OVP neden beklenen sıcak parayı Türkiye’ye getirmeyecek?
Enflasyon yüzde 65’ler düzeyindeyken bankacılık sektörünün sadece %14 kâr artışı sağlaması reel olarak kârların eridiğini gösteriyor. Mevduat maliyeti hızlı yükseliyor, kredi faiz getirisi bu hıza ulaşamıyor. Bu yıl bankalar için çok zor olacak gibi.
BDDK tarafından açıklanan ve yılın ilk iki ayını içeren bankacılık sektörü 2024 Şubat ayı verileri sektörün kârlılık açısından performansının düşüş eğilimi içinde olduğunu gösteriyor. Açıklanan rakamlara göre bankacılık sektörünün kârı 2023 Şubat ayı ile karşılaştırıldığında 65.564 milyon TL’den 74.734 milyon TL’ye yükselerek sadece %14 oranında bir artış gösterdi.
Kârlılığı sağlayan gelir gider kalemlerine baktığımızda öncelikle sektörün kredilerden alınan faizleri 165.512 milyon TL’den 492.505 milyon TL’ye yükselerek %197,6 oranında artış gösterirken mevduata verilen faizler %312,1 oranında artarak 122.419 milyon TL’den 504.509 milyon TL’ye çıktı. Bu rakamlar bankaların en çok maliyet oluşturan kalemi olan mevduat maliyetinin en çok gelir sağlayan kalemleri olan kredi getirisinden daha yüksek oranda arttığını ve miktar olarak da daha fazla olduğunu gösteriyor.
Bankaların toplam faiz gelirleri Şubat 2024’te Şubat 2023’e göre %183,6 oranında artarak 727.170 milyon TL oldu. Toplam faiz giderlerinde aynı dönemde %275,9 oranında artış gerçekleşerek 606.039 milyon TL’ye ulaştı. Toplam faiz giderlerindeki artış oranının çok daha yüksek olması banka kârlılığını olumsuz etkileyen bir unsur. Bu rakamlar sonucunda bankaların net faiz geliri Şubat 2024’te Şubat 2023’e göre sadece %27,2 oranında artarak 121.130 milyon TL oldu.
Faiz dışı gelir giderlere baktığımızda ise bankaların kâr payları hariç toplam faiz dışı gelirleri Şubat 2024 itibariyle %139,3 oranında artarak 213.090 milyon TL’ye ulaştı. Faiz dışı giderleri ise %78,8 oranında artarak 211.708 milyon TL oldu. Bankaların faiz dışı gelirleri faiz dışı giderlerini karşılar düzeyde.
Faiz gelir-giderleri ile faiz dışı gelir-giderler dışında bankaların kârlılıklarını etkileyen ana unsur sermaye piyasası işlem kârlarıdır. Sermaye piyasası işlemlerinden bankalar Şubat 2023 sonunda 5.698 milyon TL kâr elde ederken 2024 Şubat ayı sonunda 29.798 milyon TL zarar ettiler. Bu zararın temel nedeni büyük ölçüde bankaların ellerindeki DİBS’lerin değer kaybetmiş olmasına bağlı.
Bilindiği üzere tahvil vb. borçlanma araçlarında piyasa faiz oranları yükseldikçe daha önce alınmış düşük faiz oranlı borçlanma araçları değer kaybediyor. Ülkemizde de genel seçimler sonrası politika faiz oranındaki yükselmeye bağlı olarak DİBS’lerin faiz oranlarında da yükselme yaşandı. Bunun sonucunda bankaların daha önceden aldıkları ve alım satım amaçlı/satılmaya hazır tuttukları düşük faiz oranlı DİBS’ler sürekli değer kaybetmekte, bu da bankaların mali tablolarına zarar olarak yansıyor.
Daha önce çok defa belirttiğimiz bankalar için temel risklerden biri gerçekleşmiş olup mart ayındaki politika faiz artışının etkilerini dikkate aldığımızda bankalar bu kalemden zarar etmeye devam edecek.
Dikkat çekici diğer bir nokta da aynı dönemler itibariyle dövizli işlemler sonucunda oluşan kambiyo kârlarının 17.049 milyon TL’den 2.138 milyon TL’ye düşmesi.
Banka sermaye sahipliği grupları itibarıyla kâr zarar durumuna baktığımızda ise çok daha dikkat çekici ayrışmalar dikkat çekiyor. Sektörün Şubat 2024’te önceki yıl aynı aya göre ortalama kârı %14 artarken yerli özel bankaların net dönem kârı 25.616 milyon TL’den 17.204 milyon TL’ye düşerek %32,8 oranında geriledi.
Kamu bankalarında kâr rakamı 2024 Şubat ayında bir önceki yıl aynı ayına göre %44,6 artarak 12.998 milyon TL’den 18.792 milyon TL’ye yükseldi. Yabancı bankalar ise adı geçen dönemde kârlarını 26.950 milyon TL’den 38.737 milyon TL’ye yükselterek %43,7 oranında artış sağladı.
Yerli bankaların kâr düşüşünde 12.470 milyon TL sermaye piyasası işlem zararları, 2.280 milyon TL kambiyo zararları yanında net faiz gelirlerinin sadece %21,7 oranında artırılabilmiş olması etkili oldu.
Bütün bu açıklamaları bir araya getirecek olursak sektör kârlılık anlamında geri gidiyor. Enflasyonun yüzde 65’ler düzeyinde olduğunu düşündüğümüzde sektörün sadece %14 bir kâr artışı sağlaması reel olarak kârların eridiğini ve kârlılık oranının düştüğünü gösteriyor.
Sektörün faizli gelir-gider tarafında mevduat maliyeti hızlı yükseliyor, kredi faiz getirisi bu hıza ulaşamıyor. 2024 boyunca ekonominin aynı çerçevede gideceği ve hatta daha da sıkılaştırılabileceği düşünüldüğünde bu yıl bankalar için çok zor olacak gibi görünüyor.
Bankalar daha önce almış oldukları DİBS’lerden ciddi miktarda zarar ediyor. Faiz oranlarının daha da yükselme olasılığı düşünüldüğünde bu menkul kıymetlerden zarar etmeye devam edebilecekler.
Kamu bankaları ve yabancı bankalar bir ölçüde kârlılığını koruyor görünürken yerli özel bankaların kârlarının bu enflasyonist ortamda 2023’ün bile gerisinde kalması ciddi olumsuzluk.
Son olarak kârlılıktaki sıkıntı enflasyon muhasebesi uygulanmamasına rağmen gerçekleşti.
Bankalarda enflasyon muhasebesi uygulanmasının kârlılığı düşürücü etkisi olduğu düşünüldüğünde, acaba enflasyon muhasebesi uygulansaydı sektörde kâr kalır mıydı? Önemli bir soru olarak karşımızda.
20 Kasım 2024 - Kuşaklar aynı kaderi paylaşmaya devam ediyor
17 Kasım 2024 - Ekonomik ve psikolojik çöküntünün artan boyutu
13 Kasım 2024 - İkinci Trump dönemi bize ne getirecek?
10 Kasım 2024 - Enflasyon neden düşmez?
6 Kasım 2024 - TÜSİAD’dan ekonomiye ilişkin çarpıcı tespitler