Rusya-Ukrayna Savaşı’nda dengeler değişiyor: Kursk’un 28 bölgesi Kiev kontrolünde
Avrupa'nın en büyük nükleer santrali olan Zaporijya Nükleer Santrali Ukrayna savaşında ilk kez doğrudan hedef alındı. Saldırıda en az üç dron kullanıldığı belirtiliyor. Santrale kritik hasar verilmemiş, Rusya ve Ukrayna ise birbirini suçluyor.
Rusya’nın devlete ait nükleer enerji şirketi Rosatom dün Zaporijya Nükleer Santrali’ne daha önce görülmemiş şiddette dron saldırıları düzenlendiğini ve üç kişinin yaralandığını açıkladı. Tesiste görevli Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) müfettişleri de pazar günü tesise en az üç dron saldırısı düzenlendiğini teyit etti.
Ajanstan yapılan açıklamada bir dronun santralin altı nükleer reaktöründen birinin bulunduğu muhafaza binasının çatısına çarptığı belirtildi. Diğer dron ise laboratuvar binasının dışına isabet etmiş. Santralin resmi Telegram kanalından yapılan açıklamaya göre gıda boşaltan bir kamyon da hasar gördü.
Pazar gecesi yapılan açıklamada tesiste görevli uzmanların sahada patlamalar ve silah sesleri duyduğu belirtiliyor. Ayrıca santral yakınlarında birkaç el top atışı duyulmuş. Ajansın yöneticisi Rafael Grossi santralin güvenlik sistemlerinde herhangi bir hasar belirtisi olmadığını, ama tesisteki uluslararası müfettişlerin bir ünitenin reaktör kubbesinin çatısında yüzeysel yanma tespit ettiğini açıkladı.
Savaşın ilk zamanlarında Rusya’nın kontrolüne geçen Zaporijya Avrupa’nın en büyük nükleer santraline ev sahipliği yapmasıyla büyük önem taşıyor. Zaporijya Nükleer Santrali Dnipro Nehri’nin doğu kıyısında, savaşan orduları ayıran cephe hattının yakınında; bu da savaşın başından bu yana endişe kaynağıydı. İlk kez bir nükleer tesis işgal ediliyordu. Tesisteki krizler tüm dünyada yeni bir çevre felaketi mi yaşanacak korkusu oluşturmuş, UAEA yetkilileri santralin güvenliğini kontrol için pek çok kez bölgeyi ziyaret etmişti.
Tesis Kasım 2022’den bu yana ilk kez doğrudan saldırıya hedef oldu. Grossi bu olayın “nükleer güvenliğin tehlike düşmesi” anlamına geldiğini söyledi.
Moskova’nın Viyana’daki UAEA temsilcisi Mihail Ulyanov saldırıdan Ukrayna güçlerini sorumlu tuttu. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov Ukrayna’yı kınayarak dron saldırısının “çok kötü, olumsuz sonuçları olacak tehlikeli bir hareket” olduğunu söyledi. Ukrayna ise Rusya’nın iddialarını yalanladı. Ukrayna’nın istihbarat ajansı sözcüsü Andriy Yusov Ukraynalı haber kuruluşu Ukrainska Pravda’ya açıklamasında Moskova’nın Ukrayna’nın uluslararası destek almasını engellemek için tesise “sahte bayrak” saldırısı düzenlediğini savundu.
Grossi ise isim vermeksizin dron saldırılarını kınadı ve bu tür “pervasız saldırıların nükleer kaza riskini büyük ölçüde artırdığını, dolayısıyla derhal durdurulması gerektiğini” söyledi. Santraldeki altı reaktörün tamamı kapatıldı, yani artık tesiste elektrik üretilmiyor ama güvenlik sistemlerine güç sağlamak ve nükleer erime yaşanmaması için hem suya hem de elektriğe ihtiyaç duyuluyor.
Daha önce santral sekiz kez elektrik kesintisi yaşamış, mühendisler her seferinde güvenlik sistemlerinin çalışması için dizel jeneratörlere güvenmek zorunda kalmıştı.
Ukrayna’nın devlete ait nükleer enerji şirketi Energoatom’un yöneticisi Petro Kotin önceki günlerde mühendislerin Rus askerlerinin tesisi ele geçirmesinden bu yana santralde pek çok olay yaşandığını belgelediğini bildirdi. Buna göre tesisteki ekipman sürekli bozuluyor, yeterince kalifiye eleman olmaması ve santralin olduğu Enerhodar kasabasının da işgal halinde olması nedeniyle personelin aileleri için endişelenmesi nedeniyle insan hatası riskleri artıyor.
Ukrayna son dönemlerde St. Petersburg’a kadar uzanan uzun menzilli dronlar üretiyor. Bu dronları yapay zeka sistemiyle donatan ülkenin saldırıları böylece daha isabetli oluyor. Geçen aylarda hem Moskova hem de St. Petersburg bu dron saldırılarında hedef alındı. Yine bazı haberlere göre Rusya uzun menzilli bu dronlar sebebiyle S-400 hava savunma sistemlerinden bir kısmını St. Petersburg’a çekmek zorunda kaldı.
Bu arada yıl mayıs ayında Zaporijya Oblastı’na bağlı Melitopol Belediye Başkanı İvan Fedorov Rus güçlerinin her 20-30 dakikada bir kalkan otobüslerle hızlı tahliyeler olduğunu iddia etmişti.