağmen ligin üst sıralarında bulunan sarı-kırmızılılarda Igor Tudor’un kredisini dolduran son olay ise 16’ncı haftada Yeni Malatyaspor deplasmanında alınan 2-1’lik yenilgi oldu. O dönem başkanlık görevini yürüten Dursun Özbek, geçmiş iki sezonundaki başarısız sonuçlar sebebiyle sezon bitiminde gireceği seçimde görevini sürdürebilmek için şampiyonluk kazanmak zorunda olduğunun farkındaydı. Galatasaray’da şampiyonluk isteniyorsa bunun için kimin kapısını çalması gerektiğini de çok iyi bilen Özbek, ani bir kararla Igor Tudor’un görevine son verip takımın başına Fatih Terim’i getirdi.
Fatih Terim’le sözleşme imzalayan Dursun Özbek, Terim’i takımın başına getirmenin verdiği siyasi gücü kullanma isteğiyle normalde mayıs ayında yapılması gereken genel kurulu aldığı kararla ocak ayına çekmişti. Galatasaray hazirunu tarafından ‘Baskın seçim’ damgası yiyen bu yöntem, halihazırda bulunan Dursun Özbek’e muhalif cepheyi daha da genişletmiş, o cepheden çıkan aday ise “Bu seçim kabul edilemez, seçildiğimde mayıs ayında yeniden sandığa gideceğim” söylemini üreten Mustafa Cengiz olmuştu.
23 Ocak 2018 tarihinde Galatasaray Lisesi Tevfik Fikret Salonu’nda başlayan seçimlerde sandıklar açılmaya başlandığında değişik bir tablo ortaya çıktı. Dursun Özbek’in rahat kazanması öngörülen seçimde ilk açılan sandıklarda Özbek önde olsa da aradaki fark beklendiği kadar yüksek değildi. Saatler ilerledikçe arayı kapatan Mustafa Cengiz, 12’nci sandık açıldığında genel tabloda ilk kez öne geçmeyi başardı. Öne geçtikten sonra bir daha geri düşmeyen Cengiz, 1703 oy aldığı seçimi 1623 oy alan mevcut başkan Dursun Özbek’e karşı sürpriz bir şekilde kazanan taraf oldu.
Bu sonuçla Galatasaray Spor Kulübü tarihinde bir ilk yaşandı ve seçime mevcut başkan sıfatıyla giren bir aday ilk kez oylamadan yenik ayrılan taraf oldu. Sezon sonu şampiyonluk ipini göğüsleyen Galatasaray’da Başkan Mustafa Cengiz sözünü tuttu ve 26 Mayıs tarihinde kulübü yeniden seçime götürdü. Bu seçimden daha da kuvvetli ayrılan Cengiz, üç yıl boyunca yürüttüğü başkanlık görevinde iki Süper Lig şampiyonluğu, birer tane Türkiye Kupası ve Süper Kupa’nın yanı sıra kadın basketbol şubede gelen EuroCup’ı da kazanmayı başardı. Görevinin ikinci yılındayken sağlık durumu bozulan Mustafa Cengiz, 2021 yazında kulübü seçime götürdü ve aday olmayarak başkanlığı bıraktı. Görevden ayrıldıktan beş ay sonra, 28 Kasım 2021 tarihinde hayata gözlerini yumdu.
Kimilerine göre dünyanın en büyük spor kulübü olan Real Madrid’in 2000’li yıllardaki sükseli başarılarının ve ‘Los Galacticos’ ünvanının elde edilmesinin bir numaralı faktörü olan Florentino Perez de ilginç seçim süreçlerinden geçip bu noktaya geldi. İlk kez 1995’te Real Madrid başkanlığına aday olan Perez, üç adayın yarıştığı seçimi ikinci sırada tamamlayıp seçilmeyi başaramadı. Ne var ki bu yenilgiden yılmayan Perez, tam aksine gözünü daha da karartmış bir şekilde 2000 yılındaki seçimlere hazırlanmaya başladı. 1998 ve 2000 yıllarında Şampiyonlar Ligi’ni zaferle tamamlayan Real Madrid’in başkanı Lorenzo Sanz, seçime yine favori aday olarak giren taraftı. Ancak gözünü karartan Perez, başkanlık koltuğunu ne kadar istediğini oy verecek üyelere de daha iyi anlatmak için bir anket organize etti. Ankette soru açıktı, “Başkan seçilmem halinde en çok hangi oyuncuyu transfer etmemi istiyorsunuz?” Cevap ise sorudan daha da net, “Figo!”. O yıllarda ezeli rakip Barcelona’nın süper yıldızı olan Figo, Florentino Perez’in astronomik teklifiyle kendisini Real Madrid’e bağlayan ön sözleşmeye imzayı attığında Florentino Perez de kazandığı itibarla oyların yüzde 55’ini alarak Real Madrid’in başkanlığına seçildi. Figo sonrası eklemelere devam eden Perez; Zidane, Ronaldo ve Beckham gibi dev transferlerle ‘Galaksilerin Takımı’nı kursa da beklediği çapta başarılara ulaşamadığı için kulübün önünü açmak adına 2006 yılında görevinden ayrıldı. Altı yıllık sürece iki La Liga, bir de Şampiyonlar Ligi zaferi sığdıran Perez, bu dönemi başarısız gördüğü için bıraksa da ayrılığı üç yıl sürdü.
2009’da yarım kalan Los Galacticos projesini bu sefer daha fazla başarıyla süsleyebilmek için yeniden Real Madrid’a başkan olan Perez, bu dönemine de inanması güç transferler sığdırdı. İlk yılında Kaka, Cristiano Ronaldo, Benzema ve Xabi Alonso gibi isimlere milyonlarca euro bonservis bedeli ödeyip kadroyu başkan kuran Perez, ilerleyen yıllarında da bu dev transferleri yapmayı sürdürdü. Real Madrid’in başında toplam altı La Liga ve altı Şampiyonlar Ligi kazanan Perez, beş defa da UEFA Süper Kupa sevinci yaşadı. Basketbolda da yatırımlarını sürdüren Florentino Perez, yeni kez lig, üç kez de EuroLeague kazanan takımların başkanı olmayı başardı.